‘KCK başımıza örülmüş bir çorap’

Özgür - Der Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz, KCK’nın bölge halkı için ciddi bir...

Özgür - Der Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz, KCK’nın bölge halkı için ciddi bir baskı unsuru olduğunu söyledi. Yılmaz, “Kendisi dışında hiçbir sivil, siyasi, sosyal yapıyı barındırmamak gibi bir hedef güdüyor.” dedi. 'KCK operasyonlarının geniş tutularak Kürtlere yönelik sürek avı başlatıldığı' algısının oluşturulmasını da doğru bulmadıklarını söyleyen Yılmaz, “Ancak KCK’nın başımıza örülmüş bir çorap olduğunu hatırımızda tutuyoruz.” diye konuştu.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) tarafından Kocatepe Kültür Merkezi’nde ‘Kürt Sorununa Sistem İçi Çözüm Arayışları ve İslami Çözüm Önerileri’ konulu bir panel düzenlendi. Panelde konuşmacılar arasında yer alan Özgür - Der Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz, KCK operasyonları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
'KCK’nın silahlı, sosyal, siyasi sivil, kültürel tüm PKK örgütlerini bir çatı altında toplayan yapı' olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları ifade etti: “Tüzüğünü okursanız, şunu görürseniz: Başkanı Abdullah Öcalan’dır. Yürütme konseyi başkanı ise bugün silahlı gücün de başında olan Murat Karayılan’dır. KCK dediğimiz yapı, silahlı bir gücün vesayeti altında işleyen tüm PKK kurumlarını ifade eden, bir araya getiren yapıdır. KCK tutuklamalarını ve operasyonlarını belli oranlarda eleştirirken, bir yandan da bu yapının aynı zamanda silahlı bir örgütün, illegal bir örgütün gerek siyasi gerek silahlı eylemlerini planlayan ve talimatlarını veren kurum olduğunu hatırımızda tutalım. KCK aynı zamanda bölgede bir silahsız PKK’ya hazırlık amacıyla kurulmuş bir yapıdır ve şu anda bölge halkına çok ciddi bir baskı uygulamaktadır. Kendisi dışında hiçbir sivil, siyasi, sosyal yapıyı barındırmamak gibi bir hedef gütmektedir. Biz orada yaşayanlar olarak bunu doğrudan doğruya yaşıyoruz.”
KCK operasyonlarında haklı ve haksız taraflar bulunduğunu söyleyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Haksız taraflara karşı çıkıyoruz. Tutuksuz yargılanabilecek kişilerin tutuklu yargılanmasını, Kürtçe savunma hakkı verilmemesini doğru bulmuyoruz. 'Operasyonun çok geniş tutulup, hemen herkesin içeri alınmasını ve Kürtlere yönelik sürek avı başlatılmış' algısı oluşturulmasını doğru bulmuyoruz, ancak KCK’nın da bizim başımıza örülmüş bir çorap olduğunu hatırımızda tutuyoruz.”

Reklam
Reklam

“DEMOKRATİK ÖZERKLİK BİR TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ PROJESİDİR”
Özgür - Der Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz, demokratik özerklik söylemlerine karşı olduğunu kaydetti. Yılmaz, “Özerklik ayrı bir şey, PKK’nın önümüze koyduğu demokratik özerklik ayrı bir şey. Ben kişisel olarak demokratik özerkliğe karşı çıkıyorum, ama özerkliği savunuyorum.” ifadesini kullandı.
Demokratik özerkliğin bir toplum mühendisliği projesi olduğunu dile getiren Yılmaz, “Oluşturulmak istenen bir PKK toplumundan bahsediyoruz. Hedef bu. Bahsedilen demokratik özerlik modelini iyi bir şekilde okuduğunuzda onun bir idari biçimi olmadığını, aslında toplumu yeniden inşa etme projesi olduğunu göreceksiniz. Demokratik özerliği gerek dini bakışı, gerek aile kurumuna bakışı, gerek topluma bakışı itibari ile kabul etmemiz mümkün değil. Bahsedilen küçük PKK özerk devletidir. Son derece katı, ideolojik bir devlet söz konusudur.” dedi. Yılmaz, PKK'nın olmadığı bir özerkliği ise savunduğunu söyledi.

“ANA DİLDE EĞİTİM HAKKI VERİLMEDEN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLEMEZ”
AK Parti’nin başlattığı açılım sürecinde atılan birçok adımı devrim olarak gördüğünü söyleyen Yılmaz, bununla birlikte birçok zayıf ve eksik noktanın da bulunduğunun altını çizdi. Ana dilde eğitim hakkı verilmeden Kürt sorununun çözülemeyeceğini vurgulayan Yılmaz, “Her yasada ırkçı ifadeler var. Bunların temizlenmesi lazım. Türkiye’de ayrımcılığa karşın bir yasa da yok. Dağlarda, kışlalarda, resmi kurumlarda yazılan ırkçı ifadeler hala duruyor. Askeri eğitimde ırkçı bir eğitim söz konusu. Hem etnik kimlikleri aşağılayan, hem eğitim olarak ırkçılığı aşılayan bir eğitim söz konusu. Milli eğitim sisteminde de ırkçılık söz konusu. Andımız ve milli güvenlik dersleri halen kaldırılmadı.” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“DEVLET SAVUNUCULUĞU YAPIP HALKA YÖNELİK KATLİAMLARI GÖRMEZDEN GELEMEZSİNİZ”
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ise konuşmasında Uludere olayına değindi. Heronların çektiği görüntülerin halen soruşturmaya yürütenlere verilmediğini söyleyen Pamak, “Neden verilmiyor? Çünkü orada o insanların sınır dışına giderken ki görüntüleri de var. Sınır dışına gidenlerin kim olduğunu da biliyorlar, 4 saat sonra dönüşlerinde bombalıyorlar.” ifadesini kullandı. Pamak bu tür yöntemlerin, tarafları birbirine düşürmek ve vesayet sistemini sürdürmek isteyenlerce kullanıldığını belirtti.
AK Parti hükümetini de eleştiren Pamak, “Maalesef AK Parti bir taraftan devletçi bir pozisyona doğru savruluyor, devlet ile özdeşleşme hali yaşanıyor. Devlet vatandaşını bombalamazmış. Her devlet vatandaşını bombalama potansiyeline sahiptir. Hele ki Türkiye. Onlarca kez sabıkası vardır.” sözlerine yer verdi.
“Devletin tüm katliamları savunuluyor” diyen Pamak, “Devlet ayağımızdaki pabuçtur. Sıktığı zaman atarız. Devlet hizmet organizasyonudur. Devleti bir yerlere oturtup devlet savunuculuğu yapıp halka yönelik katliamları görmezden gelemezsiniz.” şekline konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz