Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bakırköy’de bulunan bir otelde 'Ekonomi' konulu basın toplantısı düzenledi. Türkiye’nin mevcut ekonomi durumu ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, sorunların içinden çıkmak için neler yapılması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu ekonomideki sorunların aşılması için 13 maddeden bahsetti.
Ekonomide bir kriz olduğunu ve bunun için daha çok çaba sarf edilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu,”Bu krizi Türkiye nasıl atlatır diye bir beklenti içerisinde yaşanan sorunun büyüklüğünü süpürme gibi bir lüksümüzün olmadığını gösteriyor. Bu sorunu aşmak için çaba göstermeliyiz. Kararlı olacaksınız sabırlı olacaksınız ve tutarı olacaksınız. Sağlıklı bir süreci yaşama geçirmek için krizi aşmak için ilk yapılması gereken iş sorunu yaşayanlar ile bir araya gelmektir. Sorunu bizzat yaşayanlar ile bir araya gelmenin önemi kişi sorunu yaşıyordur. 21'inci yüzyılda sorunu yaşayan kesimleri dinlemeden sadece salt sorunu ben çözerim anlayışı ile yola çıkarsanız sorunu çözmekte başarılı olamazsınız. Rahmetli Ecevit ekonomik ve sosyal konseyi kurdu. Sonra bir referandum sonrası ekonomik ve sosyal konsey anayasaya girdi. Ekonomik ve sosyal konseyin 3 ayda bir toplanması gerekiyor. Ülkeyi yönetenlerin ilk yapması gereken iş süratle bir ekonomik konseyi toplamasıdır. Ekonomik ve sosyal konseyin toplantısı tarih en son 5 şubat 2009. Şimdi 2018 yılındayız 3 ayda bir toplaması gereken kurul toplanmadı”dedi.
"EN ÖNEMLİ İŞLERDEN BİRİSİ DEVLETTE LİYAKAT SİSTEMİNİ YENİDEN İNŞA ETMEKTİR"
Konuşmasının devamında Kılıçdaroğlu, ekonomi ile ilgili 13 maddeden bahsederek, “Devlette liyakat, devlete liyakat önemli. Devlette liyakat olursa dünyadaki gelişmeleri bürokrasi önceden görür. Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da, Çin’de bu olur. Bunların önlemlerini almamız gerekir diye bir raporu siyasi otoriterinin önüne koymak gerekir. Devlette liyakat yoksa devlet çürümeye başlar. Yapılması gereken en önemli işlerden birisi devlette liyakat sistemini yeniden inşa etmektir. Akılcı bir sıcak para yönetimine geçmek. Dolar kurundaki her 10 kuruşluk artışın bize maliyeti 22 milyar. Yılbaşından bu yana dolar kurundaki bize maliyeti 580 milyar lira. 580 milyar liralık bir servetin dışarıya çıkması demek. Eğer Türk Lirası'na güveniyorsanız bu para bizim paramız diyorsanız dolarla yapılan ihaleyi Türk lirasına çevirmelisiniz. Yap işlet devret projelerinin de süratle Türk Lirası'na çevrilmesi gerekiyor. Dolar’a endeksli otoyol Türk lirası var bunları da tamamen Türk lirası yapılması gerekir. Türkiye’de halka ağır bir fatura ödettirilmemesi açısından bu önerinin işleve konulması lazım” diye konuştu.
"TRUMP'IN ATTIĞI HER TWEET TÜRK HALKININ ONURUNU ZEDELİYOR"
ABD Başkanı Trump’ın Türkiye aleyhine sosyal medyadan paylaştığı mesajlara da eleştiriler getiren Kılıçdaroğlu, “Bugün işlenen dış politikanın tam 180 derece değişmesi gerekir. Dış politikada dost düşman ülkeler yoktur. Dış politikada çıkarlar vardır. Her ülke kendi politikasını çıkarları üstüne oluşturur. Güçlü bir ekonomi oluşturmalısınız. Güçlü bir ekonomi oluşturamazsınız başka ülkelerin sömürdüğü bir ülke konumuna dönüşürsünüz. Trump bir tweet atıyor, Türkiye’de rakamlar değişiyor. Kırılgan bir ekonomi olduğu için böyle oluyor. Trump’ın attığı her tweet Türk halkının onurunu zedeliyor. Asla kabul etmiyoruz asla doğru bulmuyoruz. Bu konuda Türkiye’de bir görüş birliği sağlanması da çok önemli. Dış politikanın iç politika malzeme haline getirilmemesi lazım” şeklinde konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NUN 13 MADDELİK ÖNLEM PAKETİ
Birinci madde: Devlette liyakat yoksa devlette çürüme vardır. Yapılması gereken en önemli işlerden birisi devlette liyakat sisteminin yeniden inşa edilmesidir.
İkinci madde: Hukukun üstünlüğü ve güvenliğidir. Milletvekillerinin öğrencilerin hapiste olduğu bir ülkede ‘yabancılar gelsin yatırım yapsın’ diye beklerseniz hayal ortamında yaşarsınız.
Üçüncü madde: Merkez Bankası’nın bağımsızlığıdır. Bugün merkez bankalarıyla ilgilenen dünyadaki bütün çevreler Türkiye’deki Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığına inanıyorlar. Siyasi otarite yüzünden bağımsız karar alamıyor. Eğer bu güvenceyi verirseniz farklı bir merkez bankası profili ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenlerin üçüncü maddesi bu.
