ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, geçmişte Kıbrıs konusunda bazı hatalar yapıldığını belirterek, bugün gelinen noktada sorunun çözümü için bazı çevrelerin BM yerine AB'yi adres göstermeye ve taviz koparmaya çalıştığını söyledi ve "Bu çıkmaz bir yoldur ve Türkiye bu tip şartlara asla fırsat vermeyecektir" dedi.
TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda 2007 yılı bütçe müzakereleri sürüyor. Komisyonda bakanlığının bütçesinin sunumunu yapan Dışişleri Bakanı Gül, iç ve dış bazı önemli konulara değindi. Türkiye'nin her geçen gün daha da cazibe merkezi haline geldiğini belirten Dışişleri Bakanı AB'de 40 yıldır yapılamayanların 4 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleştirildiğinin altını çizdi.
"Medeniyetler ittifakı" ve "kültürler arası diyalog" konularında Türkiye'nin öncü ülke olduğunun altını çizen Bakan Gül, 2009-2010 yıllarında BM Güvenlik Konseyi geçici üyelik adaylığı için gerekli her türlü çalışmaların yapıldığını bildirdi. Bu üyeliğin kazanılacağına inandığını vurgulayan Dışişleri Bakanı Türk Silahlı Kuvvetler'in, bütün dünyada barışı, güvenliği koruma insani yardım konularında çok önemli görevler üstlendiğini, gittiği ülkelerde halkın sempatisiyle karşılaştığını ifade etti. Türkiye'nin 10 yıl içinde Gayri Safi Milli Hasılasını 1 trilyon dolara çıkaracağı mesajını veren Gül, AB üyelik süreciyle ilgili kısa bilgiler de verdi. 35 müzakere başlığının 33'ünde 66 tarama yapıldığını, 2 başlığın üyelik öncesi sona bırakıldığını hatırlatan Dışişleri Bakanı Gül, Türkiye'nin önüne engeller çıkarılsa da kendisini hem o ülkelerin kamuoyuna hem de Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanlara kendisini anlatmayı başaracağını, bu performansın olduğunu bildirdi. AB'ye 'geri alamayacağımız hiçbir şeyi vermeyeceğiz' mesajı ileten Gül, bu konuda tarihten dersler alındığının altını çizdi. Gül, 9. uyum paketinden bir çok yasa tasarısının kanunlaştığını da belirterek, bu çerçevede insan hakları, özgürlüklerin genişletilmesi ve demokrasi konusunda her türlü ilerlemenin artırılarak sürdürüleceğine de dikkat çekti.
"KIBRIS'TA ŞANTAJLARA FIRSAT VERİLMEYECEK" Gül, konuşmasında istismara açık olunmayacağı mesajı verirken, geçmişte Kıbrıs konusunda bazı hatalar yapıldığını belirterek, bugün gelinen noktada sorunun çözümü için bazı çevrelerin BM yerine AB'yi adres göstermeye ve taviz koparmaya çalıştığını söyledi ve "Bu çıkmaz bir yoldur ve Türkiye bu tip şartlara asla fırsat vermeyecektir" diye konuştu. Gül, Türkiye'nin Kıbrıs'a maddi ve manevi desteğinin artarak devam edeceğini de belirtti.
Türkiye-ABD ilişkilerine de değinen Gül, konuşmasında, "PKK terör örgütüyle mücadele alanında ABD'yle işbirliği yapılmaktadır. Son dönemde Irak'ın kuzeyinde terör eylemlerinin artması üzerine ABD yönetimi, emekli Orgeneral Joseph Ralsto'u terörizmle mücadele koordinatörü olarak tayin etmiştir. Önümüzdeki dönemde bu konudaki işbirliğinden somut sonuçlar elde edilmesini beklemekteyiz" diye konuştu.
Irak'ta parçalanmaya karşı oldukları mesajını da veren Gül, Irak ile ilgili başta yapılan yanlışların bugün tekrarlanmaması gerektiğinin altını çizerek, dengelerin gözetilerek, adil bir kaynak dağılımının yapılarak çözüme oluşulabileceği imajını verdi. Gül, Irak'taki parçalanmanın bölgeyi bir kaosa sokmasının kaçınılmaz olduğunun altını da çizdi.
İsrail'in "orantısız güç" kullanmasını da eleştiren Gül, bu şekilde çözüme ve geleceğe yönelik ümitlerin de ortadan kaldırılmaya doğru gittiğini, biran önce yanlışlardan dönülmesi gerektiğini kaydetti. Gül Filistin'de akan kanın biran önce durdurulması gerekliliğini de vurguladı.
Barış amaçlı nükleer enerji üretimine karış olmadıklarının altını çizen Bakan Gül, İran'ın diyalog çağrılarına özellikle son dönemde olumlu yaklaşmasının bir gelişme olduğunu bunun devam ettirilmesi gerektiğini de kaydetti.
Gül konuşmasında Ermeni sorununa da değindi. Fransa'nın son aldığı kararın Türkiye'de Fransa'ya karşı olan geleneksel sempatiyi azalttığını ve bunun zaman için de azalacağını söyleyen Gül, gelecek 10 yılda bu sorunun Türkiye'nin en önde gelen meselelerden biri olacağı mesajını verdi. Gül, bu konuda uluslararası düzeyde her türlü çalışmayı yaptıklarını, en son arşivlerin açılması konusunda Türkiye tarafının çağrısının, sözde Ermeni soykırımı söylemi içinde olanları köşeye sıkıştırdığını, çalışmaların bu alanda da her cepheden süreceğini söyledi.