Küreselleşmenin etkili olduğu alanların başında tarımsal üretim geliyor. Ülkelerin ekolojik zenginliğini yansıtan meyve çeşitliliği, tarım tekellerinin yararı için yok olmanın eşiğine geldi.
Yaşanan süreçten olumsuz etkilenen ülkelerden biri de Türkiye. Anadolu’nun binlerce yıllık ürün dağarcığını oluşturan sonsuz tat, renk, aroma ve lezzete sahip yöresel meyve, sebze üretimi neredeyse yok olma noktasında.
Kendine has kokusu, tadı ve lezzetiyle onlarca değişik çeşide sahip Malatya kayısısı bunlardan biri. Yabancı kayısı türlerinin ülkeye sokulmak istenmesi ve Malatya’nın verimli bahçelerinin giderek betonlaşması kayısı üretimini tehlikeye atıyor.
Akdeniz bölgesinde Adana, Mersin civarında yetiştirilen yabancı türler Malatya kayısısı adı altında büyük illerde pazara sunulmaya başlandı. Yakın zamanlarda Malatya’da roksana adında Avrupa kayısı fidanları ortaya çıktı. Şimdilik yasal engellerden dolayı yabancı tür bahçeleri kurulamıyor, ancak görülen o ki ileride bu çeşitler Malatya’ya sokulabilir; Malatya kayısısı yok olma tehlikesi altına girebilir.
Dünya kayısı piyasasında en değerli ürün olarak kabul gören Malatya kayısısının merkezi Kayısı Araştırma Enstitüsü, dünyada bilinen en büyük kayısı gen bahçesi aynı zamanda. Ancak bu merkezin etrafı konutlarla sarılmış durumda, mekânı başka bir yere taşıma düşüncesi de var.
Yani 150’ye yakın kayısı gen kaynağının bulunduğu ve belki de “kayısı açık hava doğa tarihi müzesi” olma özelliğini hak eden kayısı bahçesi yok edilmek üzere. Ayrıca Malatya’nın meyvecilik açısından en eski ve verimli alüvyon topraklarının yerine kısa zaman içinde yüksek binalardan caddeler kuruldu.
Farklı tat ve çeşitlere dayanan butik üretim, küreselleşmeye kurban edilerek uluslararası tarım tekellerinin politikalarına açık hale getiriliyor ve dünya kayısı pazarına girebilmemiz için bu yabancı çeşitlerin yetiştirilmesi gerektiği konusu kitlelerin aklına işleniyor.
Böyle devam ederse geleneksel çeşitlerin ülkemize kazandırdığı zenginlik yok edilecek ve belki de Malatya kayısısı tarihe karışacak...