ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs meselesinin siyaset meselesi yapılamayacağına işaret ederek, "Kim bu meseleyi siyaset meselesi yaparsa bunun altında kalır, tarihe karşı mahçup olur" dedi.
Erdoğan, Kıbrıs'ta tek taraflı bir iyiniyet ve özverinin tarafları çözümden uzaklaştıracağını belirterek, Kıbrıs Türklerinin kazanılmış haklarını koruyacak müzakerelerin bir an önce başlatılmasından yana olduklarını vurguladı. Konuşmasında AB ülkelerini de uyaran Erdoğan, Türkiye'yi içine almayan bir AB'nin kendi ilkelerini inkar etmiş olacağını söyledi.
Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılandırılmasında artık taşeron değil pilot ülke konumunda olduğunun altını çizen Erdoğan, Irak'ta etnik bir bölünmeye yol açacak hükümet yapısının 'tehlikeli bir yol' olacağı uyarısında da bulundu.
TBMM Genel Kurulu'nda 2004 yılı bütçe görüşmelerinin kapanış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, hükümetin dış politika ağırlıklı bir ülke ve dünya gündemiyle işbaşına geldiğini söyledi. Hükümetin çetin dönemeçlerden geçerek bugünlere geldiğini belirten Erdoğan, AB, Irak, Kıbrıs ve terörizm konularında dinamik bir politika izlediklerinin altını çizdi. Hükümet olarak demokrasiyi güçlendiriçi adımlar atarken bir taraftan da ekonomik reformları hayata geçirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin itibarına itibar kazandırdıklarını söyledi.
Irak ve Kıbrıs gibi Türkiye'yi yakından ilgilendiren bölgesel konuları aşabilmek için yoğun çaba sarfettiklerini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu çabalarının uluslararası alanda da takdirde karşılandığına dikkat çekti. Tüm bu olaylar karşısında Türkiye'nin merkezi öneminin bütün dünyada görüldüğünü ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin dış politika ve sorumluluk alanı açısından herhangi bir ülke olmadığını söyledi. "Stratejik konumumuz Türkiye'nin itibarına yakışır bir temsili getirmiştir" diyen Erdoğan, krizin büyüklüğü ve krizi nasıl geçirildiğine bakıldığında AK Parti'nin 1 yıllık başarısının görüleceğini bildirdi. Türkiye'nin avantajları ile risklerini iyi analiz etmek durumunda olduklarını dile getiren Erdoğan, hükümetin riskleri avantaja dönüştürme konusunda büyük başarılar elde ettiğini söyledi.
CHP'YE ÖNCE TEŞEKKÜR SONRA ELEŞTİRİ
Avrupa Birliği (AB) hedefine yönelik olarak işbaşına gelir gelmez yoğun bir gayret içine girdiklerini ifade eden Erdoğan, muhalefetin de desteğiyle AB yolunda birçok adım attıklarını hatırlattı. Verdiği destekten dolayı muhalefete teşekkür eden Başbakan Erdoğan, "AB hedefine yönelik bu çabalarımızın heba olmayacağını samimiyetle ümit ediyorum. Avrupalı dostlarımızdan da aynı samimiyeti bekliyoruz. Türkiye'yi içine almamış bir AB kendi hedeflerini ve ilkelerini inkar etmiş olur. AB, stratejik bir misyona sahip olmak istiyorsa Türkiye'den vazgeçmemelidir, vazgeçemez. AB hedefi Türkiye'nin stratejik hedefidir. Bunun yanında Aralık 2004, dünyanın sonu da değildir. Türkiye, demokratikleşme ve tam hukuk devleti olma yolundaki adımları kendi iradesiyle atmak zorundadır" diye konuştu. Dış politika meselelerinde iktidar ve muhalefetin iç politik çekişmeleri bir yana bırakarak birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, CHP'yi hedef aldı. Erdoğan, "İçerde siyaset üretemeyenler zaman zaman ulusal önem taşıyan konuları iç politika malzemesi yaparak, seçmene selam politikası gütmüştür" eleştirisini yaptı.
KIBRIS UYARISI
Erdoğan, konuşmasında, Kıbrıs sorununa ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan, Kıbrıs'ın milli bir mesele olduğuna dikkat çekerek, "Kıbrıs meselesi siyaset ve hamaset meselesi yapılamaz. Her kim bu meseleyi siyaset meselesi yaparsa bunun altında kalır, tarihe karşı mahçup olur" uyarısında bulundu. Kıbrıs sorununun çözümünü samimiyetle istediklerinin altını çizen Erdoğan, iktidara geldikten sonra Kıbrıs sorunu için en çok 'çözüm' kavramını kullandıklarını bildirdi. KKTC seçimlerinin çözüm yolunda yol gösterici olduğunu ifade eden Erdoğan, dünyada pek çok devletin seçiminin kimseyi ilgilendirmediğini ancak KKTC'deki seçimlerin bu devleti tanımayanları bile ilgilendirdiğini kaydetti. Bu durumu 'garip' bulduğunu anlatan Erdoğan, KKTC sorunu ile ilgili şimdi sırada müzakere sürecinin olduğunu belirtti. Erdoğan, tek taraflı bir özveri ve iyiniyet istenmesi halinde çözümden uzaklaşılacağırnı vurguladı. Başbakan Erdoğan, adil ve kalıcı bir çözüm için Türkiye ve KKTC'nin ortak irade beyan ettiğini ve gerekli siyasi irade ortaya koyduğunu söyledi. BM Genel Sekreteri'nin iyiniyet misyonunu desteklemeye devam ettiklerini açıklayan Başbakan Erdoğan, çözüme katkıda bulunacak tarafların KKTC gerçeğini de gözönünde bulundurması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, müzakerelerin iki tarafın da rızasıyla sonuçlanmasından yana olduklarını belirterek, "KKTC'de hükümeti oluşturma sürecinin bir an önce tamamlanmasını ve Kıbrıs Türklerinin temel haklarını ve kazanılmış haklarını koruyacak müzakerelerinin bir an önce başlatılmasını temenni ediyoruz" dedi.
'IRAK'TA TAŞERON DEĞİL PİLOT ÜLKE KONUMUNDAYIZ"
Başbakan Erdoğan, hükümetin Irak konusunda da başından beri dengeli bir siyaset izlediğini söyledi. Irak halkının geleceği için Türkiye'nin kılı kırk yaran ve ince eleyip sık dokuyan bir politika izlediğini hatırlatan Erdoğan, uluslararası camianın ikiye, üçe bölündüğü Irak konusunda Türkiye'nin dinamik bir politika izlediğini söyledi. Irak sorununun çözümü noktasında tüm taraflarla temas halinde olduklarını ifade eden Erdoğan, baştan beri Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasını ve yeniden inşa edilmesini savunduklarını dile getirdi. Savaşın değil barışın hakim kılınması için çalıştıklarını belirten Erdoğan, Irak halkının bir an önce kendi geleceğini görmesini temenni ettiklerini vurguladı. Irak'ta demokrasinin yerleşmesinin ancak modern bir devletin temellerinin atılmasıyla mümkün olacağını belirten Erdoğan, "Etnik açıdan Irak'ta bir bölünme ve bunu yansıtan bir hükümet yapısı hem Irak hem bölgeyi istikrarsız yapacak tehlikeli bir yoldur. Herkes bu tehlikeyi görmek zorundadır. Türkiye, Irak'ın demokratik düzene kavuşması ve yeniden yapılandırılması için gerekli katkıyı sağlayacaktır" şeklinde konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin Irak'ın gerek fiziki gerek siyasi yapılanmasında mutlaka rol alacağına da dikkati çekerek, Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılandırılmasında artık taşeron değil pilot ülke konumunda olduğunu söyledi.