Kerimoğlu türküsü evi: hazin bir hayat hikayesi

Kerimoğlu Zeybeği ve Kerimoğlu Türküsü Evi, 1901 yılında geçen ve Muğla mahallesinde Kerimoğlu Eyüp’ün kahramanı olduğu bir olayı konu edinen ünlü bir türkü. Türkünün konu ettiği olay Kerimoğlu Eyüp’ün ölümü ile sonuçlanmış ve öldürüldüğü ev türkünün anısına müzeye dönüştürülmüş.

Kerimoğlu, cesaret ve gözüpekliği ile halk arasında adını duyurmuş, 1882 ve 1901 yılları arasında yaşamış olan Pisili Kerimoğlu Eyüp adına yakılmış bir türkü ve zeybek havasında oynanan bir oyundur. 1985 yılında Mehmet Ali Eren tarafından Ali Kara ve Lütfi Nalbantoğlu kaynak alınarak derlenen bu türkü ve oyunu ilk kez yine aynı yıl Muğla Endüstri Meslek Lisesi Zeybek Ekibi tarafından oynanmış. Bir de türküye ve oyuna adını veren Eyüp'ün öldürüldüğü ev Kerimoğlu türküsü evi olarak müzeye dönüştürülmüş ve ziyaret edilebiliyor.

Reklam
Reklam

KERİMOĞLU TÜRKÜSÜ

Haydülen de haydülen
Karadağların sandalı da sandalı
Al kanlara boyandı
Kerimoğlu’nun her yanı da her yanı

Haydülen de haydülen
Şu dağlarda geyik kalmadı
Oynülen de kör arabım sen oyna
Senden başka yiğit kalmadı

KERİMOĞLU TÜRKÜSÜ EVİ HİKAYESİ

Kerimoğlu Eyüp (1882-1901), bugün Yeşilyurt olarak bilinen Muğla merkeze bağlı Pisi köyünde yaşamış. 1901 yılında birgün Pisi’de Maşat adı verilen yerde bir düğün kurulmuş. Düğünde Eyüp oyuna kalkmış. Hasmı durumunda olan İzzet Ağa da oradaki masalardan birinde dostlarıyla oturuyormuş. Bu sırada ağabeyinin arkadaşı Koca Mehmet düğüne gelmiş ve Eyüp’ün üzerine, izni olmadan oyuna kalkmış.

Yöre geleneklerinde izni olmadan birinin üzerine oyuna kalkmak büyük saygısızlık ve karşısındaki kişiye yapılabilecek büyük bir hakaretmiş. Ama efesinin (ağabeyinin) arkadaşı olduğu için Koca Mehmet’e saygı gösterip ve oyundan çekilmiş.

Koca Ahmet oyununu bitirince Eyüp’ün hasmı olan Pisi Muhtarı İzzet Ağa’nın masasına giderek oraya oturmuş. Eyüp üstüste yapılan bu hakaretler karşısında kızarak İzzet Ağa’nın masasına doğru yönelip ve Koca Mehmet’e ayağa kalkmasını söylemiş.

Reklam
Reklam

Bunun üzerine İzzet Ağa, Koca Mehmet’e yapılan davranışa sinirlenerek Eyüp’e saldırmak istemiş. Eyüp, yanında taşıdığı tabancası ile İzzet Ağa’ya ateş edip ve kolundan yaralamış ve düğün yerinden kaçmış.

Dağlarda kaçak şekilde yaşarken Sarı Sultan lakaplı bir kıza aşık olmuş ve kızla görüşmeye başlamışlar. Kızın dedesi durumu farkedip Eyüp'ün kaçak olduğunu öğrenince işin sonunu hayırlı görmez. Eyüp abisiyle birlikte sarı Sultan'ı istemeye vermezlerse de kaçırmaya gitmiş. Dede, torununu vereceğini söyleyerek, konukları misafir etmiş.

Yerkesik’te, Eyüp’ü yakalamak için konuşlandırılmış askerlere çoktan haber vermiş. Ev, Kör Arap lakaplı İsmail Çavuş ve askerleri tarafından sarılmış. Sabaha doğru Eyüp’ün yattığı yer kurşunlanarak uykusunda öldürülmüş. Öldürüldüğünde henüz 19 yaşındaymış.

Eyüp'ün çok genç yaşta öldürülmesi nedeniyle, anası Hatça Kadın ve sevgilisi Sarı Sultan tarafından ağıtlar yakılmış. Ağıtlar, zamanla türkünün sözlerine kaynaklık etmiş.

KERİMOĞLU TÜRKÜSÜ EVİ GİRİŞ ÜCRETİ

Kerimoğlu türküsü evi Muğla’nın Yerkesik Beldesine 4.5 km mesafede bulunuyor. Herhangi bir giriş ücreti yok. İçeride dönem evlerini ve iç düzenini görebiliyorsunuz. Belediye tarafından işletilen cafe bölümü de bulunuyor. Burada el açması gözleme yiyebilir, bir şeyler içebilirsiniz.

Reklam
Reklam

Kerimoğlu Türküsü Evi'ni ziyaret ederseniz çok yakın konumda bulunan Damla Deresi'ni de ziyaret etmeyi unutmayın.

Anahtar Kelimeler: