- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. 4 eski bakan hakkında çıkan Soruşturma Komisyonu kararına değinen Kılıçdaroğlu, "O dört kişi Yüce Divan'a gitsin gitmesin. Umurumda değil. Türkiye'nin ve parlamentonun itibarını korumak zorundayız. Dört bakandan da rica ediyorum adamsanız çıkarsınız "Yüce Divan'a bizi gönderin" dersiniz. Madem suçunuz yok neden korkuyorsunuz? Ortada darbe marbe yok. Bunların hepsi hikaye ne darbesi kardeşim. Hangi darbeden bahsediyorsunuz siz. Biliyorum olay büyüyebilir. Alman cumhurbaşkanı ne yaptıysa senin abin de onu yapmak zorundandır Davutoğlu bunu unutma" dedi.
2014 yılında yaşanan maden kazalarına ve 17 - 25 Aralık operasyonlarına değinen Kılıçdaroğlu, "Bizim için 2014 bir karabasan gibi geçti. Devleti açıkça soyuyorlardı. Haramilerin saltanatına şahitlik ettik. Yozlaşmaya tanıklık ettik. Çalma ve çırpma üzerine büyük görkemi ile ortaya çıkıyordu. Günümüzde yolsuzlukla mücadele dünyanın sorunu. Bir hükümet bir devleti nasıl soyar buna hepimiz tanık olduk. Bir bakan nasıl olur da kalkar kendi başbakanını kamuoyu önünde açıkça suçlar yolsuzluk konusunda. 2015 umut yılıdır birlik içinde olacağız. Yeni bir Türkiye'nin tarihini çizeceğiz. Bu onların söylediği yeni Türkiye değil. 2014'te haramilerin saltanatına tanıklık ettik. Devleti açıkça soyuyorlardı bunlar. Nerede yolsuzluğa bulaşmış bir hükümet varsa, o hükümet önce otoriterleşir sonra diktatörleşir. Dünya tarihi bunun örnekleri ile doludur. Eğer bir şey çalmadıysanız, çırpmadıysanız hesabını veremeyeceğiniz bir şey yoktur. Arama, yoklama mı buyurun gelin. Alnınız açık ise korkacağınız hiçbir şey yoktur" diye konuştu. Dünyadaki yolsuzluk davalarını örnek gösteren Kılıçdaroğlu, "Hiçbir ülke paralel veya darbe demedi" ifadelerini kullandı.
"KAYSERİ MİLLETVEKİLİ SUAT HAYRİ ÜRGÜPLÜ BENİ YÜCE DİVAN'A GÖNDERİN YARGILANIP AKLANMAK İSTİYORUM" DEDİ
Kayseri Milletvekili Suat Hayri Ürgüplü'nün kendi isteği ile Yüce Divan'a gitmek istediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Japonya'da yolsuzlukla ilgili Tarım Bakanı suçlandı. Tarım Bakanı intihar etti. Aynı gelenek Türkiye'de olsaydı kabinede sağ kalan bir tek bakan kalmaz hepsi intihar ederdi. Bizde de onurlu insanlar var. Kayseri Milletvekili Suat Hayri Ürgüplü bakanlığı ile ilgili yolsuzluk iddiaları gündeme geliyor. Ürgüplü yaptığı açıklamada "Bu bakanlıktan ayrılmam gerekir aksi halde komisyonu etkilerim. Sağlıklı bir karar oluşmaz. Siyasi ahlak gereği bakanlıktan ayrılıyorum. Beni Yüce Divan'a gönderin yargılanıp aklanmak istiyorum" dedi. Yüce Divan'dan aklandı. Alnının akıyla Parlamento'ya geri döndü. Bu millet onu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı koltuğuna oturttu. Kayserililer ne kadar övünse azdır. Biz de övünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"KAMU İHALE KURUMU'NUN İÇİNE, KALBİNE ÇETE YERLEŞTİRDİLER"
Kamu İhale Kurumu'nun içine, kalbine çete yerleştirildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Malı götürme programı var yolsuzlukla mücadele programı yok. Kamu ihale mevzuatını 114 kez değiştirdiler. İnsaf ya. Kamu İhale Kurumu'nun içine, kalbine çete yerleştirdiler. Yolsuzluk yaptılar orada" dedi.
