Özer Hurmacı'nın acıklı, bir o kadar da düşündürücü, hayata dört elle sarılan, futbola aşık, ilginç bir hayat öyküsü var.
Almanya'da dünyaya gelmiş. Baba sevgisi görmemiş. Altı aylıkken, kundaktayken, babasını kaybetmiş.
Yetim büyümüş...
Yedi kardeşin en küçüğü.
Futbola salon futbolu ile başlamış. Türkgücü Kassel ve Baumatal takımlarında oynamış.
14 yaşında eyalet karmasına seçilen tek Türk olmuş.
Dayısı Lemi, Trabzon'a getirmiş. İlgiyi göremeyince Akçaabat Sebat'a gitmiş. Orada da havayı beğenmeyince, Ankaraspor'a transfer olmuş.
Ve ondan sonra da hayatı değişmiş.
O güne kadar gülmeyen talihi, futbol oynama hırsı, Aykut Kocaman'ın sihirli elleriyle yön değiştirmiş.
Bir anda aranan, zevkle izlenen ve her kulübün peşinde koştuğu, önüne milyon dolarlar konduğu oyuncu olmuş.
GEÇER DEDİLER GEÇMEDİ Aykut Kocaman hayranı.
'Gel Fenerbahçe'ye' demiş, o gece uyuyamamış.
Son maçında sol ayak kemiğinin kırılmasını doktorlar fazla önemsememişler. 'Ameliyat ile geçer' demişler. Ne denirse yapmış. İmzayı attığı gün Almanya'ya giderek ameliyat oldu. İçi içine sığmıyordu. Bir an önce oynamak istiyordu. Ayağına takılan platinin ağrılarına rağmen canını dişine takarak oynadı.
Sonra platin çıkarılarak ikinci kez aynı yerden ameliyat edildi.
Omuzu çıktı, yine bıçak altına yattı.
KEMİK TOZU ÇİMENTO Bu sene Konya maçında o düzelen ayağı bu kez aynı yerden kırıldı. Dünyası karardı.
Yine Almanya'ya gitti.
Bu kez kalça kemiğinden parça alınarak ayak tarak kemiğine eklendi. Etrafı da özel kemik tozlarıyla bir nevi çimento gibi özel yöntemle sarılarak güçlendirildi.
Sonunda oynama hırsı, futbol aşkı kazandı.