14 Mayıs seçimlerine 9 gün kaldı. Siyasi parti liderleri de programlarını yoğunlaştırdı. CHP lideri Kılıçdaroğlu bugün ilk Mersin'de konuştu. Türkiye'ye demokrasi ve bereketi getireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Mersin'i bu bölgenin en güçlü kentlerinden biri haline getireceğiz. Orta Anadolu'nun bütün kentlerini demir yolu ile Mersin ve İskenderun'a bağlayacağız. Burada 5 yıl içinde yaklaşık 850 bin istihdam alanı yaratacağız. İstanbul'un nüfusu 2,5 milyon azalacak" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satır başları:
"Türkiye'ye bereketi getireceğiz. Bugün aynı zamanda Hıdırellez, baharın geldiğini müjdeliyor, birlikte bu ülkeye güzel baharlar getireceğiz. Birlikte oy verip sevincimizi bütün dünya ile paylaşacağız. Biz ülkemize demokrasiyi getirdik diye haykıracağız.
Çiftçilerin tarım krediye ve bankalara olan borçlarını sileceğiz. Çiftçi üretecek Türkiye kazanacak. Çiftçi üretecek, buğday, çilek ve eti dışardan almayacağız, kendimiz üreteceğiz, artanı da ihraç edeceğiz.
Gençler önünüzde çok büyük bir fırsat var. Gençler ilk kez otoriter bir yönetimi kullandıkları oyla gönderecek. 5 milyon 400 bin genç sandığa gidip Türkiye'nin geleceğini değiştirecek. Herkesin kazandığı bir Türkiye'den yana olmak, gençler sizin elinizde. Bu ülke size teşekkür edecek ama dünya siyaset tarihçileri 'Gençler otoriter bir rejimi değiştirdi' diye yazacak. Siz dünya gençliğine de örnek olacaksınız.
Bütün depremzedelere söz verdim. Dükkanı, evleri ve ahırları yıkılanlara yenisini yapıp beş kuruş almayacağım. Öyle 20 yıl borçlanma filan olmayacak.
Parayı nereden bulacaksınız diyorlar? Emekliye söz verdim, Kurban Bayramı'nda 15 bin TL'nin yattığını göreceksiniz. Bay Kemal, 27,5 yıl devlette çalıştı. Bütçe nasıl yapılır, planlama nasıl olur bütün hayatım bunla geçti. Onlar 5'li çeteye, Bay Kemal vatandaşa çalışacak. Sizler için çalışacağım. Benim öyle saraylarda gözüm yok. Saraylar bize göre değil. Allah nasip eder, Cumhurbaşkanı seçilirsem Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya'sına çıkacağım.
Her yeri kutuplaştırdılar. Komşu komşunun kimliğini, dinini sorgulamaya başladı. Buradan çıkacağız. Herkesin inancı, kimliği benim başımın üstüne.
Saray'da köşeyi dönenler var, 3-5 yerden aylık alanlar var. Size sözüm o aylıkları keseceğim. 7-8 yerden aylık alma dönemini bitireceğiz.
Hiç meraklanmayın beraber göndereceğiz onu. Her ailenin asgari bir gelir güvencesi olması lazım. Eğer bir aile yoksulsa 85 milyon yoksuldur. Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak.
Bütün köy okullarını yeniden açacağız ve Cumhuriyet'in 100'üncü yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Köy okullarını neden kapadın? Yeniden açacağız. Bu kardeşiniz bütün hayatını adalete adadı. Köylerde sadece imam, öğretmen olmayacak, ziraat mühendisi, veteriner hekim de olacak.
Mersin'i bu bölgenin en güçlü kentlerinden biri haline getireceğiz. Orta Anadolu'nun bütün kentlerini demir yolu ile Mersin ve İskenderun'a bağlayacağız. Burada 5 yıl içinde yaklaşık 850 bin istihdam alanı yaratacağız. İstanbul'un nüfusu 2,5 milyon azalacak.
Bir şey daha Suriyeli kardeşlerimizi en geç 2 yıl içinde ülkelerine göndereceğiz. Onların okullarını, yollarını tamamını AB fonları ile yapacağız.
