Kendi düşen ağlamaz ne demek? Kendi düşen ağlamaz TDK sözlük anlamı nedir?

Diller uzun bir tarihe sahip, yaşayan yapılardır. Türkçe dili de uzun bir tarihe ve kökene sahiptir. Bu tarihin izlerini taşıyan, önemli kişilerin deyişlerini barındıran kalıplaşmış sözler barındırır. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, bazı şeyleri açıklamak için ortaya çıkmış kalıplaşmış sözlerdir. Türk tarihinden izler taşıyan bu sözlerden biri de Kendi düşen ağlamaz ifadesidir. Kendi düşen ağlamaz TDK sözlük anlamı nedir?

Türk dili, kendi tarihsel sürecinde oluşmuş bazı kalıplaşmış sözlere sahiptir. Bu sözler günlük yaşamda sıkça kullanılır. Bazı anlamları güçlendirmek, öğüt vermek veya yeni şeyleri anlamlandırmak için kullanılan bu kalıplaşmış sözler atasözleri, deyimler ve birleşik fiillerdir. Bu ifadelerden biri olan Kendi düşen ağlamaz ne demektir? Kendi düşen ağlamaz, TDK sözlükte ne anlama gelir?

Kendi düşen ağlamaz Ne Demek? Kendi düşen ağlamaz TDK sözlük anlamı nedir?

  • Kendi düşen ağlamaz TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Kendi düşen ağlamaz TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz anlamında kullanılan bir söz

Kendi düşen ağlamaz ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

kendi ağzıyla tutulmak kendi âlemine dalmak kendi ayağı ile gelmek
kendi derdine düşmek kendi göbeğini kendi kesmek kendi gölgesinden korkmak
kendi hâline bırakmak kendi havasında gitmek (veya olmak) kendi hesabana çalışmak
kendi içine çekilmek kendi kabuğuna çekilmek kendi kanatlarıyla uçmak
kendi keyfine gitmek kendi köşesinde yaşamak kendi kendini didiklemek
kendi kendini yemek kendi kuyusunu kendi kazmak kendi söyler kendi dinler
kendi üstüne yormak kendi yağıyla kavrulmak kendimi bildim bileli
kendinde olmamak kendinde toplamak kendinden geçmek
kendine dert etmek kendine gel! kendine gelmek
kendine hisse çıkarmak kendine kıymak kendine mal etmek
kendine (veya herhangi bir şeye) ... süsü vermek kendine yedirememek kendine yontmak
kendini adamak kendini ağır (veya ağırdan) satmak kendini alamamak
kendini aşağı (veya küçük) görmek kendini ateşe atmak kendini atmak
kendini avutmak kendini beğendirmek kendini beğenmek
kendini bırakmak kendini bilmek kendini bir şey sanmak
kendini bir yerde bulmak kendini bulmak kendini dağıtmak
kendini dar atmak kendini dev aynasında görmek kendini dinlemek
kendini dirhem dirhem satmak kendini düşünmek kendini ele vermek
kendini fasulye gibi nimetten saymak kendini göstermek kendini harap etmek
kendini hissettirmek kendini kapının dışında bulmak kendini kaptırmak
kendini kaybetmek kendini (kapıp) koyuvermek kendini matah sanmak
kendini naza çekmek kendini paralamak kendini satmak
kendini sıkmak kendini sıyıramamak kendini sokağa (veya dışarı) atmak
kendini tartmak kendini (veya birini) temize çıkarmak (veya çıkartmak) kendini toparlamak (veya toplamak)
kendini tutamamak kendini tutmak kendini vermek (veya vurmak veya çalmak)
kendini yemek kendini yiyip bitirmek kendini yoklamak
Anahtar Kelimeler: