Daha sonra bulunan kemiklerin aynı torba içerisinde iç içe karışarak gömüldüğü tespit edilince aileler, ölülerin hatırına ve insan onuruna uygun düşmeyeceği gerekçesiyle mezarı açmaktan vazgeçti.
Yıllarca yakınlarının bir mezarları olsun diye mücadele veren Bulut ve Orhan aileleri, kemiklerin aynı torba içerisinde gömülmesinin tespiti üzerine bir mezara değil, toplu bir mezara sahip oldu. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Doğu ve Güneydoğuda tespitlerine göre yaklaşık 300 toplu mezarda 4 bin kişinin gömüldüğünü, mevcut mezar açma yöntemi ile toplu mezarların açılmasını istemediklerini söyledi. Bilici, "Mezarların iş makineleri ile değil, uzman ekipler tarafından Minosetta Protokolü’ne göre açılmasını istiyoruz. Yoksa yıllardır bir mezarları olsun diye mücadele veren kayıp yakınları kemiklerin karıştırılması ile aynı travma ile ikinci kez karşılaşmak zorunda kalıyor" dedi.
**YILLAR SONRA YAKANLARININ KEMİKLERİNE ULAŞTILAR**
Terörle mücadele kapsamında 1994 yılında bölgede görev yapan Bolu Dağ Komando Tugayı’na mensup askerler tarafından Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde gözaltına alındığı iddia edilen 8 kişiden bir daha haber alınamadı. Kayıp yakınlarından birinin araştırması sonucu Diyarbakır’ın Kulp İlçesi Bağcılar Köyü yakınlarında 2003 yılında toplu mezar tespit edildi ve ilçe Cumhuriyet Savcılığı’na bilgi verildi. Savcılık tarafından açılan toplu mezarda bulunan kemikler için kayıp yakınlarından kan örnekleri alınarak kemikler ve kan örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Adli Tıp Kurumu’nda yapılan çalışmalardan sonra 2009 yılında toplu mezardan çıkarılan kemiklerin Ali Bulut, Emre Bulut, Ramazan Bulut, Hasan Orhan ve Mehmet Orhan’a ait olduğunu, 3 kişinin kemiklerinin kime ait olduğu belirlenemediğini bildirdi. 15 yıl aradan sonra yakınlarının kemiklerine ulaşan Bulut ve Orhan aileleri, kimlik tespiti işleminden sonra kayıp yakınları Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak kemikleri mezara koymak amacıyla istedi.
**8 KİŞİYE AİT KEMİKLERİN BULUNDUĞU 32 KİLOLUK TORBA KAYBOLDU**
Savcılık ailelere, kemiklerin kendilerine ulaşmadığını ve nerede olduklarının bilinmediğini bildirdi. Kayıp yakınları bunun üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne başvurdu. İHD Diyarbakır şubesi yöneticilerinin girişimleri sonucu kayıp kemikler bulundu. 5’i kimliği tespit edilen 8 kişiye ait kemiklerin Kulp ilçesi Merkez Mahalle Mezarlığın’da aynı torba içerisinde ayırt edilmeksizin aynı torba içerisinde gömüldüğü tespit edildi. 15 yıl boyunca kayıp yakınlarının izini süren aileler, buldukları yakınlarının kemiklerinin iç içe ve kimliği tespit edilmeyen 3 kişiye ait kemiklerle aynı torba içerisinde gömüldüğünden mezarın açılmasından vazgeçti.
**AİLELER, MEZARIN AÇILMASINI İSTEMEDİ**
Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’na başvuran Orhan ve Bulut aileleri, ölülerin hatıralarına ve insan onuruna uygun düşmeyeceği gerekçesiyle mezarın açılarak kemiklerin çıkartılıp ayrıştırılarak kendilerine verilmesinden vazgeçti. Bu karardan sonra 15 yıldır kayıp yakınlarının izini arayıp en azından onlara mezar yaptırmak isteyen aileler, 1 mezar değil, 8 kişinin kemiklerinin bir torbaya konularak gömüldüğü bir toplu mezara kavuşmuş oldu. Mezarlıkta kimliği tespit edilen 5 kişinin adının yazılı olacağı bir anıt mezarın yapılabileceği belirtildi.
