Kayadan: Korku imparatorluğu kuruldu

Eğitim İş Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, AKP iktidarının “kindar ve dindar” gençlik projesinin 12 Eylül darbesinin bir sonuç olduğunu ve bunun 4+4+4 Kesintili Zorunlu Eğitim Yasası ile de hayata geçirildiğini savundu. AKP iktidarının varlığını 12 Eylül’e borçlu olduğunu ve kendi 12 Eylül’lerini yarattığını ileri süren Kayadan, AKP’nin 12 Eylül’le hesaplaşamayacağını söyledi.

DARBEDEN BESLENENLER ORTAYA ÇIKIYOR

12 Eylül 1980 askeri darbesinin 32. yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada her geçen gün darbenin arkasındaki sis perdesinin aydınlandığını, darbenin asıl mağdurları ile darbenin yarattığı yeni düzenden kimlerin beslendiğinin de bir bir ortaya çıktığını dile getiren Kayadan, “Atatürk’ün büyük bir özveriyle Cumhuriyet değerleri üzerine kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, Türk Dil Kurumu ve Tarih Kurumu gibi çok sayıda kurumun kapatıldığı bu süreç, Atatürkçü düşüncenin en fazla zarar gördüğü, çok sayıda Atatürkçü aydın ve düşünürün zindanlara tıkılarak yıpratıldığı dönem olarak tarihe geçmiştir” dedi.

12 EYLÜL KORKU İMPARATORLUĞU OLUŞTURDU

12 Eylül’ün “faşist darbe” olduğunu ifade eden Kayadan, bu darbe sonucunda 800 bin insanın gözaltına alındığını, 250 bin demokrat yurtsever insanın tutuklandığı bir sürecin yaşandığını belirterek, “Bunun sonucunda yurtsever, aydın demokrat, devrimci insanlarımızın bir bir işkencelerden geçirilmesi sonucunda, bir korku imparatorluğu oluşturulmuştur” diye konuştu.

DİNDAR VE KİNDAR GENÇLİK 12 EYLÜL’ÜN SONUCU

12 Eylül’ün toplumda yarattığı sorunlara değinen Kayadan, AKP’nin “kindar ve dindar gençlik projesi”nin de 12 Eylül’ün bir sonucu olduğunu savundu. Kayadan, “Bugün AKP iktidarının özlemini çektiği ve hedef olarak ortaya koyduğu biat eden ‘kindar ve dindar’ gençlik projesi 12 Eylül darbesinin bir sonucudur ve 4+4+4 Kesintili Zorunlu Eğitim Yasası ile de hayata geçirilmiş bulunmaktadır. 12 Eylül’ün oluşturduğu korku düzeninin izleri günümüzde mevcut siyasi iktidar döneminde sürdürülmektedir” şeklide konuştu.

AKP KENDİ 12 EYLÜL’LERİNİ YARATTI

Darbenin izlerinin silinmesi konusundaki vaatlerin yerine getirilmediğini belirten Kayadan, AKP iktidarının 12 Eylül anayasa değişikliği referandumunda, en büyük propagandayı 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin yargılanacağı üzerinden yaptığını, ancak bugüne kadar bu vaadini gerçekleştirmeyip tam tersine 12 Eylül darbesine karşı duranları cezalandırarak kendi 12 Eylül’lerini yarattığını öne sürdü.

12 Eylül 2010 referandumunda anayasada yapılan değişikliklerin halkı aldatmaya yönelik olduğunun anlaşıldığını ifade eden Kayadan, hapishanelerin dolup taştığını, mahkûmlar için yatacak yer bile bulunamadığını söyledi.

AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE YAŞANANLAR

Kayadan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Demokrasimiz önünde engel teşkil eden YÖK, zorunlu din dersi, seçimlerde uygulanan yüzde 10 barajı, siyasi partiler yasası, daha yüzlerce yasa ve hukuk dışı uygulama, bugün hala varlığını korurken, bunlara yenileri eklenmiş, DGM’leri aratacak Özel Yetkili Mahkemeler kurulmuştur. Ülkemiz adeta açık cezaevine dönüştürülmüştür. 12 Eylül 1980’den önce ülkemizde iki buçuk milyon sendikalı işçi varken, bugün ileri demokrasi naraları atanların döneminde bu sayı sekiz yüz bine düşmüştür. Aynı zamanda özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarıyla çalışanların örgütlenme özgürlüğü engellenmiş, darbe döneminde bile yapılmayan bu dönemde yapılmış, yasa çıkarılarak grev yasaklanmıştır. Kullanılan bir kısım demokratik haklar bile suç sayılarak, kişiler gözaltına alınmakta hatta cezalandırılıp hapse atılmaktadır. 12 Eylül Darbesi’nin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini Anayasada zorunlu hale getirilmesiyle AKP gibi partilere ortam hazırlanmıştır. 12 Eylül’ün getirdiği siyasi ortamdan beslenen AKP’nin 4+4+4 yasasıyla eğitimi gericileştirmek için attığı adımların en önemlilerinden biri de birçok din temelli seçmeli dersin, ders çizelgelerine yerleştirilmesi olmuştur. Bu derslerle birlikte birçok okul, imam hatip okullarına dönüştürülerek, tekrar mektep-medrese ikilemi yaratılmıştır. Böylece Öğretim Birliği Yasası rafa kaldırılarak, Cumhuriyet devrimleriyle hesaplaşılmaktadır.”

DEMOKRASİ DIŞI ARAYIŞLAR ÇÖZÜM DEĞİL

12 Eylül faşist yönetiminin oluşmasına neden olanları kınadıklarını dile getiren Kayadan, “Demokrasi ve hukuk dışı arayışların hiçbir dönem çözüm olamayacağı inancındayız. Darbenin kirli ilişkileriyle bugün önemli görevlerde bulunanların da gerçek yüzlerinin ortaya konulması, kamuoyu vicdanında yaraların sarılmasında önemli rol oynayacaktır” dedi.