ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yapan Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, toplantının önemli bir bölümünde dış politika konularını görüştüklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ün Bakanlar Kurulu'na dış politikadaki gelişmeler hakkında bilgi verdiğini kaydeden Çiçek, bu bilgilerin yarın da Meclis'te verileceğini ifade etti. Türk tarafının Kıbrıs sorununun çözümü açısından çok yapıcı bir tavır içinde olduğunu anlatan Çiçek, görüşmelerin başlamasında da Türkiye'nin tutumunun önemli bir etkisi bulunduğuna işaret etti. Türkiye'nin müzakerelerin başlamasından çok memnun olduğunu vurgulayan Çiçek, Kıbrıs'ta başlayacak sürecin mutlu bir sona ulaşmasını ve kalıcı ve adil bir barışın tesis edilmesini umduklarını belirtti. Perşembe günü zorlu bir sürecin başlayacağını anlatan Çiçek, bu sürecin, üzerinde çokça çalışılması gereken bir süreç olduğunu dile getirdi. Türk tarafının bu süreçten başarıyla çıkılması için elinden gelen gayreti göstermesi ve soğukkanlı değerlendirmelerde bulunması gerektiğini anlatan Çiçek, Kıbrıs'ın milli bir dava olduğunun farkında olduklarını ve 1 Mayıs'a kadar soruna çözüm bulunması için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini kaydetti. Yerel seçimlerin yaklaştığına da dikkat çeken Çiçek, Kıbrıs konusunun iç politikada kullanılmasının bu davaya zarar vereceğini bildirdi. Çiçek, bu noktada bir dayanışma içinde olunması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin şu anda sürdürdüğü bir Kıbrıs politikası bulunduğuna işaret eden Çiçek, bu politikanın devletin ilgili tüm birimleri ve KKTC makamları ile işbirliği içinde bu noktaya getirildiğini belirtti. Bu politikanın ana hatları ve özüyle ilgili Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'in CHP ve DYP'yi bilgilendirdiğini, MHP'ye de yazılı bilgilendirme yapıldığını hatırlatan Çiçek, yarın Meclis'te de bu konuda bilgilendirme yapılacağını yineledi. Çiçek, bilgilendirmenin bundan sonraki süreçte de devam edeceğini anlattı.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında Gül'ün, Kuveyt'te katıldığı 'Irak'a komşu ülkeler' toplantısı hakkında bilgi verdiğini belirterek bu platformda Irak'taki gelişmeler ve Türkiye'nin Irak'ın biran önce barış ve istikrara kavuşması yönündeki düşüncelerinin ortaya konulduğunu ifade etti. Bu tür toplantıların bölgeye ve Irak'a fayta getireceğini umduklarını kaydeden Çiçek, bundan sonraki toplantının Mısır'da yapılmasına karar verildiğini açıkladı.
2004 yılının Türkiye bakımından kader yılı olduğunu söyleyen Çiçek, "Önümüzdeki fırsatları iyi değerlendirirsek altın bir yıl olacaktır. Kıbrıs konusu, İslam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanlı toplantısı ve NATO Zirvesi'nin Türkiye'de yapılacak olması, Aralık ayı içinde Türkiye ile ilgili karar verilecek olması. 2004 yılı bütün dünyada Türkiye'nin konuşulacağı bir yıl olacak. Bundan sonraki Bakanlar Kurulu toplantılarında da dış politika konuları değişmez gündem maddesi olacaktır" diye konuştu. Çiçek, toplantıda, Avrupa Birliği ile ilgili değerlendirmelerin de yapıldığını söyledi.
Çiçek, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Türk ve Rum tarafının olmazsa olmazlarının plana nasıl ne kadar yansıyabileceği yönündeki soru üzerine Çiçek, bunu yaşayarak göreceklerini bildirdi. Türkiye ve KKTC'nin iyi niyetle masaya oturduğunu ve herkesi şaşırtacak bir performans ortaya koyduğunu anlatan Çiçek, Kıbrıs'ta müzakerelerin başlamasında Türkiye ve Denktaş'ın çok büyük rolü olduğunu vurguladı. Çiçek, "Kıbrıs konusunda Türkiye ve KKTC haklıdır. Geriye dönük süre içinde bu haklılığını kamuoyuna anlatamamış ve bundan dolayı çözümsüzlüğün sorumlusu olarak Türk tarafı gösterilmiştir. New York'taki müzakerelerde bu kanaat büyük ölçüde değişmiştir. Bu müzakereler sürdürülecektir. Bundan sonra ne olacağını hep beraber göreceğiz. Şimdiden bunun ayrıntılarına girmeyi de doğru bulmuyorum. Kaldı ki bu ayrıntılar bizim işimiz değil müzakereyi yürüten tarafların işidir. Biz elimizden geldiği kadar bu işin mutlu bir sona ulaşması noktasında gayret göstereceğiz" şeklinde konuştu.
Çiçek, şirketlerine el konulan Uzan Grubu'na ait dış borçların devlet tarafından ödenip ödenmeyeceği sorusu üzerine bu konunun Bakanlar Kurulu'nun konusu olmadığını, Bakanlar Kurulu'nun işi de olmadığını ifade etti. Meclis'te uzun müzakereler sonucu 5020 sayılı Kanun'un çıkarılacağını anlatan Çiçek, bu yasa çerçevesinde bu ve benzeri işlemleri takip edecek ve sonuçlandıracak organın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) olduğuna işaret etti. Çiçek, bu tür soruların muhatabının da TMSF olduğunu bildirdi. 5020 sayılı Yasa'nın bir tek kişi ya da şirket için çıkarılmadığına dikkat çeken Çiçek, bu Yasa'nın TMSF'ye devredilen bankalarla alakalı olduğunu ve bu çerçevedeki herkesi kapsadığını vurguladı. BDDK Başkanı'nın batık bankalardan dolayı devletin ve milletin ödeyeceği miktarın 77 milyar Dolar olduğunu açıkladığını hatırlatan Çiçek, Adalet Bakanlığı olarak bu yasayı çıkarırken, bu parayı tekrar devlete kazandırmayı amaçladıklarını ifade etti. Çiçek, "TMSF'ye bankaları devredilmiş olan herkesin bu borçlarını nasıl ödeyeceklerini ilgili kuruluşla oturup görüşmelerinde sayısız fayda var. Aksi halde Kanun'dan doğan yetki neyse ilgili kuruluş, bu kuruluş şimdi TMSF'dir, o kullanacak" dedi.
Çiçek, Kıbrıs'ta müzakerelerin başlamasından önce KKTC'li yetkililerle görüşülüp görüşülmeyeceği sorusunu şu karşılığı verdi: "Öyle bir planlama yok ama Türkiye her zaman bu konuları konunun tüm tarafları ile görüşüyor. Bu değerlendirmeler yapıldı. Bir deffcrkiye bakımından kader yığerlendirme ihtiyacı olursa bunu da her zaman yaparız. Müzakere süreci içinde de bu değerlendirmeler sıkça yapılacaktır. Ama perşembe gününe kadar bugünden kararlaştırılmış ayrı bir değerlendirme sözkonusu değil".