"Kıbrıs'ta AB'nin tavrını hazmedemedik"

İstanbul (AA)- Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, Türk kamuoyunun, Kıbrıs meselesinde Türk tarafının çözüme
yönelik olumlu tarafının AB tarafından adeta cezalandırılmış olmasını hala hazmedemediğini, AB'nin çok iyi görebilmesi gerektiğini kaydetti.

Sabancı, TÜSİAD ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliği ile gerçekleştirilen Türk-Alman Ekonomi Forumunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB hedefi, Almanya ile olan ikili ilişkileri ve Almanya'da yaşayan Türkler konuları üzerinde durdu.

Reklam
Reklam

TÜSİAD olarak, Türkiye'nin AB ile sürdürdüğü üyelik müzakereleri sürecinin başlangıcından bugüne, süreci hem Avrupalıların hem de Türklerin bakış açısından görmeye çalıştıklarını ifade eden Sabancı, "Biz, Avrupa'nın geleceğini göz önünde tutarak duruşumuzu ona göre belirliyoruz" dedi.

Bu nedenle, Türkiye'yi ilgilendiren konuların yanı sıra AB'nin mevcut sorunları hakkında çalışma yürüterek, Avrupa'da süren tartışmalara katkı sağlayabilmeyi arzu ettiklerini belirten Sabancı, "Çünkü biz bir gün üyesi de olacağımız AB'nin küresel rolünün bugünkü seviyesinden çok daha ileri bir noktada olacağına inanıyoruz" dedi.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin, Avrupa'daki mevcut sorunların çözümüne önemli katkı sağlayacağını dile getiren Sabancı, AB'nin parasal birlik alanındaki başarısı ve sürdürdüğü ekonomik ve mali entegrasyon sürecine rağmen, Avrupa'nın halen önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunun altını çizdi.

Avrupa ekonomilerinde durgunluk gözlendiğini aktaran Sabancı, geçtiğimiz üç dört yılda, "gelecek senenin daha iyi olacağı ve büyümenin hızlanacağı" yönünde tahmin yürütüldüğünü ancak, bunun gerçekleşmediğini söyledi.

Reklam
Reklam

Pek çok gözlemcinin Türkiye'nin AB'ye getireceği ekonomik ve stratejik katkının farkında olduğunu, ancak bunun bütün Avrupa kamuoyları tarafından benimsenmesini ve Türkiye'nin niteliklerinin anlaşılmasını ve takdir edilmesini sağlamak gerektiğini belirten Sabancı, şunları söyledi:

"AB'nin daha yüksek bir rekabet gücüne, daha verimli çalışan yapıya ve daha güçlü bir siyasal birliğe kavuşma yönünde sarf ettiği çabayı yakından izliyoruz. Türkiye olarak AB'nin dünya sahnesinde gerçek bir küresel aktör ve aynı zamanda güçlü bir ekonomik, siyasal ve kurumsal birlik olması yönünde destek vermek için gerekli imkanlara sahibiz. Zaten bizim de üye olmayı arzu ettiğimiz bu niteliklere sahip bir birliktir." Sürecin ilerlemesinde, AB'nin de üzerine düşenler olduğunu ifade eden
Sabancı, "Verilen sözleri tutmak... Türk kamuoyunun, Kıbrıs meselesinde Türk tarafının çözüme yönelik olumlu tavrının AB tarafından adeta cezalandırılmış olmasını hala hazmedemediğini AB'nin çok iyi görebilmesi lazım" diye konuştu.Türkiye ve Almanya arasındaki çok özel ilişkinin ve Almanya'nın özellikle Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarından dolayı Türkiye'nin AB'ye üyeliği sürecindeki güçlü rolünün altını çizen TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Bildiğiniz üzere, iki ülkenin tarihsel bir dostluğu bulunmaktadır. Almanya, Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir rol oynamış ve bu süreçte çok değerli katkılar sağlamıştır. O günden bu yana, iki ülke ilişkileri dostluk ve her daim işbirliği ve beraberlik içinde sürmüştür. Ayrıca Almanya'nın, gerek Türkiye ile karşılıklı ticarette gerekse de Türkiye'deki yabancı yatırımcılar arasında birinci sırada yer alması, güçlü ekonomik ve ticari ilişkiler ağıyla, Türk-Almanya ilişkilerini sağlam temellere oturtmuştur."Türk-Alman ilişkilerinin, Türkiye'nin diğer AB üye ülkeleriyle olan ilişkilerine kıyasla, önemli farklılıkları içinde barındırdığını, öncelikle, Almanya'da 3 milyona yakın, bir kısmı "Alman Türkleri"nden oluşan, Türk yaşadığını ifade eden Sabancı, bunlar arasından 800 bininin Almanya'da geçtiğimiz seçimlerde oy kullandığını söyledi.

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, sözlerini şöyle tamamladı:

"AB üyeliği ve bu üyelikle somutlaşan, siyasal, ekonomik ve toplumsal açıdan modern bir Türkiye bizim toplumsal projemizdir. Biz, Birliğin standartlarına ulaşmamız gerektiğinin farkındayız. Üyelik müzakereleri uzun, zorlayıcı, ancak geri döndürülemez bir süreçtir ve bu standartların benimsenmesi yönünde Türkiye'nin önemli yükümlülükleri üstlenmesini ve çok çalışmasını gerektirmektedir. İnanıyoruz ki, Türkiye'nin bu yolculuğunda Alman dostlarımız bize yardımcı olacaktır."

Reklam
Reklam