Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Güntekin Uysal ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Adıyaman'daki iftar programına katıldı. İftarın ardından bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, seçmene seslenerek 'sandığa gidin' çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Millet İttifakı olarak tek bir şeye kilitlendik. Bu milletin sorunlarını birlikte çözeceğiz. Kamplaşma olmadan, birbirimizi kucaklayarak, birbirimize saygı ve sevgi göstererek, kul hakkı yemeden hizmet edeceğiz. Bunu söylerken şunu bilmenizi isterim, ‘belediye seçimlerinde CHP’li belediyelere oy verirseniz, şu olur, bu olur’ diye bir sürü iftira attılar. Hiçbirisi kul hakkı yemedi, bütçeleri düşmesine rağmen daha büyük yatırım yaptılar, fakirin fukaranın yanında oldular. Hiçbir ayrım yapmadılar. Onlardan biri de yanımızda. Sayın Mansur Yavaş. Beraberiz ve birlikteyiz. Bu ülkenin sorunlarını çözmeye kararlıyız. Ayrımcılık yok bizim kitabımızda. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve siyaseten biz bütün insanlara hizmet etmeyi bir onur ve gurur meselesi kabul ederiz. Yeter ki bu güzel vatanımızda hiçbir çocuk yatağına aç girmesin, her evde huzur ve bereket olsun. Arzumuz budur."
"Elbette insanımız acı içinde. Bunun farkındayız. Vatandaşın parası kuru soğana yetmiyor dediğim zaman, soğanla alay ettiler. Geçmişte bizde de olurdu. Yardım alanlara makarnacı diye, bir anlamda eleştirilir dalga geçilirdi. Açık ve net söylüyorum. Allah nasip eder, sizlerin oyuyla iktidara geldiğimizde hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Yeri geldiğinde eleştiri yapıyoruz, yeri geldiğinde kendi hatalarımızı da söylüyoruz. Evet, kusurumuz, yanlışımız varsa gel oturalım konuşalım, helalleşelim diyoruz. Çünkü biz insan olarak birbirimize muhtacız, beraberiz, kucaklaşmalıyız, Türkiye’nin sorunlarını çözmeliyiz."
"Hakkın, hukukun ve adaletin olmasını istiyorsanız ayın 14’ünde sandığa gideceksiniz, haktan yana, hukuktan ve adaletten yana oy kullanacaksınız. Bu işin çözümü budur. O nedenle söylüyorum kul hakkı yiyenlere oy vermeyin. Kul hakkı yiyenlere oy vermek onlara ortak olmak demektir. Çünkü biz Millet İttifakı olarak şu sözü verdik: Her kuruşun hesabını bu millete vermek bizim boynumuzun borcudur. Sizden alınan her kuruşun hesabını vermek bizim boynumuzun borcudur. Parayı yerinde harcayacağız, millet için harcayacağız ve hesabını vereceğiz. Kendimiz için harcamayacağız. Siyaset zenginleşme aracı değil, halka hizmet etme aracıdır. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyoruz."
"Geldiler, size ‘ev yapacağız, iki yılı ödemesiz olacak, 20 yıllık taksitle yaptığımız harcamaların parasını geri alacağız’ dediler. Biz Millet İttifakı olarak şunu söylüyoruz: Siz evinizi, dükkanınızı alırken, 23 ayrı belgede 42 imza vardı. İnşaat mühendisinden mimarına, fizik mühendisinden tutun jeoloğa kadar herkesin imzası vardı. Siz sadece tapuya gidip tek imza attınız. Dediniz ki ‘ben bu evi bu dükkanı satın alabilirim’. Siz devletin güvencesi altında, onun çıkardığı yönetmelik çerçevesinde, size ‘bu bina, bu dükkan depreme dayanıklıdır’ dediler, söz verdiniz. Siz de güvenip aldınız. Ama deprem oldu, verilen sözlerin doğru olmadığı, o belgeye imza atanların da doğru imza atmadığı ortaya çıktı. Sizler hayatınızı kaybettiniz, yakınlarınız hayatını kaybetti. Şimdi size diyorlar ki helalleşelim. Biz öyle değil, biz sizden helallik isteyeceğiz ama nasıl? Biz evinizi, dükkanınızı, ahırınızı yapacağız. Sizden 5 kuruş dahi almayacağız. Ondan sonra geleceğiz, anahtarlarınızı teslim ederken diyeceğiz ki, ‘yakınlarınızı kaybettiniz, ölenleri getirmek mümkün değil ama size evinizi, dükkanınızı ne varsa yaptık, anahtarını teslim ediyoruz, gelin şimdi helalleşelim’. Bizim helalleşmemiz böyle olacak. Bölgenin bütün sıkıntılarını biliyoruz. Hepsini çözeceğiz."