Kıbrıs'ta petrol konusunda gerginlik senaryoları

LEFKOŞA (İHA) - Rum Fileleftheros gazetesi, Türk hükümetinin bölgeye bir araştırma gemisi göndermesinin beklendiğini bildirdi. Gazete, Türk hükümetinin böylece Güney Kıbrıs-Mısır-Lübnan anlaşmalarının hayata geçirilmesini baskıcı bir şekilde engellemek istediğini iddia etti.

Milli Güvenlik Konseyi'nin son toplantısında KKTC deniz bölgesinde petrol ve doğalgaz aranması kararı aldığını belirten Güney Kıbrıs'ta yayınlanan Fileleftheros, bunun Güney Kıbrıs'ın Mısır ve Lübnan'la yaptığı anlaşmalara yönelik hedef şaşırtma yönündeki ilk hareket olacağını yazdı.

Reklam
Reklam

Fileleftheros gazetesi, Türk hükümetinin son yıllarda yaptığı gibi bölgeye bir araştırma gemisi göndermesinin beklendiğini belirterek yorum haberini şöyle sürdürdü: "Türkiye, bu hareketleriyle Güney Kıbrıs-Mısır-Lübnan anlaşmalarının hayata geçirilmesini baskıcı bir şekilde engellemek istiyor ve Kıbrıs ile Türkiye arasında deniz bölgesinde, KKTC'nin kara sularının varlığına işaret etmeye çalışacak. Ankara'nın yaratmaya çalıştığı havanın göstergesi; savaş gemilerinin Kıbrıs açıklarında sürekli devriye gezmeleridir. Geçen Perşembe günü, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yetkili makamları, Türk gemilerinin yine Kıbrıs'ın kuzeyinde, ancak Kıbrıs kara sularının dışında seyrettiğini saptadı. Lefkoşa'da, önümüzdeki Perşembe günü Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz aramalarına katılmak isteyecek yabancı şirketlerin başvurularının başlayacak olması ışığı altında Türk tepkilerinin tırmanması bekleniyor."

Güvenlik makamlarının teyakkuz durumunda olduğunu yazan gazete, görüşlerini şöyle sürdürdü: "Güvenlik makamları, aslında Türkiye'nin gerginlik ortamını idame ettireceğini, ancak bugün yaptıklarından daha ötesini yapmasının söz konusu olmadığını düşünmelerine rağmen teyakkuz durumunda bulunuyor. Öte yandan, yapılacak her türlü aşırı hareket, Türkiye'nin diğer bir stratejik talebine ilişkin icraatlarını -Türkiye UNIFIL diye bilinen Lübnan'daki Barış Gücü'nün komutanlığını üstlenmek istiyor- önemli ölçüde zorlaştıracak."

Reklam
Reklam

Gazeteye göre, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos ve Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis 20-21 Şubat'ta Atina'da gerçekleştirecekleri görüşmelerde işgal bölgeleriyle doğrudan ticaret konusunun yanında bütün bu konuları da ele alacak. Akşam yemeği çerçevesinde uzun süre baş başa görüşecek olan iki lider, petrol konusunda daha ileri icraatlara karar verecek.

Atina'nın aramaların Kıbrıs'ın batısına yayılması durumunda bu aramalara katılmakla ilgilenmediğini belirten gazete, bu tutumun Türkiye'yle var olan malum sorunların bir sonucu olduğunu belirtti.

Gazete haberine şöyle devam etti; "İki hükümet, zorlukların bilincindedir. Atina ve Lefkoşa'nın icraatlarını büyük ölçüde Türkiye'nin davranışları belirleyecek. Türkiye, yapılan değerlendirmelerden bağımsız olarak Elen tarafının taktiğini büyük ölçüde etkileyen bir unsurdur."
Gazeteye göre, önümüzdeki günlerde tam da Türk korvetlerinin Kıbrıs açıklarında olduğu bir dönemde Türk mevzilerinden ateş açılması ile ateşkes hattında az sayıda kontrollü olay kaydedilmesi; petrolle ilgili süregelen prosedür konusunda Ankara'nın tepkisinin ne olacağı konusundaki düşüncelere imkan bırakmıyor. Bu tahrikler, coğrafik yayılımının genişliği konusundaki düşünceye de çok imkan tanımıyor. Çünkü Türkiye, Ege'de Yunan hava sahasına ihlaller dizisi gerçekleştirmek için de aynı dönemi seçti.

Reklam
Reklam

Ankara'nın mesajının açık olduğunu iddia eden Rum gazetesi, yorumunu şöyle sürdürüyor: "Uluslararası ihaleye çıkılmasıyla, 15 Şubat'ta başlayacak prosedür ilerlerse gerginlik bekleniyor. Bu mesaj, doğrudan Yunanistan ve Kıbrıs'a yönelik değildir, ilgi göstermelerini engellemek hedefiyle yabancı hükümetlere ve yabancı petrol şirketlerine de yöneliktir. Bu nedenle, Başkan Papadopulos'un Atina'ya gerçekleştireceği ziyaret, özellikle önem kazanıyor; çünkü diğer şeyler yanında iki hükümet; çeşitli ihtimalleri değerlendirecek ve olası Türk tahriklerini göğüslemeye yönelik planlar oluşturacaklar."
Gazete, Atina'daki toplantıda, "Almanya dönem başkanlığı, ticaret tüzüğü, Kıbrıs sorunu, 8 Temmuz anlaşması ve hatta Avrupa Parlamentosu ve Kıbrıslı Türklerle Temas Grubu'nun işgal rejiminin temsilcisine gözlemcilik statüsü verilmesi önerisi; bütün bu konuların görüşme masasında olacağını bildirdi.