'Kenan Evren işkencelerden haberdardı'

12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin mahkemece kabul edilen iddianamede, Kenan Evren'in cezaevlerinde yapılan işkencelerden...

12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin mahkemece kabul edilen iddianamede, Kenan Evren'in cezaevlerinde yapılan işkencelerden haberdar olduğuna dikkat çekiliyor.

İddianameye göre hapishanelerde işkencelere engel olamadıklarını ileri süren Evren, birçok insanın bu yüzden sakat kaldığını ve öldüğünü itiraf ediyor. İşkence suçunu gardiyanlara atan Evren, mahkumları hep onların dövdüğünü, başlarına teğmenler dikmelerine karşın engelleyemediklerini iddia ediyor. Fakat Kenan Evren, daha sonraki sözlerinde ise işkenceyi meşru göstermeye çalışıyor. Hem her ülkede işkence olduğunu ileri süren Evren, "Bakın bugün bile bizde var. Amerika da yapıyor, mapushanedeki Iraklılara... Ama başına diktiğimiz teğmenler işe yaradı. Onlara İstiklal Marşımızı söylettiler. Sabahları hani ilköğretimde söylerler ya, her sabah Türküm, çalışkanım falan diye onları söyletirlerdi." diyor.

Reklam
Reklam

İddianameyi hazırlayan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, şüphelinin sözleriyle cezaevlerinde yapılan işkencelerden haberdar olduğunu itiraf ettiğini belirterek, aynı zamanda Amerika'nın da Irak'ta işkence yaptığını söylemesiyle işkenceyi basit ve kabul edilebilir olarak göstermeye çalıştığını ifade ediyor. Çetin, "Şüphelilerin her halükarda darbe yapma niyetinde oldukları, darbe şartlarının oluşması için bir yıl bekledikleri, bu nedenle terör olaylarına kasten müdahalede bulunmadıkları anlaşılmaktadır." görüşlerine yer veriyor.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in açıklamaları da iddianameye girdi. Ordudan kanı durdurmasını istediğini dile getiren Demirel, "Benden ne isterseniz vereyim. Para isteyin para vereyim, asker isteyin asker vereyim. Hepsini vereyim. Yalnız benden dört şeyi istemeyin. Dersim Kanunu istemeyin. Takriri Sükun Kanunu istemeyin. Bir Tehcir Kanunu istemeyin. Bir İstiklâl Mahkemeleri Kanunu istemeyin. Çünkü bunlar denenmiştir ve bunlar çok ters neticeler vermiştir. Bunun dışında her şeyi isteyin." diye konuşuyor.

Reklam
Reklam

"KENAN EVREN ÇANKAYA'YA ÇIKSIN DİYE KANLAR AKIYORDU"

Demirel, askerle olan diyaloğunu ise şöyle anlatıyor: "13 Eylül gününe kadar kan aktı Türkiye'de, ama 13 Eylül sabahı durdu. Sonra söyledim, '11 Eylül günü akan kan, 13 Eylül'de nasıl durdu?' dedim. 'Yetkimiz yoktu' dediler. '13 Eylül günü yetkiniz nereden çıktı?' dedim. 13 Eylül günü var olan yetki, 11 Eylül günü de vardı. Sıkıyönetimin bütün yetkileri vardı… Verdiği cevaplar da kurtarmaz kendisini. Kendileri daha iyi biliyor niye durmadığını o kanların. Kanlar akıyordu, çünkü Sayın Evren'in Çankaya'ya çıkması gerekiyordu. Bu ithamla karşı karşıyadır. Yani, Evren Çankaya'ya çıksın diye 11 Eylül günü o kanlar akıyordu maalesef, 13 Eylül'de de onun için durmuştu…"

12 Eylül darbesi öncesi görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün yerine yeni cumhurbaşkanı seçilememesinin de etkisi olduğu görüşüne katılmadığını vurgulayan Demirel, "Cumhurbaşkanı seçilse ne olacaktı? Yani ihtilal yapmaya kendisini ayarlamış kişiler bundan vaz mı geçecekti?" diye konuşuyor. İkinci Ordu Komutanlığı da yapan emekli Orgeneral Bedrettin Demirel'in kendisine 12 Eylül darbesi için "Biz buna bir sene evvel karar vermiştik, ama olgunlaşmasını bekledik" dediğini aktaran Demirel, siyasetçilerin darbeyi önleyemeyeceğini savunarak "Eğer bir ülkede ihtilal alışkanlığı, darbe alışkanlığı varsa, hiçbir şey onu önlemez." şeklinde açıklamalarda bulunuyor.

Reklam
Reklam

"Askerler isteselerdi anarşi ve terörü önleyebilirlerdi, nitekim 12 günü bıçakla kesilir gibi kesildi. İdareye el koymaya kararlı oldukları için bilerek anarşinin üzerine gitmediler." diyen Demirel, komuta heyetinin bir taraftan sureti haktan görünüp, diğer taraftan tertip içerisinde olduğunu ve bu tertibi de iyi kamufle ettiğini belirtiyor. Silahlı Kuvvetleri değil yalnızca 5 kişilik komuta heyetinin kanla beslediği darbe planının çirkin yüzünü ve kirli belgelerini kendilerinin deşmediğini anlatan Demirel, şöyle devam ediyor: "Ne yaptınız? Ne devralıp ne bıraktınız? Elinizdeki yetkileri kullanıp devleti koruma ve kollama görevi yerine devletin dibine dinamit koyanların akıttıkları kanları ikbalinizin merdivenlerine basamak yaptınız. 'Memleket elden gidiyor, gelin kurtaralım' diyenlere hem baktınız bal açıp acı sattınız. Anarşiyi, terörü, vurgunu, soygunu önleme çağrılarına kulağınızı tıkayıp seyre daldınız. Kapı aralarında gezip mektuplar yazdınız. Akan kanlar, yanan canlar, göl olan yaşlar karşısında darbenize meşru zemin yarattınız.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz