Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43. yıldönümü: Ayşe tatile çıktı parolasıyla başlayan harekat neden yapıldı?

Kıbrıs Barış Harekatı 43. yıldönümünde yavru vatan Kıbrıs'ta bugün kutlamalar yapılacak. 1974 yılında Kıbrıs'ın Yunanistan'a katma çabaları ve Rumların saldırıları sonucunda adada barış ortamına tekrar getirmek için Türk Silahlı Kuvvetleri adaya çıkarma yaptı. 20 Temmuz 1974'de başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nın parolası ise "Ayşe tatile çıktı" idi. Kıbrıs Barış Harekatı nasıl başladı? İşte çarpıcı fotoğrafları ile harekatın tarihçesi...

Kıbrıs Barış Harekatı, bundan tam 43 yıl önce yapıldı. Adada huzur içinde yaşayan Rum ve Türk halkının bu ortamını bozmak isteyen bazı etnik grupların silahlı saldırıları sonrasında Kıbrıs Harekatı'na karar verildi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, görüşmelerden bir sonuç alınamayacağını anlayınca TBMM olağanüstü toplanıyor ve Kıbrıs Barış Harekatı'na karar veriliyor. Parola ise "Ayşe tatile çıktı"...

Genelkurmay Başkanlığı tarafından ortaya çıkarılan Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43. yıldönümüne özel fotoğraflar aşağıdaki galeride yer almaktadır.

Reklam
Reklam

KIBRIS BARIŞ HAREKATI NASIL BAŞLADI? SÜRECİN NEDENLERİ NEDİR?

"Ayşe tatile çıktı" parolasıyla başlatılan ve adadaki Türklerin uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerince gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı 43. yılında. Adada akan kanı durduran Kıbrıs Barış Harekatı, TSK'nın zorlu şartlarda gerçekleştirdiği önemli bir başarı olarak da dikkat çekiyor. Bu parolada adı geçen Ayşe, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızıdır.

KIBRIS BARIŞ HAREKATI'NIN SEBEPLERİ

Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın 1959'da imzaladığı Zürih ve Londra anlaşmalarıyla bu ülkelerin garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının ortak eşitliğine dayalı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Ancak 1963'ten itibaren Rumlara ait silahlı grupların saldırıları sonucu Kıbrıs Türkleri ülke yönetiminden baskı ve zulümle uzaklaştırıldı. Adayı Yunanistan'a bağlama hedefine ulaşmak isteyen Rumların yürüttükleri saldırılar ve ambargolar 1963-1974 yılları arasında artarak devam etti.

Reklam
Reklam

EOKA-B liderlerinden Nikos Sampson, Yunanistan'da iktidarda bulunan cuntanın desteğiyle gerçekleştirdiği darbeyle 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi.

Türkiye, İngiltere'ye iki garantör devlet olarak müdahaleyi önerdi. Londra'ya giden dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in teklifi İngiltere Başbakanı'nca kabul görmedi. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdı. 18 Temmuzda Ecevit, Londra'da ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger'in özel temsilcisi Joseph Sisco ile görüştü. Bu arada Kıbrıs'ta "Yeşil Hat"ta hava gerginleşti. TBMM olağanüstü toplantıda Kıbrıs'ta darbe sonucu ortaya çıkan durumu görüştü. 19 Temmuz'da Sisco Atina'dan Ankara'ya geldi. Sisco'nun Atina nezdindeki girişimlerinden sonuç alınamayacağı anlaşıldı.

PAROLA "AYŞE TATİLE ÇIKTI"

Aynı gün Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait bir filo çıkarma gemileriyle Akdeniz'e açıldı. Kıbrıs Barış Harekatı, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı birliklerin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz Plajı'na denizden çıkarma yapmasıyla 20 Temmuz'da başladı. Harekatın parolası ise "Ayşe tatile çıktı" olarak belirlendi.

Reklam
Reklam

Türk uçakları 21 Temmuz'da Rum mevzilerine karşı harekete geçti. 4'üncü Paraşüt Taburu ile birleşen Kıbrıs Türk Kuvvetleri, Lefkoşa Havalimanı ile Kaymaklı bölgesine taarruza başladı. 2'nci ve 3'üncü komando taburları Zeytinli istikametinde ilerledi. Kocatepe muhribi ise haberleşme ve koordinasyon eksikliğinden dolayı Türk uçaklarınca batırıldı.

Harekatın ikinci günü, 22 Temmuz'da 3'üncü Paraşüt Taburu'nun taarruzu sonucu Deliktepe düştü. Girne'ye giren Türk birlikleri Lefkoşa'ya yöneldi. Bu sayede Lefkoşa-Girne hattı birleştirildi.

HAREKAT SONA ERİYOR VE ATEŞKES İMZALANIYOR!

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin çağrısı üzerine Türkiye 22 Temmuz saat 17.00'den itibaren harekata son verdi. ABD ve İngiltere dışişleri bakanlıklarının yetkilileri aracılığıyla Türkiye ile Yunanistan arasında ateşkes anlaşmasına varıldı. Yapılan harekatla Lefkoşa-Girne kara yolunun denetim altına alınmasıyla Lefkoşa'nın Türk kesiminin denizle bağlantısı sağlandı. Bunun dışında kalan başta Magosa olmak üzere diğer yerleşim bölgelerinde ise Türklerin güvenliği tam olarak sağlanamadı. Bu arada harekatın başlamasıyla İstanbul, Ankara, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Adana, İçel ve Hatay'da sıkıyönetim ilan edildi. 20 Ağustos'tan itibaren bu illere Antalya da eklendi. Yunan cuntasının işbaşına getirdiği Nikos Sampson 22 Temmuz'da cumhurbaşkanlığından istifa etti. Harekatta 3 gün içinde 57 şehit verildi, 184 asker yaralandı.

Reklam
Reklam

Yunanistan'da kurulan sivil yönetimin ardından 25 Temmuz 1974'te Kıbrıs barış görüşmeleri Cenevre'de başladı. Türkiye, Yunanistan'a Kıbrıs'ta federasyon sistemini önerirken Türk Silahlı Kuvvetleri de 26 Temmuz'da Girne'nin 5 Mil Plajı'na asker ve malzeme yardımı için çıkarma yaptı.

RUMLARIN ATEŞKESİ İHLAL ETMESİ

Türk birliklerinin Kıbrıs'ta yerleşim alanları genişlerken 30 Temmuz'da Cenevre'deki görüşmeler sona erdi. Taraflar ateşkesin sürmesini istemesine rağmen 6 Ağustos'ta takviyeli Rum birlikleri Girne'nin batı kesiminde saldırı başlattı. Saldırıyı püskürten TSK birlikleri, Rumların ateşkese uymaması sonucu Lapta'yı ele geçirdi.

Taraflar barış koşullarını tekrar görüşmek üzere Cenevre'de ikinci defa bir araya geldi. Görüşmelere Kıbrıs Türk Halkı Lideri Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum Halkı Lideri Glafkos Klerides katıldı. Kıbrıs Türklerini temsil eden heyet adanın yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, iki kesimli bir federasyon kurularak Türk tarafına yüzde 34 toprak bırakılması gerektiğini belirtti. Rumların ve Yunanistan'ın buna yanaşmaması üzerine 8-13 Ağustos tarihlerindeki konferans sona erdi.

Reklam
Reklam

2. HAREKAT BAŞLIYOR

Takvimler 14 Ağustos'u gösterdiğinde Kıbrıs'ta ikinci harekat başladı. Harekatın amacını ise doğuda Magosa ve batıda Lefke'ye kadar olan bölgelerin Rum işgalinden kurtarılması oluşturuyordu. Türk birlikleri 15 Ağustos'ta Magosa'ya girdi. Batıda ise Lefke yönünde Mitri alındı.
Harekatın son günü olan 16 Ağustos'ta Lefke ve Omorfo alındı, Lefkoşa bombalandı. Sonrasında ilan edilen ateşkes sadece 6 saat sürdü. Rumların açtığı ateşe Türk birlikleri karşılık verdi.

RUMLARIN KATLİAMI

Magosa'ya 15 kilometre uzaklıktaki Türklere ait Atlılar Köyü'nde Rumlar tarafından yapılan katliam ortaya çıkarıldı. Bir çukura gömülü 57 Türk'ün cesedi bulundu. 22 Ağustos'ta Yeşil Hat üzerinde esir değişimi yapılırken 29 Ağustos'ta Yeşilırmak Köyü tamamen Türklerin kontrolüne geçti. 1 Eylül'de ise Magosa'ya bağlı Muratağa ve Sandallar köylerinde 88 kişinin yakılarak çukura gömüldüğü anlaşıldı. 16 Eylül'den itibaren Rum ve Türk tutsakların değiştirilmesi işlemlerine başlandı. Harekatın başarıyla sonuçlanması sonrasında 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu, devlet başkanlığına Rauf Denktaş getirildi. 15 Kasım 1983'te ise Meclis'te alınan kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.

Reklam
Reklam

TOPLU MEZARLARIN BULUNMASI

TSK Foto Film Merkezi Komutanlığı arşivlerinden çıkan fotoğraflarda harekata katılan askerler yer aldı. Rumlar tarafından öldürülen Türklerin bulunduğu toplu mezarlardaki cenazelere ulaşmaya çalışan askerlerin bulunduğu fotoğraflar dikkat çekerken harekatın sıcak anları da fotoğraf karelerine yansıdı. Çıkarma gemilerinden paraşüt birliklerine kadar harekata katılan birçok unsurun yer aldığı fotoğraflar arasında elleri tetikte Mehmetçik, çıkarma gemileri ve birliklerdeki denetlemeler de yer alıyor.

KATILANLARIN GÖZÜNDEN KIBRIS BARIŞ HAREKATI

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkanı, harekata üsteğmen rütbesiyle bulunan Şükrü Tandoğan yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş'taki birliğiyle ikinci harekata katıldığını belirtti.

Mersin'de bindikleri gemilerle adaya ulaştıklarını anlatan Tandoğan, "Lefkoşa'nın doğusuna yönelik yapılan taarruza katıldık. Hedeflerimiz kritik hedeflerdi. Onları aldıktan sonra Magosa yolu açıldı ve zırhlı birliklerimiz o yoldan giderek Magosa'ya ulaştı" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Adaya çıktıklarında Kıbrıs Türklerinden genellikle kadınları, yaşlıları ve çocukları gördüklerini ifade eden Tandoğan, erkeklerin büyük bölümünün Rumlar tarafından esir alındığını söyledi. Türk askerinin ulaşmasıyla adaya huzurun geldiğini söyleyen Tandoğan, "Rumların yaptığı katliamlara tanıklık ettik. Rumlar yenildikleri için intikamlarını masum sivillerden almaya çalışmışlardı" ifadesini kullandı.

Hava indirme tugayında askerliğini yaptığı sırada harekata katılan Mehmet Gemici de Kayseri'de 20 Temmuz sabahı alarmla uyandıklarını söyledi.

Paraşütleri ve mühimmatlarıyla uçağa bindiklerini ifade eden Gemici, Gönyeli bölgesine paraşütle indiklerini anlattı. Birinci ve ikinci harekata katıldığını ifade eden Gemici, Rumlarla yapılan çatışmalarda da görev aldığını kaydetti. Beşparmak Dağları'ndan Kocatepe muhribinin batışını gördüğünü anlatan Gemici, "Batanın Türk gemisi olduğunu öğrenince çok üzüldük" diye konuştu. İkinci harekat sırasında rahatsızlanması üzerine helikopterle Adana'daki askeri hastaneye götürüldüğünü belirten Gemici, daha sonra terhis olduğunu kaydetti.

Reklam
Reklam