“Dördüncü madde: Akılcı bir sıcak para yönetimine geçmek gerekiyor. Dolar kurundaki her on kuruşluk artışın bize maliyeti 22 milyar lira. Yılbaşından bu yana dolar kurunun yükseliş maliyeti 580 milyar lira. Bu servetin dışarıya çıkışı anlamına geliyor.
Beşinci madde: Dolar esas alınarak ihaleler yapılıyor yani dolar baş tacı ediliyor bu politikadan vazgeçilmeli. Dolar esas alınarak süratle TL’ye dönüştürülmeli eğer TL’ye güveniyorsanız ‘TL bizim paramız’ diyorsanız süratle ihaleleri Türk Lirasına dönüştürün. Dolara endeksli geçiş ücretleri var. Bunların da tamamen TL’ye dönüştürülmesi gerekiyor. Bunu yapmanın mevcut yönetim tarafından zor olduğunu biliyorum
Altıncı madde: kamu ihale yasasının mutlaka değişmesi gerekiyor. Yolsuzluğun temel kaynağı budur. 16 yılda tam 186 kez ihale mevzuatı değişti
Yedinci madde: Hepimiz vergi ödüyoruz çocuk doğduğu andan itibaren vergi ödüyor. Vergilerin nereye ödendiğini denetleyen Sayıştay uluslararası standartlarına dönmeli. Sayıştay’ın şuanda denetim yapacağı alanlar kısıtlı eli kolu bağlı durumda.
Sekizinci madde: Bütçe dışı uygulamalar. Kim bütçenin dışında fonlar oluşturdu? TOKİ ve benzeri yapıların hepsinin kaldırılması lazım. Bütçe disiplinin bu bağlamda sağlanması lazım.
Dokuzuncu madde: Dış politika bugün izlenen politkanın 180 derece değişmesi lazım. Dış politikada hamaset söylemlerine, dost söylemlerine yer yoktur. Her ülke kendi çıkarları için söylem oluşturur. Güçlü bir ekonomi oluşturamazsanız başka ülkelerin sömürdüğü ülkeler haline geşirsiniz Türkiye’nin bugün geldiği nokta bu. Trump bir tweet atıyor, Türkiye’de dolar yükseliyor. Neden böyle oluyor? Güçlü bir ekonomi olmadığı için. Trump’ın attığı her tweet Türk halkının onurunu zedeliyor. Asla kabul etmiyoruz. Bu konuda Türkiye’de bir görüş birliğinin sağlanması çok önemli. Eğer iç politikayı, dış politikanın malzemesi haline getirseniz güçlü kalamazsınız.
Onuncu madde: Kontrolsüz borçlanma. Bunun için bir anayasal kural getirmek gerekiyor. Herkes gönlünce borçlanamaz. Çocuklarımızı, torunlarımızı borç altında bırakamayız. Bunun limitleri ve kuralları olması lazım. TBMM’ye hesabı verilmeli. Bu borçları kim ödeyecek? Bu borcu 80 milyon ödeyecekse hepimizin soru sorma hakkmız var.
On birinci madde: Fakirin, fukaranın sırtına yıkılan bir vergi politikası var. Türkiye’nin bunu düzeltmesi lazım. Vergi cennetlerinde dolarları olanlar var. Bu dolarları olanlar Türkiyeye getirdiğinde vergi ödemiyorlar. Fakir ekmek alırken su içerken vergi ödüyor. Milyarlarca dolarla uğraşanlar vergi ödemiyor. Bunu engellemek için 2006 yılında parlamento üstüne düşeni yapmış. ‘Dolarlar ülkeye gelirse yüzde 30 vergi alacağım’ demiş. Bu kararname 2006 yılından beri çıkmıyor. Biz bu kararnamenin süratle çıkmasını istiyoruz. O vergi cennetleri nereler herkes biliyor.
On ikinci madde: Üretimi önceleyen bir planlama politikasına ihtiyacımız var. Bir ülke üretirse güçlü olur. Üretimden koparılan bir Türkiye kırılgan bir ekonomi olmak zorundadır. ugün her yerden üretimden kopan bir Türkiye var. Ülkeyi yönetenlerin planlama örgütünü yeniden adam gibi oluşturması lazım. Hata üstüne hata yapılmamalı.
On üçüncü madde: İsraf ekonomisini hepiniz görüyorsunuz. Ankara’da en büyük binalar bakanlıkların. Büyük bir kısmı kiralık. Tasarruf yapılacaksa araba saltanatına son verilmeli. Eskiden bakanlıkların yeri vardı. Beğenmeyip kiralık dairelerde oturuyorlar. Samimiyseler israfa süratle son verilmeli.
Saydığım 13 madde bize göre çok önemli. Bir kısmı derhal yapılabilir bir kısmı orta vadede. Bir kısmının sonuçları uzun sürede çıkabilir. Hem yasaların hem uygulamarın geişmesi gerekiyor. Yasama ve yürütmenin bunu el ele vererek yapması gerekiyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Sayıştay’ın güçlenmesi pek çok yasal düzenlemeye her türlü desteği vereceğiz ve takipçisi olacağız. Hükümet yok. Artık bakanlar kurulu yok. Yasa tekliflerini milletvekilleri verecek. Bu tekliflerin krizden çıkma yolunda bir uzlaşmayla parlamentoda görüşülmesi bizim en büyük arzumuz. Her türlü katkıyı veririz."