Kıbrıs Türkler'i 'evet' diyecek

ANKARA (İHA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs'ta bir çözüme varılmadan Kıbrıs Türk ekonomisinin çözülmesinin de mümkün olamayacağına dikkati çekerek, "Nasıl ki samanın üzerine kazık çakılamazsa, zemini olmayan ekonomiyi de geliştiremezsiniz" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Bilkent Oteli'nde düzenlenen 'Annan Planı'nın İktisadi Boyutu' konulu 'yuvarlak masa' toplantısına katılarak bir konuşma yapan Talat, Kıbrıs sorununa bakarken, bir çözümü irdelerken, bu çözümün lehte mi aleyhte mi olduğuna bakarken, nereden hareket edildiğinin çok önemli olduğuna dikkati çekti. Bugünün veri olarak kabul edilmesi ile Annan Planı'nın Türk tarafı için bir kayıp olduğunu belirten Talat, işin gerçeğinin şu anki durumun çözümsüzlük olduğunu söyledi. Şu anki durumun 'uluslararası hukuk torbası'na sığmayan bir durum olduğunu ifade eden Talat, çözümün bir şekilde bu torbaya sığdırılması gerektiğini vurguladı. Bazı marjinal grupların son günlerde iyice tırmanan söylemlerinin, bugünkü durumu esas alarak ortaya konduğunu belirten Talat, bugünkü durumun sanki normal, kabul edilmiş, geçerli, uluslararası hukuk anlamında istikrarlı da, bunun değiştirilmesi söz konusuymuş, sanki toprak veriliyormuş, Rumlar'ın gelişine olanak tanınıyormuş gibi algılandığının ve bunlardan hareket edildiğini, böylece durumun bir kayıp olarak adlandırıldığını belirtti. Kendisinin ve Kıbrıs Türkü'nün yaklaşımının böyle olmadığını belirten Talat, şu anki kamuoyun yoklamalarında Kıbrıs Türkleri'nin büyük bir çoğunluğunun referanduma 'evet' diyeceğini bildirdi. Talat, Kıbrıslı Türkler ve Türk tarafının çözümle kaybedeceği 95 noktaya ilişkin bazı gazetelerde çıkan haberler gördüğünü belirterek, bu iddiaların ne kadar gerçek olduğunun iyice idrak edilmesi gerektiğini söyledi.
Talat, Kıbrıs sorunun çözülmesi halinde Türkiye'nin önündeki uluslararası ilişkilerde çözemeyeceği sorun kalmayacağını bildirdi. Türkiye'nin önündeki en büyük engelin Kıbrıs sorunu olduğuna dikkati çeken Talat, "Gittik, aldık, zaptettik anlayışı artık eskide kalmıştır. Bu bir sorundur ve çözülmesi gereklidir' bilinci artık Türk halkı tarafından da anlaşılmaya başlandı. Bu anlayışın gelişmesi, Türkiye'nin önünü açan en önemli faktörlerden birisidir. Türkiye, böylece sorunlarına yeni bir bakış açısı getirecektir" dedi.

Reklam
Reklam

Talat, Kıbrıs sorunu çözülmeden Kıbrıs Türk ekonomisinin de çözülemeyeceğini belirtti. Talat, buna samimiyetle inandığını belirterek, Kıbrıs Türk ekonomisinin gelişememesine yönelik hayıflanmaları gerçekçi bulmadığını belirterek, Türkiyeli işadamları ve Türkiye hükümetlerinin suçlu ve hatalı olduğunu söylemenin de doğru olmadığını belirtti. Talat bu konuda şunları kaydetti:
"Bir ekonominin üzerinde gelişeceği zemin yoksa, adeta samana kazık çakmaya kalkışırsanız, o samanın üzerindeki kazık nasıl ki sağlam olmazsa, zemini olmayan bir ekonomi de gelişemez. Ekonominin çarklarının üzerinde döneceği o mekanizmayı, zemini oluşturmak zorundasınız. Dişlilerin ve çarkların döndüğü ama sabitlenmemiş makinaların nasıl çalıştığını, oturduğu zeminin çürük olduğunu düşünün. Bu da Kıbrıs sorunudur. Kıbrıs sorunu çözülebilirse ekonominin gelişebileceği bir zemin oluşabilir. Ambargolar altındasınız Kıbrıs sorunu nedeniyle. Ambargo kalkabilir de, ama bunun için siyasi durumun devlet fonksiyonlarını yürütebilecek şekilde dünya tarafından algılanması gerekir. Tayvan örneği çok sık verilir. Güvenlik Konseyi üyesiydi Tayvan. Böyle bir Tayvan sonra yerini Çin'e bıraktı, ABD'nin koruması altında ve Çin'in de itirazı olmadan ekonomisini ve diğer ilişkilerini, tanınma ilişkisi dışında sürdürmeye devam etti ve halen sürdürüyor. KKTC'nin Güvenlik Konseyi Üyesi olduğu zamanı ben hatırlamıyorum ve düşleyemiyorum. Böyle bir şey yok, böyle bir hayale kapılmamak lazım. Ekonominin düzgün çalışması için Kıbrıs sorununun çözülmesi lazım. Türkiye, kilometrelerce yol yapabilir ki yaptı, havalimanları da deniz limanları da yapabilir ki yaptı; ama sonuçta getirir onları oraya kondurur. Siz eğer Brüksel'e uçmak için mutlaka İstanbul'a inecekseniz, Berlin'e gidebilmek için kendi kimliğiniz ve pasaportunuz ile vize alamayacaksanız, Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği pasaportla vize alamayacaksanız, ekonominizi nasıl geliştireceksiniz? Bu mümkün değildir. Sizin limanınıza gelen kaptan dünyada dolaşamaza nasıl ekonomik aktivite yürüteceksiniz? Demek ki bu sorun çözümlenmeli ve bunu iyi algılamak lazım. Ekonomi siyasetin önünde gitmeliyken burada siyaset ekonominin önünde gidiyor. Bundan kurtulmanın yolu öncelikle sorunu çözmektir".

Reklam
Reklam

KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, Kopenhag'da yapılan Kıbrıs müzakereleri sırasında sunulan Annan Planı'nın müzakere edilerek kabul edilmiş olması halinde bugün 'Birincil hukuk, İkincil hukuk' tartışması olmayacağını ve Rumlar'ın 'hayır' dese de AB'ye giremeyeceğini söyledi. Talat, Rumlar'ın bugün 'hayır' diyerek de 1 Mayıs'ta AB'ye gireceğini hatırlatırken, "Birçok husus güvenlikli ve sağlam olurdu. Bugün AB'ye hazır bir Kıbrıs Türk halkı olarak AB'ye girerdik. O zaman geçiş dönemi 30 aydı şimdi ise 45 ay. Biz 30 aydan 45 aya düştük çünkü Kopenhag'da planı kabul etmedik" dedi.