Günümüzde kadınların vazgeçilmez aksesuarları arasında yer alan takı ve mücevherin öyküsü insanlık tarihi kadar eskilere dayanır. Yüzyıllardır vazgeçilmez olan takı ve aksesuarlar yaz günlerinin de vazgeçilmez parçalarından.
Tarihte ilk takılar deniz kabukları ve hayvan dişlerinden yapılırdı.
Dünyada gerçek anlamda ilk kuyumculuk Mezopotamya’da ortaya çıkarak yayılmış.
Günümüzden 30-40 bin yıl öncesinde, ilkel sanatın ilk ürünlerinden biridir takılar.
Takının tarihte dans, müzik ve beden süsleme gibi sanat ürünleriyle birlikte ortaya çıktığı tahmin ediliyor.
Deniz kabukları, hayvan dişleri ve yumuşak taşlardan yapılan takılar daha çok dinsel ve büyüsel anlamlar taşıyordu.
Bizans tarihçileri, Göktürkler’in demir ve altın işlemeciliğinde mükemmel olduğunu söylerler.
Bugün bile kullanılan granilasyon, telkari, döküm teknikleri ve süs kakmalar Mezopotamya ve Mısır’da geliştirilerek, başarılı bir şekilde uygulanmıştır.
Takı deyince daha çok kadınlar akla gelse de, tarih boyunca hem kadını hem de erkeği etkisi altına almıştır.
Yaygın olarak Arap ve Anadolu kültürlerinde kullanılan ve burna takılan hızma, kadının evli veya nişanlı olduğunun sembolü olarak kullanılmıştır.
Afrika’da kadınlar hem inançlarından dolayı hem de kendilerini güzelleştirdiğine inandıkları için boyunlarına halkalar takmışlardır ve bu gelenek hala devam etmektedir.
Birçok kültürde kullanılan kolye, küpe, halhal, hızma, yüzük, bileklik gibi takılar, tarih boyunca krallar, kraliçeler, firavunlar, köleler, halktan erkekler ve kadınlar tarafından tercih edildi.