İki hafta önce arkadaşım aradı ve elinde oldukça güçlü bir afrodizyak silah bulunduran bir kadından bahsetti! Silah diyorum çünkü bu kadın kendi vajina salgılarını parfüme dönüştürüp karşı cins üzerinde bir afrodizyak etkisi yarattığını iddia ediyormuş.
Düşününce bana da iğrenç geldi önce ama bir yandan da merak ettim tabii. Bir, insan neden böyle bir şey yapar, nereden aklına gelir; iki, gerçekten işe yarıyor mu?
Bunu sorgularken bir yandan aşk hayatımı da gözden geçirmeye başladım ister istemez. Düşününce benim istediğim insanlar ortalarda yok, beni isteyen insanlar da yakamdan düşmüyor. Sonuç olarak yalnızım.
Bu çaresizlik mi yoksa aylar önce aldığım parfüm eğitimi mi beni buna itti bilmiyorum, kurstaki hocam Saskia’ya bu işin olurunu sormaya karar verdim.
“Yapılabilir ama vücut sıvıları ve ter kalıcı kokular değildir.” gibi bir cevap verse de beni ufak bir deneme yapmak için stüdyosuna çağırdı.
Yüzlerce minik şişenin arasından elma, vanilya, gül, anason, tarçın, cedar, kakao, misk, civette gibi birkaç koku seçerek önüme koydu. Civette de, Civette kedilerinin anüsünden alınan ve parfüm üretiminde sıkça kullanılan bir kokuymuş. İğrenç!
Sonuç olarak gül, cesar ve dayanamayıp koyduğum birkaç damla Civette’le kendi parfümümü oluşturmuş oldum. Kişi kendi salgısını bu aşamada koyamıyor çünkü Saskia’nın söylediği gibi koku parfümün içinde tutunamıyor. Bu yüzden kullanacağım zaman kendi salgımı parfümün içine bir kulak çubuğuyla eklemeye karar verdim.
Bir yandan iğreniyor, bir yandan sonucu deli gibi merak ediyorsunuz biliyorum. İşe yarıyor!
Parfümü sürüp görüşmeye gittiğim iki insan da defalarca kokumdan ne kadar etkilendiğini söyledi ve diğer date’lerimin aksine görüştükten sonra defalarca aradılar.
İşe yarayan şeyin gerçekten parfüm olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyeceğiz elbette. Parfümü sürdükten sonra bana gelen özgüvenin yarattığı bir plasebo etkisi de olabilir, bilemiyorum. Ama bu durumun bana anlattığı şey aşk hayatımızın daha iyi gitmesi için yeni bir ruj ya da highlighter’a, buluşunca ne yapacağımızı, ne konuşacağımızı önceden düşünüp planlamaya ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan şey kendimiziz!