Allah onlara akıl fikir versin. Terör örgütünün saldırısına uğrayan benim, ben suçlanıyorum. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Vatan ve bayrağımızdır nokta. Ayrıca kul hakkı yemedim ve yedirmeyeceğim. Onlar söyleyebiliyorlar mı? Diyemiyorlar. Ben onların neler yediklerini biliyorum. 418 milyarı nasıl götürdüklerini, kimin hangi bankada ne kadarı olduğunu biliyorum."
Kılıçdaroğlu'ndan önce ABB Başkanı Mansur Yavaş konuştu. Yavaş'ın açıklamasından satır başları:
"2019 yılında Ankara'da seçime girerken o kadar çok yalan attılar ki, bugün 11 Millet İttifakı belediyesinde bunlar olmadı. Siyaseti çirkinleştirdiler. Seçime girerken biraz milliyetçilik ve muhafazakarlık sosuna ihtiyaçları oluyor.
Torpilli insanlar, lüks hayatlar ve bir sürü iddialar... Bunların konuşulmasını istemiyorlar ve konuşulmaması için iftira atıyorlar.
Biz zafer kazanmıyoruz, zafer düşmana karşı kazanılır, bizim düşmanımız yok. Seçimi kazandıktan sonra şükür namazımızı kıldık. Hiç samimi değiller, samimi olsalardı kimin nasıl kutlayacağına karışmazlardı. Kim nasıl kutlarsa kutlasın sanane. Bunların ayet sallayan bir Bakanları vardı. Uçakta fotoğrafları çıktı. Ona bir şey söylemeyip şimdi büyükelçi yaptılar.
Devletin bütün imkanları ellerinde, kendi mülkleri sanıyorlar. Adaleti de unuttular. TRT'de Sayın Genel Başkanımız 32 dakika, Sayın Cumhurbaşkanı 32 saat konuşuyor.
Oğlunuzun olduğu iddia edilen Holanda'daki serveti getirin. MB'nın da dövize ihtiyacı var.
En son maalesef, 'Ne kadar dinsiz, imansız var oraya oy veriyor' dedi. Biz onlara benzersek kaybederiz. Kimseyi ayırmıyoruz. Herkesinin düşüncesi farklıdır. Her şeyi söylüyorlar, en son biliyorsunuz 85 yaşındaki SP liderini de LGBT'ci ilan ettiler. Kötü bir şey söylemek istiyorlar, anlıyorsunuz dimi? Bunların LGBT karnesini açıyorum. Bakan Soylu, 'Bunlar gelirse erkek de erkek...' diyerek sürekli kendi fantezilerini anlatıyor. 2002'den sonra LGBT dernekleri kuruldu. Bunların 7'si Bakan Soylu'nun döneminde. Durum budur, kimsenin cinsel hayatına devlet karışmaz. Bunları bizlere hakaret etmek için söylüyorlar."
Sosyal medyadan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çay açıklamasıyla ilgili olarak bir paylaşım da yapan Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, çayın anavatanı Rize’de, çayın taban fiyatına müjde verir gibi sadaka zammı açıkladı. Bu zamla yaş çay taban fiyatı 11,30 TL oldu. Maliyetleri bilmiyor mu? Biliyor elbette. 1 kg yaş çay yaprağının maliyeti 11,32 TL'yi buluyor" dedi.
Kılıçdaroğlu paylaşımının devamında şunları ifade etti:
"Ziraat odalarının analizlerini görmezden geliyor, üreticinin alın terini yok sayıyor, sadece çay baronlarının dediklerine kulak veriyor, onların çıkarlarını gözetiyorlar. Üretici bırakın gelecek yıl için kenara para koymayı, ürününü zararına satmaya zorlanıyor.
Düzelteceğiz sevgili halkım, düzelteceğiz. Bay Kemal sözü veriyorum! 15 Mayıs’ta göreve gelir gelmez, çay fiyatı refah payıyla beraber en az 15 TL olacak. Ben bu ülkenin çay üreticisini hayat pahalılılığı altında ezdirmem, ezdirmeyeceğim. Sözümden de dönmeyeceğim."