Kıbrıs Rum yönetimi petrol konusunda ısrarlı

LEFKOŞA (İHA) - Rum basını, Rum Yönetimi'nin Akdeniz'de petrol arama-çıkarma prosedürünü planladığı gibi hayata geçirmekte ısrarlı olduğunu yazdı.

Alithia, "ABD 'kaza' uyarısında bulunuyor" manşetiyle duyurduğu haberinde, "Türk tarafının, Kıbrıs'ta panik ve hatta kriz oluşturma çabaları, iki tarafı Kıbrıs sorununu çözmeye çağırdığı bir zamanda Amerika'nın da bu yönde Türkiye'yle hareket etmesiyle netleşti. Amerikalılar'ın Kıbrıs'ın kıta sahanlığı konusunu gündeme getirmeleri, petrolle ilgili gerginliğin 'kazaya' neden olabileceği yönündeki açık uyarılarını gölgeledi" ifadelerine yer verdi.

Reklam
Reklam

Gazete, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, 15 Şubat'ta deniz bölgesinde petrol veya doğalgaz arama-çıkarma prosedürlerinin başlatılması halinde, Türk hükümetinin gerekli faaliyetlerde bulunacağı açıklamasına da dikkat çekti. Gazete, Rum Yönetimi Sözcüsü Hristodulos Paşardis'in, "Kıbrıs hükümeti 15 Şubat'ta başlayacak prosedürü planlandığı şekilde ilerletecek" dediğini belirterek, Türk basınında yer alan haberlerden alıntılara yer verdi.

Alithia'ya göre, Yunanistan Hükümet Sözcü Vekili Evangelos Andonaros, son "Türk tehditlerini" yorumlaması istendiğinde, "Kıbrıs Cumhuriyeti, BM ve AB üyesi bağımsız, egemen bir devlettir. Bunu kimse unutmamalıdır. Yunan hükümetinin tutumu çok açıktır. Bu kürsüden hem Bakan Bakoyanni hem de Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından defalarca ortaya konulmuştur. Sizi, yapılmış olan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin milli egemenliği konusunda en küçük kuşkuya bile yer bırakmayan açıklamalara havale ediyorum" dedi.

Yunan hükümetinin bu konuda gerek BM gerek AB gerekse Türkiye nezdinde herhangi bir girişimde bulunup bulunmadığının sorulmasına karşılık ise Andonaros, bu konuda bilgi alıp açıklama yapacağı taahhüdünde bulundu. Andonaros, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün, Kıbrıs etrafında ve Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığının belirlenmesiyle ilgili çok karmaşık hukuki meseleden söz etmiş olmasının hatırlatılması üzerine de; söz konusu açıklamayı bilmediğini söyleyerek, "Ancak, bütün devletler için geçerli olan uluslararası kurallar var" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Gazete, Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) Komutanı Korgeneral Konstantinos Bisbikas'ın; 2007/1 celbinin RMMO'nun Anarida Acemi Eğitim Kampı'nda dün gerçekleştirilen yemin töreninde yaptığı konuşmada, savaş gemilerinin Doğu Akdeniz bölgesindeki hareketlerinin rutin olduğunu söyleyerek, "endişeye gerek yoktur" dediğini kaydetti.

Alithia'ya göre, Bisbikas, Türk savaş gemilerinin Ada'nın deniz bölgesindeki hareketleriyle ilgili olarak Türk medyasında yer alan haberlerin doğru olmadığını ve gerek Rum siyasi liderliğiyle gerekse diğer güvenlik birimleriyle işbirliği içinde konuyu sürekli takip ettiklerini, ancak olağanüstü önlem alınmadığını söyledi.

"Güvenlik Konseyi'ne başvurma konusunda tartışma"

Gazete, "Hükümet Sözcüsü Güvenlik Konseyi'ne Başvurmayacağız Diyor" başlıklı haberinde, dün Rum tarafında; Türkiye'nin davranışları nedeniyle Rum Yönetimi'nin BM Güvenlik Konseyi'ne başvurması gerekip gerekmediğinin tartışma konusu olduğunu yazdı. Gazete, Rum Meclis Başkanı AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas'ın, basına yaptığı açıklamalar aracılığıyla, DİSİ'nin; Güney Kıbrıs'ın BM Güvenlik Konseyi'ni toplayarak Türkiye'yi şikayet etmesi önerisini, kendi fikriymiş gibi göstermeye çalışırken; Rum Yönetimi Sözcüsü Hristodulos Paşardis'in Rum Yönetimi'nin şu anda Güvenlik Konseyi'ne başvurmayı gerekli görmediğini açıkladığına dikkat çekti.

Reklam
Reklam

Alithia'ya göre, Hristofyas, dün, Anastasiadis'in Güvenlik Konseyi'ne başvurulması önerisine katılıp katılmadığının sorulması üzerine, "Sayın Anastasiadis'in söylediğini günler önce Başkan Papadopulos'a korkusuzca iletmiştim ve önceki gün Başkan'la buluşup bu konuyu görüştük" diye konuştu. Güvenlik Konseyi'ne başvuru ve kendilerine kulak verilmesi, yani dikkate alınmaları ihtimalinin ve olanağının detaylı şekilde incelenmesi gerektiğini de kaydeden Hristofyas, "Türkiye'nin yarattığı durum kabul edilemez. Türkiye şikayet edilmelidir; yarım ağızla da değil" dedi.

Simerini Gazetesi de, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün dünkü açıklamasını, "Ankara Gerginliği Tırmandırmaya Çalışıyor" başlığıyla manşete çekti. Gazete, Rugerek AB gerekse Türm Yönetimi'nin ise tepkileri düşük tutarak, şu anda Güvenlik Konseyi'ne başvurmayı gerekli bulmadığını açıkladığını yazdı. Gazeteye göre, Rum Yönetimi Sözcüsü Hristodulos Paşardis, Rum Yönetimi'nin petrol çıkarma konusundaki gelişmeleri soğukkanlılıkla izlemekte olduğunu ve şu anda BM Güvenlik Konseyi'ne başvurmayı gerekli bulmadığını açıkladı.

Reklam
Reklam

Paşardis; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün, "Kıbrıs" ve Türkiye arasındaki kıta sahanlığının belirlenmesine değindiği açıklamasıyla ilgili olarak; kıta sahanlığının sınırlarının belirlenmesinde değişik hukuki boyutlar bulunmadığını savunarak, şunları söyledi:

"Bölgede petrol çıkarma ne çok karmaşıktır ne de hukuki boyutlarında değişiklik vardır. Hukuki açıdan basittir. Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsız ve egemen bir devlet olarak, uluslararası hukukun tanımakta olduğu bütün haklarını kullanabilir. Bu hukuki ve beyan edilmiş haklar arasında; uluslararası hukuka göre hükümranlığı altındaki karada veya denizde doğal zenginliklerini arama ve bunlardan istifade hakkı da var. Kıbrıs, bu konuda yalnız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin başvurduğu ve anlaşma imzaladığı ülkelerin, yani Lübnan ve Mısır'ın söz hakkı var".

Kıbrıs sorununun, Güney Kıbrıs'ın, bölgedeki petrol yataklarından istifade etme çabası içersinde imzalamış olduğu anlaşmalarla hiçbir bağlantısı bulunmadığını savunan Paşardis, konuyla ilgili tepkisini ortaya koyan Türkiye hakkında "görevlendirilmiş jandarma" ve "Doğu Akdeniz'in kontrol dışı korsanı" nitelemesinde bulundu. Güney Kıbrıs'ın bu konuda Yunanistan'la herhangi bir istişarede bulunup bulunmadığı sorulduğunda da Paşardis, Rum Yönetimi'nin Yunanistan'la her zaman istişarede bulunmasının gerekli olmadığını, bu konuda Yunan hükümetinin tam bilgilendirilmiş ve kendileriyle hemfikir olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Hristodulos Paşardis, Dışişleri Bakanı Gül'ün; petrol çıkarma prosedürlerinin başlatılması için 15 Şubat'ta ihaleye çıkılması halinde, Ankara'nın gerekli faaliyetlerde bulunacağı açıklamasını yorumlarken ise "Türk hükümetinin yapması gereken tek faaliyet, meşruiyetle barışmak ve uluslararası hukuk kurallarına saygı göstermektir" dedi. Rum Sözcü, Güney Kıbrıs'la petrol konusunda anlaşma yapmış olan ülkelerin, Türkiye'nin tepkisinden sonra anlaşmaları hayata geçirmeyi yeniden düşündükleri haberleriyle ilgili olarak ise; "Lübnan veya Mısır, Kıbrugerek AB gerekse Türıs'la imzaladıkları anlaşmalardan caymış değil" dedi ve Rum Yönetimi'nin bu konuda planladığı gibi ilerleyip ilerlemeyeceğinin sorulmasına karşılık da, "Elbette planlandığı şekilde ilerleyeceğiz" ifadesini kullandı.

"AB'den Rum'a destek"

Simerini, AB Dönem Başkanlığı Sözcüsü'nün, dün, "Kıbrıs Cumhuriyeti, AB üyesi, egemen bir devlet olarak anlaşmalar yapabilir" dediğini, ancak Türk "tehditlerini" kınamasızın, itidal çağrısında bulunduğunu yazdı. Haravgi gazetesi ise, Abdullah Gül'ün açıklamasını okurlarına, "Türkiye Lübnan'la cephe açıyor" başlığıyla aktardı.
Paşardis'in açıklamasını, "Hükümet cayma yok diyor" başlığıyla aktaran gazete, "ABD Türkiye'ye koruma sağlıyor" başlıklı haberinde ise, özetle şunları yazdı:

Reklam
Reklam

"Meclis Başkanı, AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ve komşu devletlere yönelik kabul edilemez tavrının, BM, AB ve üye ülkeleri tarafından kınanması gerektiğini söyledi. 'Uluslararasında tanınmış bir ülkenin egemenlik haklarını sorgulayan bir işgal kuvvetini kınamak uluslararası camia için bir ilke meselesidir' diyen Hristofyas ABD'yi; başta Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarının sorgulanamayacağını açıklamak zorunda kalırken daha sonra Türkiye'yi koruma çabasıyla, bunu çiğnemekle suçladı. Hristofyas, 'Dünya'nın jandarması bölge jandarmasını korumaya çalışıyor' dedi.

Türkiye ile ABD arasında bir al-verden söz eden Dimitris Htistofyas, 'Amerikalılar Irak'ta almak için, uluslararası hukuku çiğnemekte tereddüt etmeden Kıbrıs'ta veriyorlar. Kıta sahanlığı konusu Türkiye ve Amerika tarafından tamamen suni olarak gündeme getirildi' ifadesini kullandı ve benzer görüşlerin Kıbrıs'ta da eski Ticaret Bakanı Nikos Rolandis tarafından dile getirilmesinden üzüntü duyduğunu ekledi."

Reklam
Reklam

Politis de, Türk ve Kıbrıs Türk basınından iktibas ettiği haberleri, okurlarına, "Kuzey'de! Petrol Arayacaklar" başlığıyla aktardı. Gazete, Rum eski Başsavcısı Alekos Mihailidis'in; sözde "münhasır ekonomik bölge" içerisinde petrol ve doğalgaz arama-çıkarmaya ilişkin ihalelerle ilgili yasada değişiklik yapılması gerektiğini söylediğini yazdı. Gazete ayrıca, Markidis'in, konunun aşırı siyasi olduğunu belirterek; "Hükiümete sağladığı, Kıbrıs sorununda karşılıklar elde etme olanağı, neden kullanılmasın" diye sorduğunu bildirdi.

Fileleftheros haberi, "Ankara, Lübnan'a ve şirketlere ağır baskı yapıyor" başlığıyla yansıttı. Gazete, edindiği bilgilere dayanarak, Güney Kıbrıs'ın petrol arama-çıkarma prosedürüne şu ana kadar ilgi gösteren şirket sayısının 48 olduğunu duyurdu ve bunlar arasında Rusya, Fransa, Çin, Brezilya, Hindistan, İngiltere ve ABD'den şirketler olduğunu yazdı.