**1 CESET TORBASINDA 11 PKK’LIYA AİT KEMİKLER**
Bölgedeki toplu mezarlar gerçeğine dikkat çeken İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 1990’lı yıllarda toplu mezarlara gömülen sivil ve PKK’lıların mezarlarının iş makineleri ile açılması nedeniyle kimlik tespitinin zorlaştığını ve ailelerin kemiklerin karışması nedeniyle yakınlarının kemiklerini dahi alamadıklarını söyledi. Bilici, Batman’ın Gercüş İlçesi’nde 1995 yılında çıkan çatışmada öldürülen 11 PKK’lının gömüldüğü toplu mezarın 2 yıl önce bulunduğunu ve bunlardan 8 kişinin kimliği tespit edilmesine rağmen kemiklerin karıştırılması nedeniyle ailelere bir mezara konulacak kemikler bile verilemediğini söyledi. Bilici, "Bir ceset torbasına konulan 11 kişiye ait kemikler yan yana açılan her mezara bir kafatası ve bazı kemikler şeklinde paylaşılarak gömüldü. Bu durum aileleri ikinci kez yıktı" dedi.
**"300 TOPLU MEZARDA 4 BİN KİŞİ GÖMÜLMÜŞ"**
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, yaptıkları çalışmalar ile Türkiye’de toplu mezar haritası çıkardıklarını, şu anda Doğu ve Güneydoğuda kimi il ve ilçelerin kimsesizler mezarlıklarında kimisi arazide olmak üzere yaklaşık 300 toplu mezarda 4 bin kişinin gömüldüğünü tespit ettiklerini söyledi. Büyük çabalar sonucu savcılıklar tarafından açılmaya karar verilen bazı toplu mezarların uluslararası hiçbir kanun ve kural gözetilmeden açıldığı, mezarların açılmasında iş makinelerinin kullanıldığının görüldüğünü söyleyen İHD Şube Başkanı Bilici, şunları söyledi: "Bu yöntemlerle mezarların açılmasının ciddi sorunlar yaratırken, usulüne uygun açılmaması nedeniyle bu mezarlarda delillerin kaybolmasına yol açmıştır. Türkiye’nin halen Minnesota Otopsi Protokolü ve diğer uluslararası protokollere göre hareket etmemesi bilinen bir başka gerçektir. Ayrıca ’BM Tüm Kişilerin Zorla Kaybetmeye Karşı Korunması İçin Uluslararası Sözleşmeyi’ de imzalamayarak, aslında bu konularda pek bir çalışma yapmak istemediğini ortaya koymuştur. Bölgemizde birçok toplu mezar doğa olayları sonucu yer değiştirirken, bazı mezarlar baraj suları altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Toplu mezarların üzerine çöpler dökülüyor, yollar yapılıyor, inşaatlar yükseliyor."
**İHD, KAYIPLAR VE TOPLU MEZARLAR VAKFI KURUYOR**
İHD Şube Başkanı Bilici, İHD’nin son Genel kurulunda aldığı karar gereğince ’Kayıplar ve Toplu Mezarlar Vakfı’ kuracağını da anlatarak şöyle konuştu: "Mezarlardan çıkarılan cenazeler ve insana ait buluntularda yalnızca kimliklendirme yapılmayıp kişilerin ölüm nedenlerinin belirlenmesi ve insan hakları ihlallerinin belirlenmesi de hukuki zorunluluktur. Kayıpların aranması ve mezarların açılması Minnesota Otopsi Protokolü ve mezar açmayla ilgili uluslararası standartlara göre yürütülmeli, mezarların iş makineleri ile özensiz ve bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin-kaybolmasının önüne geçilmelidir. Aksi takdirde aileler ve bizler toplu mezarların mevcut yöntemlerle açılmasını istemiyoruz. Yoksa yıllardır bir mezarları olsun diye mücadele veren kayıp yakınları kemiklerin karıştırılması ile aynı travma ile ikinci kez karşılaşmak zorunda kalıyor."
DHA