BRÜKSEL (İHA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Mehmet Ali Talat, referandumun ertelenmesine razı olmayacaklarını belirterek, "Bizim için birkaç ay beklemek kolay değil, çünkü halkımızla seferber olduk" dedi. Talat ayrıca, referandumun ertelenmesinin, Kıbrıs'ın sadece Rumlar tarafından temsil edileceği anlamına geldiğini, bunun da Türk tarafınca kabul edilemez olduğunu vurguladı.
KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen panellere ve Kıbrıs ile ilgili Bağışçılar Konferansı'na katılmak üzere Brüksel'e geldi. İlk olarak Europen Policy Center'de düzenlenen panele katılan KKTC Başbakanı Talat, burada bir konuşma yaptı. Annan Planı'nın 2 yıl önce taraflara sunulduğunu hatırlatan Talat, "Plan, o zamandan bu yana tartışıldı, bütün ayrıntılarıyla ele alındı. Bu bir sır değildir. Binlerce madde yazıldı, çizildi. Şunu söylemek de doğru olmaz; bu planın halka izah edilmesi gerekiyor. Çünkü zaten bilinen bir plan" dedi.
Burgenstock'da yapılan toplantılarla Annan Planı'nın son aşamasına katıldığını belirten Talat, planın Türk tarafını tam olarak tatmin etmese de bununla yaşanabileceği kararına vardıklarını kaydetti. Çözüme varılması halinde planın bir çok avantaj sağlayacağını dile getiren KKTC Başbakanı Talat, öncelikle Kıbrıslı Türkler'in tecritten kurtulmuş olacağını söyledi. Talat, ekonomik kalkınmanın yanında, günlük hayat için önem arz eden diğer alanlarda da ilerleme kaydedileceğinden bahsetti.
KKTC Başbakanı Talat, referandum tarihinin ertelenmesi konusundaki çağrıları da değerlendirerek, şöyle devam etti:
"Ertelemelerin Türk tarafından kaynaklandığı düşünülüyordu. Bu noktadan sonra bu sürecin bir kez daha ertelenmesine razı olamayız. Eğer bir çözüme ulaşamazsak ve bu referandumları ertelersek; bu şu anlama geliyor: Kıbrıs AB üyesi olacak. Sadece Kıbrıslı Rumlar tarafından temsil edilen bir AB üyesi olacak. Bu kabul edilebilir değil. Kıbrıslı Rumlar bizi temsil edemez. Kıbrıslı Türkler için itici güç bu idi. Kıbrıslı Türkler bu tür entrikalardan çok sıkıldı. Biz bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Bu planın her iki tarafta da referanduma sunulmasını istiyoruz. Biz kendi taahhütlerimize sabit kalıyoruz. Kıbrıs Rum tarafı da bence aynı şekilde hareket etmeli"
Şu ana kadar Kıbrıs Rum tarafının, soruna çözüm üretilmesi safhasında çok yoğun bir propaganda yürüttüğünü ifade eden Talat, "Şayet bir takım işaretler görürsem, çok sevineceğim. Bu hayati bir önem taşıyor. Elbette bu çok kolay değil. Bunu kabul ediyorum ve anlamaya çalışıyorum. Ama onlar da beni anlamalı. Bizim için de birkaç ay beklemek kolay değil. Çünkü halkımızla seferber olduk. Kıbrıslı Türkler artık bu sorunu aşmak, bu sorundan ilelebet kurtulmak istiyor. Ne yazık ki bugüne kadar Kıbrıs Rum tarafındaki siyasi partiler bu meseleyi yeterince ciddiye almadı. Şöyle bir beklenti içindeydiler: Müzakere sürecinde Türk tarafı yeniden bir sorunla karşılarına çıkacak diye bekliyorlardı. Bir durağanlık yaşanacağını ve müzakerelerin bir kez daha çökme noktasına geleceğini düşünüyorlardı. Türkiye'ye de, Türk ordusuna da güven duyulmuyordu. Denktaş, Kıbrıs Türk hükümeti yetkililerine de güven duymuyordu. Ancak olaylar bu şekilde gelişmedi. Türk tarafı ellerinden geleni yaptı. Kıbrıs Rum halkı bir takım endişelere sahip. Onlara güven duymalarını sağlayacak unsurları vermek zor değil" diye konuştu.
Talat, açıklamalarının ardından soruları yanıtladı. "Annan Planı'nın anahtar unsuru Yüksek Mahkeme, Merkez Bankası gibi kurumların oluşmasında Kıbrıslı olmayan bir kişinin atanması söz konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz bir Kıbrıslı olarak?" şeklindeki bir soruya Talat, "Bir geçiş dönemi için bu önerildi. Bunun amacı da mekanizmaların önünü açacak bir girişimde bulunmak. Bu yargıçlar veya temsilciler, Mülkiyet Kurulu'nda çok daha kararlı davranacak. Bu yabancılar tarafsız olmaları öngörülen alanlarında lider insanlar olarak seçildiler. Onların görevi her iki taraf arasındaki uzlaşmayı pekiştirmek. Bence bu kurumlar yabancı üyeleri geçici bir dönem için görev alacaklar" yanıtını verdi.
"Benim için önemli olan Kıbrıs'ın her iki tarafından da 'Evet' çıkması" diyen Talat, bunun kendi kararlılığını ortaya koyduğunu söyledi.
Denktaş'ın seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olduğunu ifade eden Talat, "Kıbrıs sorununun devamı nedeniyle kendisi Kıbrıslı Türkler'in temsilcisi gibi görülmüştür. Anayasamıza göre kendisinin herhangi bir yetkisi yoktur. Ama kendisi Kıbrıs Türk toplumunun lideri olarak algılanmıştır. Denktaş'ın bu plana yaklaşımı olumsuz. Kıbrıslı Türkler'in büyük çoğunluğu aynı görüşte değil. 2003 yılının Aralık ayında düzenlenen seçimlerde, Kıbrıs Türkleri'nin çoğunluğu, Denktaş'la aynı çizgide olmadığını gösterdi" şeklinde konuştu.
Talat, AB'nin de Kıbrıslı Türkler'e yardımcı olmanın yolunu araması gerektiğini vurgulayarak, "AB, Kıbrıs sorununun Annan Planı'nın dışında çözülemeyeceğini söyledi. Bu plan aynı zamanda teşvik de edilmeli. AB'nin bu sürece destek vermek için kullanabileceği çok yol var" ifadelerini kullandı.