KUVEYT (A.A) - Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları, stratejik diyalog toplantılarının sonunda, gerek bölgesel, gerekse uluslararası pek çok sorun ve konuya dair ortak görüşlerini açıkladı ve bir sonraki toplantıyı 2011 yılında Türkiye'de yapmayı kararlaştırdı.
Türkiye-KİK Yüksek Düzeyli Stratejik Diyalog 2. Dışişleri Bakanları toplantısının ardından yayımlanan ortak bildiride, toplantının görüş ve anlayış birliği içinde gerçekleştiğine işaret edildi.
Bu toplantıda da, 2 Eylül 2008'de Cidde'de imzalanan Anlayış Muhtırası ve 8 Temmuz 2009'da İstanbul'da yayımlanan İstanbul Deklarasyonunda olduğu gibi, stratejik diyalog mekanizması çerçevesinde ilişkileri ve ortak çıkarları genişletme yönündeki iradenin altı çizildi.
Dışişleri Bakanlarının, Riyad'da 23 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen Ekonomik İşbirliği Ortak Komitesinin ilk toplantısında dile getirilen ekonomi, eğitim, kültür, enerji, turizm, sağlık ve diğer alanlarda işbirliğini öngören tavsiyelerin onayladığı kaydedilen bildiride, 16 Ekimde Kuveyt'te yapılan Yüksek Düzeyli Memurlar Toplantısında alınan kararların da onaylandığı belirtildi.
Bildiride, Bakanların söz konusu toplantıda hazırlanan ticaret ve yatırım, tarım ve gıda güvenliği, ulaştırma, enerji, kültür, sağlık, turizm, eğitim ve çevre alanlarında işbirliğini içeren 2011-2012 Türkiye-KİK Ortak Eylem Planını onayladıkları kaydedildi. İki tarafın da Türkiye ile KİK arasında Serbest Ticaret Anlaşması'nı sonuca ulaştırmak için kararlılıklarını dile getirdikleri ve mümkün olduğunca kısa sürede müzakerelerin beşincisinin gerçekleşmesine karar verdikleri bildiride kaydedildi. Ortak Eylem Planında belirtilen alanlarda, 2011 yılının ilk yarısında bir araya gelecek çalışma gruplarının kurulması da onaylandı.
Eğitim alanındaki Ortak Çalışma Grubunun araştırma ve yüksek öğretim kurumları, ulusal arşivler ve kültürel enstitüler arasında işbirliğini artıracak, eğitim ve değişim programlarını destekleyecek mekanizmalar oluşturması öngörülen bildiride, bu mekanizmanın dil alanında akademisyenler ve diplomatlar için eğitim ve değişim programları ile Türkiye'de Arapça, KİK ülkelerinde ise Türkçe departmanlarının ve dil merkezlerinin kurulmasını kapsaması gerektiğine işaret edildi.
Ulaştırma alanında çalışacak ortak çalışma grubunun Türkiye ile KİK ülkelerini birleştirecek demiryolunun inşası teklifi üzerinde çalışması ve Ekonomik İşbirliği Ortak Komitesi ile bu tavsiyelerini paylaşması öngörüldü. Bildiride, Komitenin çalışma gruplarının raporlarını gözden geçirmek üzere gelecek toplantısını 2011 yılı Mayıs ayında Ankara'da yapacağı belirtildi.
-BÖLGESEL KONULAR-
Bölgesel konulardaki anlayış birliğine de yer verilen bildiride, Küçük ve Büyük Tunb adaları ile Ebu Musa Adası üzerindeki anlaşmazlığın çözümü için ilerleme kaydedilememesi nedeniyle endişe dile getirilerek, konunun Uluslararası Adalet Divanına danışılarak ya da uluslararası hukuka uygun şekilde barışcıl bir şekilde çözülmesine destek verildi.
Irak'ın bağımsızlığı, bütünlüğü ve toprak birliğinin korunmasına vurgu yapılan bildiride, ülkedeki hükümet kurma sürecinde bölge ülkeleri ile dost ve barış içinde, etkili ve kapsayıcı bir ulusal uzlaşı hükümetinin kurulması umudu dile getirildi.
