Kıdem tazminatı yeniden masada!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar, kıdem tazminatı konusunda özet bir rapor hazırladıklarını söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar, kıdem tazminatı konusunda gelinen son noktayı şöyle anlattı: "Kıdem tazminatı konusunda özet bir rapor hazırladık. Bu raporu Sayın Bakanımıza sunacağız. Bu rapor çerçevesinde Eylül ayının sonunda veya Ekim ayının ilk haftalarında bir toplantı yapılacak. Bu toplantıda bu ve benzeri konularda karar verilecek." dedi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ağustos ayı olağan meclis toplantısı yapıldı. BTSO meclis salonunda yapılan toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar da katılarak yeni SGK kanunu ve gelişmeler hakkında işadamlarını bilgilendirdi.

Reklam
Reklam

BTSO'ya gelişinde Meclis Başkanı Remiz Topuk'u makamında ziyaret eden Acar, bir gazetecinin, kıdem tazminatıyla ilgili sorusu üzerine bu konudaki gelişmelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tarafından da daha önce açıklandığını belirterek, "Bakanlık olarak bizim ve sivil toplum örgütlerinin bu konuda çalışmaları var. Bunların hepsi değerlendirilecek. Konu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda da en üst seviyede değerlendirilecek. Enine boyuna tartışılacak, ondan sonra karar verilecek. Tabii ki hem kıdem tazminatı, hem de esnek çalışmayla ilgili, bu ve benzeri konularla ilgili çalışma meclisini 3 ay önce topladık. Konunun tüm tarafları vardı orada. Yüzlerce talep, öneri geldi. Bu taleplerin hepsini Bakanlık olarak değerlendirdik. Özet bir rapor hazırladık. Bu raporu Sayın Bakanımıza sunacağız. Bu rapor çerçevesinde Eylül ayının sonunda veya Ekim ayının ilk haftalarında bir toplantı yapılacak. Bu toplantıda bu ve benzeri konularda karar verilecek."

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay'ın açılış konuşmasının ardından oda üyelerine seslenen Fatih Acar, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Reklam
Reklam

Müsteşar Fatih Acar, BTSO yönetim kurulu tarafından kendisine sunulan raporu aldığını ve bu konuda de ellerinden gelene yapacaklarını belirterek, bir sonraki oda toplantısına kadar neler yapılabileceği konusunda kendilerini bilgilendireceğini söyledi.

Çalışma Bakanlığının 75 milyon'u ilgilendiren bir bakanlık olduğunu belirten Müsteşar Acar, bu kapsamda kendi sorumluluklarının çok fazla olduğunu bildirdi.

Kamu personeli ile ilgili bakanlıklarına bağlı Devlet Personel Başkanlığı tarafından Anayasa'da toplu sözleşme hakkı verildiğini hatırlatan Acar, "Bu da müktesebat açısından önemli bir konu idi. Bu da çözülmüş oldu. Biz artık 12 Eylül Anayasa Referandumu ile örgütlenme hakkı kapsamında devlet memurları ile toplu görüşme ile toplu sözleşme hakkını elde etmiş olduk." dedi.

1,5 MİLYON İNSAN VE 80 BİN İŞYERİ KAYIT ALTINA ALINDI

Müsteşar Fatih Acar, Türkiye'nin önünü görebilecek ve sosyal güvenlik açıklarının risk olmaktan çıktığı bir kanunu hayata geçirdiklerini belirterek, "Baktığımız zaman 3,5, 4 yıl içinde bir kaç tane rakam vereceğim. 2007 yılında ki reformun yapıldığı dönemde sosyal güvenlik açıklarının gayri safi mili hasılaya oranı yüzde 3 iken, şu anda 1.3'lere inmiş durumda. Pirim gelirlerimizin giderleri karşılama oranı 51'lerden 62'lere çıktı. Bu süreçte yani 3,5 yıl içinde 15 milyon 40 bin olan aktif sigortalı sayısı 18 milyon 500 bin'e çıktı. Son 3,5 yıl içinde 3,5 milyon yeni kişi sisteme girmiş oldu. Kayıt dışı ile mücadelede 1,5 milyon insan kayıt altına alındı. 80 bin tescilsiz işyeri kayıt altına alındı." şeklinde bilgi verdi.