"SİVİL DAYANIŞMA PLATFORMU HERHALDE HIRSIZLARIN HAMİSİ PLATFORM"
Sivil Dayanışma Platformu'nun gazetelere verdiği ilanı eleştiren Kılıçdaroğlu, "STK'lar yolsuzluk denetimlerine katılacak diyor AKP 2001'de. Ne kadar güzel. Hiçbir zaman hiçbir dönemde son 12 yılda AKP yolsuzluklar konusunda hiçbir STK'ya danışmadı. Ama hırsızları koruma STK'ları oluşturdular. Sivil Dayanışma Platformu diye bir platform kimlerden oluşuyor. Herhalde hırsızların hamisi bu platform. Ben onlara hırsızlarla sivil dayanışma platformu diyorum. Davutoğlu'na da sorun bu gazete ilanlarının parasını kimler ödedi. Biz parti olarak hazineden yardım almamıza rağmen, gazetelerin arka sayfalarına ilan vermek dünyanın parası? Bu paralar nereden ödeniyor? Hazineden mi örtülü ödenekten mi? Çaldıkları altınları harcamazlar o işe. Başka adamlar var onlardan alırlar" diye konuştu.
"İNSANLAR NEREDE AKLANACAK"
Kılıçdaroğlu, Sivil Dayanışma Platformu'nun gazetelere verdiği ilanın detaylarına ilişkin şu ifadeleri kullandı: "O ilanda diyor ki "Anayasa Mahkemesi aklanma yeri değildir" Peki bir insan mahkemede aklanmayacak da nerede aklanacak? Hırsızlar koalisyonu toplanacak. Onu aklayacaklar. Öyle bir anlayış olabilir mi? İlanda çok önemli bir itiraf var İtiraf şu: Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını sağlam iradenin gölgesine borçlu olanlar, Davutoğlu'nun abisi. Malı götürdün bakan yaptım. Bana borçlusun diyor. Küçük hesaplar büyük Türkiye yürüyüşünü durdurmaya yetmeyecektir. Diyor. Bununla kendisine karşı açıkça şantaj yapıldığı anlaşılıyor. Soruşturma komisyonu eğer bizi yüce divana gönderirse biz konuşacağız şantajı var o ilanda. İlk konuşan Bayraktar'dı. Konuşursa iş kime varacak herkes biliyor. Recep'e, Bilal'e, aileye varacak, bu işin sonu herkes biliyor."
"DARBE DARBE DEDİLER HUKUK DARBESİ YAPTILAR VİCDANLARI SATIN ALDILAR İNSANLARI SATIN ALDILAR"
Kılıçdaroğlu, "22'sinde hemen ertelediler toplantıyı. Sonra havuz medyasında bir kampanya başladı. Darbeye karşıyız diye. Ne darbesi. Gidip aklanmak ne zamandan beri darbe oluyor. Darbe darbe dediler. Hukuk darbesi yaptılar. Vicdanları satın aldılar. İnsanları satın aldılar. Ve ertelediler. Deniz Feneri'nden cesaret alıp bu noktaya geldiler" dedi.
"BREH BREH BREH ELİN KOLUN KALMADI BACAĞIN DA KALMADI MASKOTSUN MASKOT"
Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'nun da güzel sözleri var. "Milletin hakkına uzanacak eli kardeşimiz olsa koparırız. AK Parti kadroları töhmet altında bırakılamaz" dedi. Breh, breh, breh. Ne diyeceğiz. Elin, kolun kalmadı. Bacağın da kalmadı. Maskotsun maskot. Farkında değil eline yalın kılıcı almış hala konuşuyor. Boşuna konuşuyorsun. Sana boşuna mı dedim boynuna davulu asmışlar ama tokmak abinin elinde diye. Kendisi şu anda başbakanlık koltuğunda oturan etkisiz eleman. Herhangi bir fonksiyonu yok. Başbakanlık koltuğu boş şu anda. Şeyh Edebali'yi ağzına alma. Büyük lokma ye ama büyük laf etme demiş atalarımız. Ne asabilirsin ne kesebilirsin. Sen etkisiz elamansın. Sana talimat verilir sen talimatı yaparsın. Sen başbakanlığa da kongreden önce artandın. Farkında değil misin" diye konuştu.
"SİYASİ HIRSIZLARIN YERİ BAKANLIK DEĞİL YÜCE DİVANDIR"
Kılıçdaroğlu, "Siyasi hırsızların yeri bakanlık değil Yüce Divandır. Bir adım kaldı. Genel Kurul'da oynanacak. İnşallah Parlamento vicdanın sesi olur ve dört bakan da kürsüye çıkıp "Biz yargılanmak istiyoruz ki çocuklarımıza şaibeli bir baba, bir anne kimliği vermiş olmayalım" derler. Biz bunu onların çocukları ve torunları için isteriz. Eğer Parlamento onları Yüce Divan'a gönderirse Türkiye'de yeni bir dönem başlamış olur. Bunların arsızlıkları aslında Deniz Feneri ile başladı. Almanya'da yargılandılar mahkum oldular. Alman hakim asıl failler Türkiye'de dediler. Soruşturma son aşamaya gelince 3 savcıyı görevden alıp yargılandılar. Hırsızlar serbest" ifadelerine yer verdi.
"4 BAKANIN YÜCE DİVAN'A GİTMEMESİ YÖNÜNDE OY KULLANILDI KULDAN UTANMADINIZ ALLAH'TAN DA MI KORKMADINIZ"
Kılıçdaroğlu, "Eğer Deniz Feneri'nin gereği yapılsaydı devleti soymaya cesaret edemezlerdi. Tüm bu 17-25 Aralık olaylarından sonra bir komisyon kuruldu. Komisyon dün kararını verdi. 9 AKP milletvekili 4 bakanın Yüce Divan'a gitmemesi yönünde oy kullandılar. Bunların isimlerini tekrar saymak istiyorum. Hakkı Köylü, Bilal Uçar, Mustafa Akış, Ayşe Türkmenoğlu, İsmet Su, İlknur İncesöz, Mustafa Kemal Şerbetçioğlu, Yılmaz Tunç, Yusuf Başer. Bu milletvekilleri hırsızların hamiliğine soyunmuş milletvekilleridir. Herkes böyle bilsin. Hadi kuldan utanmadınız Allah'tan da mı korkmadınız. Nasıl bir vicdan var sizde. Nasıl vicdanınızı kiralarsınız. Siz kimsiniz ki bu kadar açıkça ortaya çıkmış yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsunuz. Hangi yüzle çocuklarınızın yüzüne bakacaksınız" diye konuştu.
"SİZE ACIYORSAM NAMERDİM ÇOCUKLARINIZA ACIYORUM"
Kılıçdaroğlu, "Eşinizin yüzüne nasıl baktınız siz. Eşi şöyle bakmıştır, "bizim hırsızın hamisi geldi" diye. Onların çocukları, torunları ne diyecekler? Yazık değil mi o çocuklara. Size acıyorsam namerdim. Çocuklarınıza acıyorum. Onlara sormak istiyorum. Hiç aklınıza geldi mi acaba. 17 Aralık'tan 8 ay önce zamanın başbakanının önüne 3 sayfalık bir MİT raporu kondu. Raporda Reza Zarrab'ın Zafer Çağlayan ve Muammer Güler ile mevcut ilişkisinin ortaya çıkması halinde söz konusu hususların hükümet aleyhine kullanılabileceği değerlendirilmiştir deniyor. Bu dokuz kişinin, Ey zamanın başbakanı sen o raporun gereğini yaptın mı yapmadın mı diye sorması gerekiyor" dedi.
"VİCDANINI AHLAKINI İMANINI İNANCINI SATTIN"
Kılıçdaroğlu, "Çünkü vicdanını, ahlakını, imanını, inancını sattın. Para kasalarını, ayakkabı kutularını sormadınız. Vicdanınızı sattınız. Siyasal anlamda sattınız. Çünkü siz satılık insanlarsınız. Kusura bakmayın bu kadar açık konuşmak zorundayım. Bir bakana 700 milyarlık kol saati veriliyor. İnsaf ya. Siz bunu bile sormadınız. Sizde iman, ahlak, vicdan, din, iman var mı? Sizde ne var? Çikolata kutularının içinde 500-500 bin dolar gönderiyorlar. Her Cuma bakara makara diyerek bir ayet sallıyorum diyor. Bu bile siz rahatsız etmedi. Nasıl insanlarsınız siz. Zarrab'ın önüne yatan bir İçişleri Bakanı sizin onurunuza dokunmadı mı? Siz onursuz musunuz? Ne yaptıysam Başbakan'ın talimatı üzerine yaptım diyen kabine arkadaşı. Senin milletvekilin ben değil. Sen bu soruyu kendi ahlakına inancına sormadın mı? Nasıl milletvekilisiniz siz. Hırsıza sahip çıkmak daha büyük hırsızlıktır. Siz bunu bilmiyor musunuz?" diye konuştu.
