Olay, geçen yıl haziran ayında, Nilüfer ilçesine bağlı Ertuğrul Mahallesi 112'nci Sokak'taki apartman dairesinde meydana geldi. Uzun süredir psikolojik tedavi gördüğü öne sürülen Osman Cenk Karataş ile boşanma aşamasında olduğu eşi Serpil Karataş arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Karataş, mutfaktan aldığı bıçağı Serpil Karataş'a art arda sapladı. Bıçağın yamulması üzerine başka bir bıçak alan Karataş, eşini bıçaklamaya devam etti. Serpil Karataş olay yerinde hayatını kaybederken, 16 ACA 914 plakalı otomobiliyle kaçan Osman Cenk Karataş, Kütahya- Eskişehir yolu Sera Köprülü Kavşağı'nda yakalandı. Karataş ifadesinde, "Eşimi öldürdükten sonra evde bulunan altın ve paraları alarak, Uşak’ta oturan babamın yanına gitmek için yola çıktım. Bıçağı evde bıraktım" dedi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Karataş, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Hakkında 'Eşe karşı canavarca hisle adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Osman Cenk Karataş'ın Bursa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına bugün devam edildi. Duruşmaya sanık Osman Cenk Karataş, Serpil Karataş'ın babası Hulki Şentürk ve annesi Nesibe Şentürk, kardeşi Erdal Şentürk ile taraf avukatları ile kadın derneklerinin temsilcileri katıldı.
Bir önceki celse akli dengesinin yerinde olmadığını iddia ederek rapor isteyen sanık Osman Cenk Karataş ile ilgili beklenen rapor dosyaya girdi. Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanan raporda sanığın cezai ehliyetinin olduğu belirtildi. Raporun ardından ilk kez savunma yapan sanık Karataş, ifadesine "Böyle bir kabahatle karşınızda olduğum için özür dilerim" diyerek başladı. Bunun üzerine mahkeme başkanı araya girerek adam öldürmenin kabahat değil suç olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanının tepkisi üzerine yeniden özür dileyerek savunmasına devam eden Karataş, psikolojik sorunları olduğunu, çevresinde yaşadığı şeylerin sürekli kendini tekrar ettiğini bu durumdan psikolojisinin çok etkilendiğini söyledi. Karataş, savunmasına şöyle devam etti:
"Eşim bir kere bana 'Kusursuz cinayet var mıdır?' diye sordu. Ben 'Yoktur' dedim. 'Beni öldürmek istersen nasıl öldürürsün?' diye sordu 'Kimseyi öldürmem' dedim. Sonra yaşadıklarımı düşündüm ve ona dedim ki, 'Birini öldürmek istersem onun psikolojisini bozarım. Ona her şeyi iki kere yaşatırım, kendi kendine intihar etmesini sağlarım.' Bunu söyleyince sanki öldürülecekmişim gibi hissettim. Sonra bir gün eşimin arkadaşı olan Zübeyde’nin kocası beni aradı. Normalde çok iletişimimiz olan biri değildi. Bana kahve içmek istediğini söyledi. Ben de gidip görüştüm. Bana 'Cenk benim ikinci karım var. Biz bununla her perşembe buluşuyoruz' dedi. 'Yakalanmaktan korkmuyor musun?' diye sordum bana 'Yok karımın arkadaşı, 2 çocuğu var. Ben onun parasını yiyorum' dedi. Sonra ben bu kişinin eşim olduğunu düşündüm."
Eşinin çocuk aldırdığını belirten Karataş, "Ben çok istiyordum çocuğu ama o istemedi. Bu da beni psikolojik olarak çok yaraladı. Son günlerde koltukta oturuyoruz, sağ elimi eşimin omzuna attım, titriyordum. Resmen koltuk titriyor o bunu hissetmediğini söyledi. Ona 'Kendimi iyi hissetmiyorum' dedim o da bana 'Kötü görünüyorsun yoksa intihar mı edeceksin' dedi dalga geçer gibi. Ben bana 'Pikniğe gidelim' der bekliyordum o benle dalga geçti. Ona 'Beni bir şeye mi yönlendiriyorsun' dedim. Sonra kızım sabahın köründe 5-6 saniye çığlık attı. Ben korkudan yataktan çıkamadım beni öldürecekler diye. Beni intihara sürüklediklerini düşündüm. 3 gün yemek yemedim içine bir şey atacaklar diye" dedi.
Eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini ve bunu sürekli kafasında kurduğunu, izlediği cinsel içerikli videoda gördüğü kadının eşine çok benzediğini, filmdeki perde ve parkenin de evindekilerle aynı olduğunu iddia eden Karataş, bunların etkisinde kaldığını belirterek, "Evin her yerinden iç çamaşır çıkıyordu ve bunların hiçbirini üzerinde görmedim. Özellikle bir tanesini özel bir yere koymuş bunu sordum nerden geldiğini sordum. Bana arkadaşı olan Rukiye’nin hediye ettiğini söyledi. Sonra tekrar sordum bu sefer kendisinin aldığını söyledi. Ben onu görüntülü arıyordum ama o daha çok arardı. Son bir hafta sürekli ben arıyordum. 15 dakikada bir arıyordum. Son günlerde sürekli arama motorunda ‘Çocuklarım benden değil mi, hayatım yalan mı, kısırlık testi nasıl yapılabilir’ diye arattım, o görmesin diye sildim. İzlediğim cinsel içerikli bir videoda gördüğüm bir kadının vücudunda eşimin vücudunda olan 3 beni gördüm. Perde yatak odamızın perdesiydi açıları tanıdım parke bizim parkemizdi. Yine kötü düşünmemeye çalıştım. En son görüntülü aramıştım görüntüde 2 saniye kararma vardı ve nefes nefeseydi. İnler gibi bir ses çıkarıyordu. Telefonu gösterdi belden aşağısı çıplaktı" dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı araya girerek "Aldatan bir kadın görüntülü telefonu açmaz. Tanıklar eşinin pazardan geldiğini ve üstünü değiştirirken senin ısrarlı araman sonucu telefonu açtığını söyledi. Bu şekilde olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.
Osman Cenk Karataş mahkeme başkanının sorusuna, "Evet bana pazardan geldiğini söyledi. 'Ben ona sen ne yapıyorsun?' diye sordum. O da bana kızdı, 'Neden sürekli seni aldattığımı ima ediyorsun?' dedi ve bütün odayı bana gösterdi. Ben 7 dakika sonra eve gittiğimde kayınvalidem evdeydi. Kızını alıp gideceğini söyledi. Ben de onu aşağıya gönderdim Serpil'le konuşalım dedim. Serpil ayrılmak istediğini söyledi. Serpil bağırıp çağırdı ama ben sesimi çıkarmadım. Ben ses kaydı aldım çünkü şahidim yok ben tek başımayım bir şey olursa kanıt olsun diye ses kaydı aldım. Ama ben evde sürekli kendi kendime kuruyorum. Sürekli evi arıyorum her yeri dağıttım evden paralar çıkıyor iç çamaşır çıkıyor. Evde 1600 TL'lik fatura buldum 14 Şubat'ta alınmış. İçeriği çatal kaşık bıçak takımı ve vazo vardı. Bizim evimize öyle bir eşya girmedi" dedi.
Kayınbiraderi ve kayınvalidesine iyi olmadığını söylediğini iddia eden Karataş, "Serpil beni doktora götürsün' dedim. Serpil beni doktora götürmek yerine kahvaltıya götürdü. Barışmak istedim kabul etmedi. Olay günü Uşak'a gidecektim. Eve geldim eşyalarımı hazırlamaya arabanın ruhsatını bulamadım. Serpile 'sende mi?' dedim 'yok bende değil' dedi. Tekrar dükkana gittim ruhsat dükkandaymış aldım onu eve geri döndüm. Sonra kızım evdeydi patenle kaymak için aşağıya inmek istedi ben de 'in' dedim. Eşim 'inme' dedi ben 'aşağıya in' dedim kızıma. Sonra eşimle konuşmaya başladık. Eski konular açıldı ona iç çamaşırları sordum. Ona 'Bana bunu neden yaptınız, neden gururumla oynadınız' diye sordum. Sonrasını hatırlamıyorum. Olayda 2 bıçak kullandım. İki tarafı keskin bıçak kullanmadım" diye konuştu.
Sanık savunmasının ardından mahkeme heyeti eksik evrakların tamamlanması ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
Duruşmanın ardından Serpil Karataş’ın kardeşi Erdal Şentürk, olayla ilgili açıklama yaptı. Şentürk, "Sanık akli dengesinin yerinde olmadığını iddia ederek ilk duruşmaya katılmamıştı. Daha sonra ihtisas dairesine gönderildi ve buradan cezai ehliyeti tamdır raporu çıktı. Bugün savunma yaptı ve olmayan iddialar yönlendirdi. Aldatıldığını iddia etti. Biz bu davanın sonuna kadar peşindeyiz. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Bizim tek isteğimiz adaletin yerini bulması. Biz şu an aile olarak önümüze bakmak, çocuklarımızı hayata hazırlamak istiyoruz. Duruşmada gelip bana kötü olduğunu söylediğini iddia etti. Yalan söylüyor bana sadece ablamla barışmak istediğini söyledi. Ben de ortamın gergin olduğunu daha sonra bunu konuşmaları gerektiğini söyledim. Yalan söylüyor, akli dengesinin yerinde olmadığının arkasına sığınıyor" dedi.
DHA