Silivri’de görülen KCK davasının 3. duruşması yine olaylı başladı. Yaka kartı yerine baro kartlarıyla duruşma salonuna girmek isteyen avukatlarla jandarma arasında gerginlik yaşandı.
Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da sanıkları arasında bulunduğu 140’ı tutuklu 205 sanıklı KCK davasına devam ediliyor. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’deki duruşma salonunda görülen davanın 3. duruşmasına 138 tutuklu sanık ile 13 tutuksuz sanık hazır bulundu. CHP Milletvekili Mahmut Tanal ile BDP Milletvekilleri Nazmi Gür ve Sebahat Tuncel de duruşmayı izledi.
Duruşmaya, tutuksuz sanıkların yoklamasıyla başlandı. Bunun üzerine Avukat Adem Çalışçı söz alarak, “Sanık avukatları bir saattir dışarıda bekletiliyor, siz duruşmayı başlatıyorsunuz. Müdafilerimiz avukatsız kaldı. Avukatlar resmi Baro kartlarıyla duruşma salonuna giremiyorlar. Yırtık olan yaka kartıyla duruşmaya girmek zorunda bırakılıyorlar. Mahkemeden saygı bekliyoruz. Avukatların resmi kartlarıyla mahkeme salonuna alınmalarını talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme Başkanı Ali Alçık da talebi değerlendirmek üzere duruşmaya kısa bir ara verdi. Verilen aranın ardından avukatlar yaka kartı yerine Baro kartlarıyla duruşma salonuna girmek istediler. Bunun üzerine avukatlarla jandarma arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Jandarmaya konuşup, Baro kartlarıyla duruşma salonuna giren avukatlar, jandarmaya isimlerini yazdırarak gerekirse haklarında işlem yapılmasını kabul etti.
Verilen aranın ardından konuşan Mahkeme Başkanı Ali Alçık, “Mahkeme heyeti mahkeme salonunun içinden sorumludur. Dışarısıyla ilgili bir sorun varsa Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat etmeniz gerekir” diyerek talebi reddetti.
Talebin reddedilmesinin ardından sanık avukatlarından Taylan Tanay söz aldı. Tanay, “Duruşma salonuna girmemiz engelleniyorsa, bu mahkeme heyetini ilgilendirir. Giriş resmi kimlik kartlarımızın dışında jandarmanın imzaladığı bir kartla girmemiz kabul edilemez. Jandarmanın uyarılmasını istiyoruz. Savunma yapabilmemiz için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. İddianamenin tamamının okunmasını istiyoruz. Özetlenmesini kabul etmiyoruz. Sanıkların neyle suçlandığını herkesin bilmesi gerekir. Bunun için iddianamenin özetlenmesini istemiyoruz” dedi.
Sanıkların ana dilde savunma yapması gerektiğini belirten Tanay, “Ana dilde savunma meselesi var. Lozan Anlaşması gereğince ana dilde savunma yapma hakkı vardır” diye konuştu.
Duruşma şu sıralar avukatların talepleriyle devam ediyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz