Kıdem tazminatı bu yıl kaldırılacak

Milyonlarca çalışanın merakla beklediği kıdem tazminatı yeniden düzenleniyor.

Türkiye'de milyonlarca çalışanın merakla beklediği 'kıdem tazminatı' ile ilgili yapılacak düzenlemenin ayrıntıları, Başbakan'ın yakında açıklayacağı 'ulusal istihdam stratejisi'nden çıktı. Bu yıl içinde yürürlüğe girmesi planlanan kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemeye göre, kıdem tazminatları ödemesi için bir fon oluşturulacak.

Fon sadece kıdem tazminatı değil, dolaylı olarak 'banka' işlevi de görecek. İşsiz kalan çalışanlar, işsiz olduğu dönemler için 'fondan' kaynak kullanabilecek. Söz konusu kaynaklar ise faizsiz ve geri ödemesiz olacak.

Reklam
Reklam

TEPKİLER BÜYÜK
Uzmanlara göre; kıdem tazminatı işten çıkarılma sonucu ortaya çıkan bir haktır. Ülkemizde 30 yıldır uygulanan “ucuz işgücüne dayalı” rekabet ve birikim anlayışını kalıcı hale getirmek istenmektedir. Kıdem tazminatı, esnek çalışmanın her biçimi, kiralık işçi uygulaması düzenlemeleri işçiye büyük bir darbe vuracaktır.

Kıdem tazminatı, dünyanın hemen her ülkesinde var olan en yaygın ödeme türlerinden birisi. Fransa’dan Güney Kore’ye, Hollanda’dan Hindistan’a, Arjantin’den Japonya’ya, İtalya’dan Brezilya’ya kadar neredeyse tüm dünya ülkelerinde kıdem tazminatı uygulanıyor.

Siyasal iktidara ve işverenlere göre kıdem tazminatı yükü ülkemizde işletmelerin rekabet gücünü olumsuz etkileyecek şekilde yüksek. Oysa bu görüş, çarpıtılmış ve doğru olmayan verilere dayanarak ileri sürülmekte. Gerek Avrupa ülkelerinde gerekse diğer ülkelerde Türkiye’dekine benzer nitelikte kıdem tazminatı uygulanmakta. Ayrıca birçok ülkede kıdem tazminatının yanında ülkemizde var olandan daha yüksek düzeylerde sosyal koruma mekanizmaları ve buna bağlı kaynak aktarma sistemleri söz konusu. Türkiye’de sosyal koruma ve istihdam yüklerinin fazlalığı gerekçe gösterilerek kıdem tazminatının yok edilmesi savunulamaz.

Reklam
Reklam

KIDEM TAZMİNATI, ÇALIŞANIN PARASI
Kıdem tazminatı, çalışanın ücretinin ileride ödenmek üzere ayrılmış bir parçası. Bu nedenle kıdem tazminatı ücret dışı işgücü maliyetinin bir unsuru şeklinde görülemez ve rekabet gücünü arttırmak amacıyla azaltılması düşünülen bir ödeme türü olarak ele alınamaz.

İşveren örgütlerinin yıllardır öne sürdüğü, hükümetin de benimsediği bir başka gerçek dışı değerlendirme de kıdem tazminatının iş güvencesi ve işsizlik sigortasının yerine geçtiği. Bu nedenle ülkemizde işsizlik sigortasının ve iş güvencesinin var edilmesinden sonra kıdem tazminatına gerek olmadığı iddia edilmekte. Oysa yaygın örneklerden de görüleceği gibi hiçbir ülkede kıdem tazminatı iş güvencesi ya da işsizlik sigortası yerine düzenlenmiş değil.

Kıdem tazminatı ödeme durumu, iş güvencesinin olduğu yerde değil; iş güvencesinin bittiği yerde başlıyor. Bu anlamda iş güvencesi ile kıdem tazminatı birbirinin yerine geçen değil, güvenceli ve insanca bir çalışma yaşamı için birlikte bulunması gereken iki ayrı düzenleme niteliği taşıyor.

Reklam
Reklam

Kaldı ki bir yandan kıdem tazminatı yükünün ağırlığından söz edip, öte yandan işverenin işçiyi işe geri almaması karşılığında ek bir tazminat ödemesini savunmak açık bir çelişkidir. Bu nedenle Türkiye’de iş güvencesi, mahkemelerin işe iade kararı verdiği durumlarda, işe geri dönüşü mutlak biçimde sağlayacak şekilde değiştirilmeli ve yaptırımı ağırlaştırılmalı. İş güvencesiyle kıdem tazminatı arasında tutarlı bir ilişki ancak bu şekilde kurulabilir.

İŞSİZLİK SİGORTASIYLA KARŞILAŞTIRMAYIN
Aynı durum işsizlik sigortası ile kıdem tazminatı ilişkisi açısından da söz konusudur. İşsizlik sigortası, işçinin, işsiz kalma tehlikesine karşı güvence sağlamak amacıyla, çalışırken, diğer sigorta türleri gibi prim ödeyerek sahip olduğu bir kazanımdır. Kıdem tazminatı ise herhangi bir karşılık ödemeksizin, iş yerinde yıpranmışlığının bir bedeli olarak, işten ayrılırken aldığı, “ertelenmiş kazancıdır.” Her ikisinin de çalışanın işten ayrılması koşuluna bağlı olması, işsizlik sigortası ile kıdem tazminatını birbirinin yerine geçirmek için gerekçe olamaz.

Reklam
Reklam

Çalışanların çok büyük bölümünün sendikal örgütlenmeyle ilişkisinin bulunmadığı ve toplu sözleşme güvencesinde olmadığı Türkiye gibi ülkeler, sosyal koruma sistemlerinin gelişmiş bulunduğu ve çalışanların tümünün toplu sözleşme kapsamında yer aldığı ülkelerle karşılaştırılarak kıdem tazminatı fonu oluşturulması önerilemez.