"BUNLARIN İNANCI RÜŞVETİ HEDİYE HIRSIZLIĞI HELAL İSRAFI İTİBAR OLARAK GÖRÜYORLAR"
Kılıçdaroğlu, "En son MASAK raporu geldi. "Bakanların malvarlıkları ile gelirleri orantılı değil" diyor. Daha ne desinler. Sen bu soruyu sordun mu? sormadın. Dinden ahlaktan bahsediyorlar. Senin bunları ağzına alma hakkın yok. Onlardan birisi de sözde savcı. Onun savcılığı da su götürür bundan sonra. Böyle bir ahlaksızlığa dünya tarihi şahit olmamıştır. Bunların inancı şu. Rüşveti hediye, hırsızlığı helal, israfı itibar olarak görüyorlar. 9 vekile soruyorum bunları kabul eden bir din, mezhep, kitap, iman var mı? Ahlaklı insanlar üzerlerine toz konduğunda mahkemeye başvururlar. Eğer birisi kaçıyorsa suçluluğu baştan ortaya çıkmıştır. 9 kişiye soruyorum: Sizde ahlak, şeref var mı acaba" ifadelerini kullandı.
"SERT KONUŞTUĞUMU BİLİYORUM AMA KUL HAKKI YİYENE TAHAMMÜL EDEMEM"
Kılıçdaroğlu, "Sert konuştuğumu biliyorum ama kimse kusura bakmasın. Her şeye tahammül ederim ama kul hakkı yiyene tahammül edemem" dedi.
"EMEKLİLER YAPILAN ZAM DİLENCİYE BİLE VERİLMEZ DİYORSAN KENDİNE GEL VE UYAN"
Kılıçdaroğlu, "Emekli maaşlarına yapılan zammı eleştiren Kılıçdaroğlu, "10 milyon emekli vatandaşıma sesleniyorum. Aldığım para iyi diyorsan sözüm yok. Ama bu yapılan zam dilenciye bile verilmez diyorsan kendine gel ve uyan. Oturacaksınız ve düşüneceksiniz. Senin hakkını en çok savunan parti başkanı benim. Nereye gitsem ağzımı açtığımda emeklinin hakkı diyorum" dedi.
"AKP'NİN VİCDANLI BÜTÜN MİLLETVEKİLLERİNE SESLENİYORUM"
Kılıçdaroğlu, "Buradan AKP milletvekillerine seslenmek istiyorum. Olay genel kurula gelecek. Hiçbir konuşmamda AKP grubunu hiçbir zaman eleştirmedim. Onlara belli olaylar konusunda eleştirilerim oldu ama hükümetle bir tutmadım. En büyük eleştirim siz hükümeti şımartıyorsunuz oldu. Yasama ile yürütmeyi birbirine karıştırmadım. O nedenle AKP'nin vicdanlı bütün milletvekillerine sesleniyorum. Lütfen istirham ediyorum. Neye inanıyorsanız vicdanınıza sorun ve oyunuzu öyle kullanın. Sizin kullanacağınız oy Türkiye'yi itibarsızlaştırabilir, itibar kazandırabilir. Bütün dünyada alay konusu olacağız" açıklamasında bulundu.
"DÖRT BAKANDAN RİCA EDİYORUM ADAMSANIZ ÇIKARSINIZ "YÜCE DİVAN'A BİZİ GÖNDERİN" DERSİNİZ"
Kılıçdaroğlu, "O dört kişi Yüce Divan'a gitsin gitmesin. Umurumda değil. Türkiye'nin ve parlamentonun itibarını korumak zorundayız. Dört bakandan da rica ediyorum adamsanız çıkarsınız "Yüce Divan'a bizi gönderin dersiniz. Madem suçunuz yok neden korkuyorsunuz? Ortada darbe marbe yok. Bunların hepsi hikaye ne darbesi kardeşim. Hangi darbeden bahsediyorsunuz siz. Biliyorum olay büyüyebilir. Alman cumhurbaşkanı ne yaptıysa senin abin de onu yapmak zorundandır Davutoğlu bunu unutma" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz