Kayıp kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir. Arapça "ġyb" kökünden türeyen ve "kaybolma, yitme" anlamına gelen "ġayb" kelimesinden alıntıdır. Kayıp kelimesi Türkçede çoğunlukla herhangi bir şeyin ilk koyulduğu yerin bulunamaması durumunda kullanılır. Kayıp kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre anlamı şu şekildedir:
- Kaybolma, yitme, yitim
- Kaybedilen şey
- Kaybolmuş olan, yitik, zayi
Kayıp kelimesinin anlamları yukarıda belirtildiği gibi Türk Dil Kurumunda açıklanmıştır. İlgili kelimeyi cümle içerisinde kullanmak gerekirse:
- O kadar süre kayıptı ki artık adını ve soyadını unutmuştuk.
- Kendi düşünceleri içerisinde uzun bir yolculuğa çıkınca kayboldu.
- Kendi benliğini kaybedince artık kendini tanıyamaz oldu.
- Benimle bu şekilde konuşman karakterin açısından ne büyük bir kayıp oldu.
- Kayıp bir şeyin peşine düşmezsen artık o senin için bir kayıp olmaz.
- Kendini kaybetmiş birisine yol göstermezseniz asla araya araya doğru yolu bulamaz.
- Sen kendi doğrularını kanun sayarsan gerçekleri gözünün önünde kaybedersin.
- Bu kadar uzun ömür yaşamış birisi olarak söylüyorum ki çok şey kaybedildi.
Kayıp kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük
Kayıp kelimesinin eş anlamı olan birden fazla sözcük vardır. Bu kelimeler cümle içinde kayıp yerine geçebilir ve herhangi bir anlatım bozukluğu olmaz. Kaybın eş anlamlısı kelimeler:
Kaybın eş anlamlıları ile örnek cümleler
Kayıp eş anlamlısı olan kelimelerle çeşitli cümleler kurulabilir. Kayıp kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler
- Bu hikâyede ikimiz de yitik kaldık, artık kurtulan çıkmaz.
- Verdiğim paraların tümünü cidden zayi mi ettin?
- Kendine ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın?
- Birçok yitik malzeme özel depolarda saklanıyordu.
- Bu savaşta o kadar kayıp verdik ki savaşı kazanmamız artık pek de mümkün gözükmüyor albayım.
- Zayi o kadar yüksek çıktı ki artık önümüzü bile göremez hâle geldik.
- Yitik giymiş bir gençlik varken nasıl gelecekten söz edebiliriz ki?
- Kendine bu kadar zarar vermeye devam edersen artık organların bunu kaldıramayacak ve iflas edecektir.