'Kes-yapıştır Yöntemiyle Bakanlık Yürütülmez, Nabi Avcı Istifa Etmeli'

Özel dershaneciler, hükümetin dershaneleri kapatma konusunda yürüttüğü çalışmaya tepki göstermeye devam ediyor. İzmir'de bulunan Pi Analitik Dershanesi kurucusu ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Üyesi Yıldırım Şahin, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın istifa etmesi gerektiğini söyledi. Şahin, "Sayın Bakan Nabi Avcı, bir an önce istifa etmelidir. Kes-yapıştır yöntemiyle bakanlık yürütülmez." dedi. İZTO'ya kayıtlı 168 dershane, kurum ve kuruluş bulunduğunu, dershanelerin özel müteşebbislerin açtığı kurumlar olduğunu hatırlatan Şahin, bu şekildeki hiçbir kurumun kapatılmaması gerektiğini söyledi. İZTO olarak buna karşı olduklarını ifade eden Şahin, şöyle konuştu: "Dershanelerin kapatılması dışında, uzlaşı içinde dershane sahipleriyle birlikte orta yol bulunarak çalışma yapılması kanaatindeyiz. Sayın Bakanımız Nabi Avcı, etüt merkezlerinin kes–yapıştır yöntemiyle yanlışlıkla taslağa girdiğini söylüyor. Bunu gerçekten hayretle karşıladık. Bakanlık kes-yapıştır yöntemiyle bir taslak hazırlanıyor ve bunun yanlışlıkla yapıldığı söyleniyor. Bence Sayın Bakan Avcı bir an önce istifa etmeli. Kes-yapıştır yöntemiyle bakanlık yürütülmez. Biz buna karşıyız, böyle açıklamalar olmaz." 'AKIL TUTULMASI YAŞIYORUZ' İş dünyası temsilcileri ve eğitim camiasındaki işadamları olarak bu şekildeki açıklamalar ve yöntemlere karşı olduklarını dile getiren Yıldırım Şahin, "Bize makul, mantıklı açıklamalar yapamadılar. Biz şu anda resmen akıl tutulması yaşıyoruz, yani bir anlam veremiyoruz. Bu noktada bir an önce olumlu açıklamalar yapılarak, gündemin normal bir hava içine dönmesini bekliyoruz. Geçen yıl Sayın Başbakanımız, 'Okul açın. Öğrencileriniz bizden, öğrenci başına ücretler ödeyeceğiz, siz merak etmeyin.' dediler. Biz okul açtık ama bunun içini doldurmadılar. Şu anda özel okullar zaten yüzde 30-40 kapasiteli çalışmakta. Mevcut dershanelerin dönüşebileceğine ben ihtimal vermiyorum ama dönüştüğünü farz edelim. Bu öğrenciyi nereden ve nasıl bulacağız? Bu kurumlar nasıl devam edecek? Biz bu açıklamalara anlam veremiyoruz. Yere sağlam basılmalı ve daha düşünülerek konuşulmalı." dedi. 'BİZ RANTÇI DEĞİLİZ' Dershaneciler olarak 'rantçı' yakıştırmasının kendilerine son derece üzdüğünü ifade eden Şahin, "Biz rantçı değiliz, ekmeğinin derdinde olan insanlarız. Üç beş ortak öğretmen arkadaşla birlikte bu kurumları açmışız. Bize hiç kimse rantçı diyemez. Bunları kabul etmiyoruz. Alnımızın teriyle çalışan öğretmen insanlarız. Bize destek olunmalı, köstek değil." diye konuştu. Final Dergisi Dershaneleri İzmir Temsilcisi Osman Oğuz da dershanelerin kanunla kurulan eğitim kurumları olduğunu hatırlattı. Dershanelerde kanundışı hiçbir adım atılmadığını ifade eden Oğuz, "Dershanelerde çalışan yöneticileri bırakın, öğretmenleri bırakın, bir müstahdemi dahi biz kendi kafamıza göre atamıyoruz. Müstahdemin çalışıp çalışmayacağı ile ilgili onayı Milli Eğitim Bakanlığı veriyor. Bu derece yasalara uygun hareket eden kurumların, bizim milletimize nasıl bir zarar verdiğini ben anlamakta güçlük çekiyorum. Mesleğimde 33 yılı tamamladım ve bunun 26 yılı aktif dershane öğretmenliği ve yöneticiliğiyle geçti." dedi. 'DERSHANEYE GELME İMKANI OLMAYAN ÖĞRENCİLERE KAPIMIZ AÇIK' Dershaneye gitme imkanı bulamayan öğrenci ve velisinin kendilerine geldiğini ve bunların hiçbirini geri göndermeyerek kayıtlarını yaptıklarını söyleyen Oğuz, "Bunun temelinde şunu düşündük, biz bu kadar güzel eğitim öğretim verirken elbette ülkemizin yoksul, olanakları sınırlı olan kişilerine de kapımız açık olmalı, çünkü biz eğitimciyiz. Sayın Başbakanımız'ın bu türdeki açıklamaları beni ve eğitimcileri çok zedeledi, çok üzdü. Bizi adeta okullarda çalışan öğretmenlerle karşı karşıya getirme gibi bir his edindim. Elbette 800 bin öğretmenimizin emeğine biz de saygı duyuyoruz, onların ellerinden öpüyoruz. Biz onların karşısında değiliz. Bu tür çalışmaları, sadece değişik açılardan eksik kalan bölümlerini tamamlamak için yürekten gayret gösteren öğretmenleriz." şeklinde konuştu.