Kent Konseyinden Kadın Kutlaması

Düzce Belediyesi Düzce Kent Konseyi Kadın Meclisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı.Mesajda kadına yönelik şiddete dikkat çekildi ve şu ifadelere yer verildi: “8 Mart 1857 tarihinde Amerika’da 40 bin dokuma işçisi daha iyi şartlarda çalışma hakkı istedi ve greve gitti. Polisin işçilere saldırması ve işçileri fabrikaya kilitlemesi ve bu sırada çıkan yangında 129 kadının can vermesi tarihte yerini 8 Mart emekçi kadınlar günü olarak aldı. Türkiye’de ise 1921’den itibaren kutlanmaya başladı. Türkiye’de her 3 kadından biri şiddet mağduru. Hamileyken bile 100 kadından 8’i şiddete maruz kalıyor. Şiddete maruz kalan her 3 kadından biri ise yaşadıklarını hazmedemeyerek intihara teşebbüs ediyor. Yasalara ve mecburi eğitime rağmen 46 bin kız çocuğu okula gönderilmiyor. Öğrenilip uygulanan bir olgu olan şiddeti maalesef azaltamadık. Şiddet sadece kadın kimliğine değil, anne, kardeş, eş, evlat ve Allah’ın emaneti kimliğine en büyük karalamadır. Tecavüze uğradık, yakıldık Hatice olduk 15 yaşında Özgecan olduk, şiddete uğradık, hakkımızı aradık, haklarımızı kullandık Leyla Doğan olduk, öz çocuğumuz katilimiz oldu. Canımız yandıkça can yakmayı meşru kılar olduk. Kadınsın dediler, evde otur dediler. Elinin hamuruyla karışma erkek işine dediler. Biz güç verdiğimiz kadar güçlüsün dediler. Dolgu malzemesi olduk bazı makamlarda, olmamız gerektiği için olduk. Bize sınırlar çizdiler buralarda oyalan dercesine. Bir Peygamberin bile devlet işlerinde danıştığı Ayşe’ydik. 600 yıllık Osmanlı’da sultan gözünün daimi sahibi valide sultan. Zübeyde anaydık, Nene hatunduk. Ölüme prangalı değil kaderimiz. Alacağımız var hayattan. 2016 yılında Şanlıurfa’da emniyet güçleri kadına şiddet vakasına rastlamadı. Sizce; eğitildik ve uygarlaştık mı sahiden. Yoksa şiddete başkaldıramayacak kadar teslim mi oldu kadınlarımız? Şiddet illa mor gözler, kırık kollar değildir. Hayatı boyunca kendi kararlarını alamamış kadınlar şiddetin en önemli mağdurudur. Herkesle aynı şeyi düşünmek zorunda bırakılmakta. Farklı düşündüğünde dışlanılması da. Makam ve mevki uğruna hemcinslerinin taktığı sert çelmeyi yiyenlerde. Ya o kadınlar? Kadın konusu sadece 8 Mart’a sığdırılabilecek, düşünülecek ve tartışılabilecek bir konu değildir. Kadın hakları ihlallerinin daha az olduğu, kutlanmaya değer 8 Mart emekçi kadınlar gününde görüşmek dileğiyle.”