Adana’da emekli Selahattin Ö., eşi Semiha Ö. 1997’de ölünce Mersin’in Çamlıyayla ilçesinde yalnız yaşamaya başladı. Selahattin Ö.’nün eşinden boşanan küçük oğlu 56 yaşındaki Bahadır Ö., 1999’da evi yanıp felç olunca iddiaya göre babasının emekli maaşını alabilmek için nikahsız yaşadığı ikinci eşi Günnur G.’ye babası ile resmi nikah kıydırdı.
Nikahı Çamlıyayla ilçesinin Darıpınar köyü muhtarı 8 Ağustos 2000’de kıydı. Ruh sağlığı da yerinde olmadığı öne sürülen 85 yaşındaki Selahattin Ö., evlilikten 4 ay sonra hayatını kaybetti. Gelin-kayınpeder evliliği ise mahkemelik oldu. Bu evliliği kabullenemeyen ve ailece rencide olduklarını söyleyen inşaat mühendisi Salih A. Ö., 2001’de Mersin 2. Aile Mahkemesi’ne ’evliliğin mutlak butlan ile sakat, geçersiz olduğunun tespiti, iptali’ talebiyle dava açtı.
Salih A. Ö. bu mücadelesini bırakmayarak 2006 yılında Mersin 2. Aile Mahkemesi’de dava açılmasını sağladı. Yerel aile mahkemesi Salih A. Ö.’nün başvurusunu reddetti. Bunun üzerine Ö. kararı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ölen Selahattin Ö.’nün akli dengesinin yerinde olup olmadığına karar verilmesini isteyerek yerel mahkemenin kararını bozdu. Bunun üzerine Mersin 2. Aile Mahkemesi’nde dava yeniden başladı. Mahkeme adli tıptan Selahattin Ö.’nün akli dengesinin yerinde olup olmadığı yönünde rapor istedi. Adli tıp ise ölen bir kişinin akli dengesinin yerinde olup olmadığına karar veremeyeceklerini, mahkemenin şahitleri dinleyerek karar verebileceği hükmüne vardı. Bunun üzerine yerel mahkeme dün "Selahattin Ö.’nün akli dengesinin yerinde olup olmadığına karar verilememiştir. Bu nedenle Salip A. Ö.’nün talebinin reddine" diye karar vererek davayı yeniden Yargıtay’a gönderdi.
"MÜCADELEM DEVAM EDECEK"
Salih A. Ö. bu durum karşısında çok şaşırdığını belirterek, "13 yıldır süren hukuk mücadelem devam edecek. Bu karar Yargıtay’dan yine dönecek. Daha önce de iki çocuklu gelin kayınbaba evliliği davası, 2 yıl sürdükten sonra hakim tarafından dava açamazsın diye reddedildi ve bu karar Yargıtay tarafından bozuldu. Çünkü gerçek bir butlan davası, aile hukukumuzda, gelin ve kayınbaba, alt ve üst evlenme diye bir şey yoktur. Suçlu tarafından bu ikrar ediliyor. Gelin ’eşim bana nikah yapmadığı için çocuklarımdan dolayı ben kayınbabamla soyadı için evlendim’ diyor. Yargıtay tarafından karar bozulup geldikten sonra 2. konumu akli dengesi konumuna getirildi. Babam kardeşimin nikahsız yaşadığı iki çocuklu eşiyle evlendirildi. Ve şuanda İstanbul’da beraber yaşıyorlar. Mahkeme bugün bizim başvurumuzu reddetti ve 2. kez Yargıtay’a gönderdi. Çünkü Yargıtay akli dengesi yerinde mi değil mi diyor. Adli tıptan gelen raporda ise ölmüş bir insanın akli dengesinin yerinde olup olmayacağı konusunda karar veremeyecekleri, şahitler ile buna karar verileceğini hükmetmişler. Akli dengesi yerinde olsa ne olacak. Bu adam felç, 2 kez prostat ameliyatı geçirmiş, tansiyonu yüksek, yürüme engelli ve bu dağ başında bir köyde nikah yapılıyor. Mevcut bulunduğu Çamlıyayla, Fakılar köyünün hepsi tanıdık akraba ve neticede Darıpınar Köyü’nün muhtarı getirilip nikah kaldırılıyor. Daha sonra da evraklar yok edilmesi için muhtarlık yakılıyor. Bu bir içtihat olacak. Bu Türkiye’de içtihat olacak. Bu gibi Türkiye’de binlerce, yüzlerce, kayınbabasıyla evlenen gülle nikah var. Hükümetimiz de bugün bunların peşine gidiyor, bununla ilgili yaştan dolayı bugün yarın kanun çıkmak üzere" dedi.
Kayınpederi ile emekli maaşı için evlendiği iddia edilen Günnur Ö. ise avukatı aracılığıyla mahkemeye verdiği cevabi yazıda, eşi Bahattin’in kendisine nikah kıymaması nedeniyle zorunlu olarak kayınpederi ile nikahlandığını belirtti.
(İHA)