Bildiride, Irak'ın BM Güvenlik Konseyinin ilgili bütün kararlarını uygulaması, BM ve ilgili diğer kuruluşların ise kalan esirler ve kayıp Kuveyt ve diğer ülkelerin vatandaşlarının kimliklerinin belirlenmesi, ayrıca Kuveyt'e ait olan yerlerin ve ulusal arşivin yeniden sağlanmasına ilişkin çabalarının devamına verilen desteğin altı çizildi.
Filistin konusunda, iki tarafın Ortadoğu barış sürecinde doğrudan müzakerelerin durmasında, devam eden yasa dışı yerleşim politikaları nedeniyle İsrail hükümetini sorumlu tuttuğu belirtilen bildiride, Ortadoğu'da barışın İsrail'in güney Lübnan ve Golan Tepeleri ile Haziran 1967'de işgal ettiği Arap topraklarından tamamen çekilmesiyle mümkün olacağına işaret edildi.
Bildiride, İsrail'in Filistinlilere ait evleri yıkma, duvar inşaatları ve Filistinlileri yerlerini terk etmeye zorlama gibi uygulamalarına dair politikalarını acil olarak durdurması çağrısında bulunuldu.
İsrail'in Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırısı hakkında da bildiride, "İki taraf da İsrail'in insani yardım konvoyuna uluslararası sularda yaptığı saldırıyı şiddetle lanetliyor ve saldırı karşısında duydukları endişeyi dile getiriyor" ifadeleri yer aldı.
Uluslararası sularda sivil ölümleriyle sonuçlanan Mavi Marmara saldırısı ile İsrail'in uluslararası hukuku çiğnediği ifade edilen bildiride, iki tarafın da BM İnsan Hakları Konseyi Veri Toplama Heyetinin İsrail'in olayda uluslararası insan hakları kurallarını çiğnediğini teyit ettiği objektif raporunu olumlu karşıladığı belirtildi. Bildiride, BM Soruşturma Panelinin ise düzgün bir şekilde işlevini yapacağına dair beklenti dile getirildi.
Bildiride, tarafların Ortadoğu'nun Körfez bölgesi de dahil olmak üzere nükleer silahlardan arınmış bir bölge olmasını arzuladıkları belirtilerek, bu çerçevede İran'ın nükleer dosyasının diplomatik ve barışçıl yollarla çözümüne yönelik uluslararası çabalardan duyulan memnuniyet dile getirildi.
Ortak bildiride, Sudan'ın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasının önemine atıfta bulunuldu. Afganistan'ın yeniden yapılandırılmasına destek veren Bakanlar, Afganistan'ın komşuları ile işbirliğinin ülkenin içinde bulunduğu siyasi sürecin başarısı için önemli olduğu vurgulandı. Bildiride, sel felaketinden olumsuz etkilenen Pakistan ile destek içinde olunacağı da bildirildi.
Bakanlar, Balkanlar'daki durum, Kırgızistan'daki seçim süreci, Kıbrıs'taki müzakereler gibi konulara da değinerek, Kıbrıslı Türkler üzerindeki ambargoların kalkması çağrısında bulundu. Bildiride ayrıca, gittikçe büyüyen İslamofobi karşısında endişe dile getirilerek, bu fobinin Müslümanların bulundukları ülkelerdeki durumlarını olumsuz etkilediği ve bu nedenle bölgeler ve kültürler arasında diyalog artırılarak, bu sorunla mücadele edilmesi gerektiği belirtildi.
Bildirinin 14. maddesinde terörizmin her türü güçlü bir biçimde kınanarak, terörizmin herhangi bir din, milliyet ya da etnik grup ile ilişkilendirilmemesi gereğine vurgu yapıldı. Bakanlar, bu çerçevede PKK terörizmini de kınayarak, terörle mücadelesinde Türkiye'ye tam destek verdi.
Türkiye'nin AB üyelik sürecinin de desteklendiği ortak bildiride, bundan sonraki Türkiye-KİK Yüksek Düzeyli Stratejik Diyalog Dışişleri Bakanları toplantısının 2011 yılında Türkiye'de yapılmasının kararlaştırıldığı kaydedildi.