Reklam
Reklam

SGK E-DEVLET HİZMETLERİNDE MEMNUNİYET 39'DAN 76'LARA ÇIKTI

Bu süreçte bir çok hizmetin E-Devlet üzerinden yapıldığına değinen Fatih Acar, "Şu anda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) E-Devlet hizmetlerinde yüzde 61 oranında Türkiye'de birinci. Memnuniyet oranında yüzde 39'lardan 76'lara çıktı. 75 milyona hizmet veren bir kurumda yüzde 76 memnuniyet oranını yakalamak önemli. Hedefimiz ise yüzde 100." dedi.

Dünya genelinde tüm ülkelerin en önemli sorununun istihdam konusu olduğunun altını çizen Müsteşar Acar, şunları söyledi: "Dünyadaki işsiz sayısı 2012 yılında 197 milyona ulaştı. Sadece 2012 yılında işsizlik 4 milyon arttı. 2013 yılında küresel işsizliği yaklaşık 5.1 milyon artarak 202 milyondan daha fazla işsize ulaşılacağı tahmin ediliyor. Bütün bunlara rağmen Türkiye'de işsizlikle mücadelede biz çoğu Avrupa ülkesini geride bıraktık." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin işsizlikle mücadelede bir çok Avrupa ülkesini geride bıraktığnın altını çizen Müsteşar Fatih Acar, "Dünyadaki, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdeki bu geriye gidişe rağmen Türkiye'de ne oldu? İşsizlikle mücadelede, kabul edilir edilmez, ayrı, ben burada rakamları söylüyorum. Çoğu Avrupa ülkesini geride bıraktık. Bakınız, AB ortalaması 17 ülke 12,2. 27 ülke 11. Yunanistan 27, İspanya 26, Türkiye 2013 Mayıs itibarıyla 8,8. Dünyada genç işsizliği AB ortalaması 23,6, 2013 Mayıs itibarıyla, Türkiye 16,6. Yani Türkiye olarak gerçekten işsizlik konusunda da 4 yılda 4 milyon 560 bin kişiye istihdam sağladık ve 2013 yılında hedefimiz 1 milyon kişiyi işe yerleştirmek." şeklide sözlerini tamamladı.

Reklam
Reklam

TÜRK LİRASINDA Kİ DEĞER KAYBI İHRACATI DESTEKLEYECEKTİR

BTSO Başkanı İbrahim Burkay da ekonomide belirleyici unsurların ağırlıklı dış gelişmeler olduğunu bir dönem yaşandığını belirterek, "Küresel kriz sonrasında yeni bir aşamaya geçildiği görülmekte. Bu kez parasal genişlemeler değil, parasal genişlemelerden çıkışın olası etkileri belirleyicidir. Bu çerçevede özellikle ABD Merkez Bankası FED'in 17 Eylül'deki toplantısı daha önemli hale gelmiştir." dedi.

Parasal genişlemelerin yavaşlatılacağı veya sona erdirileceği beklentilerinin özellikle son yıllarda bol döviz likiditesinden yararlanarak gelişen ülkeleri olumsuz etkilediğinin altını çizen Burkay, "Gelişmiş ülkelerde para çıkışı yaşanırken, bu ülkelerin para birimleri değer kaybetmekte ve faiz oranları yükselmektedir." şeklinde konuştu.

Türkiye'de de benzer koşulların yaşandığına dikkat çeken İbrahim Burkay şunları söyledi: "Sermaye çıkışına bağlı olarak Türk Lirası üzerinde ki değer kaybı baskısı sürmektedir. Faiz oranlarında ki artış eğilimi görülmekte. Ancak bu gelişmeler Türkiye'ye özgü değildir ve yeni küresel koşulara uyumun gerektirdiği yeni dengelerdir. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türk Lirasında yaşanan değer kaybı belki de uzun süredir ihtiyaç duyulan bir düzeltme olarak görülmelidir. Makul kur artışları ihracatçımızı destekleyecek ve yanı sıra ithalat yerine yerli üretimi özendirecektir." şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam