Kılıçdaroğlu: "Al aracı kendin kullan..."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

ANKARA (ANKA) - Kılıçdaroğlu, "Evren'in vefatı, 12 Eylül'ün izlerini silemez. 12 Eylül darbe hukukunun izlerini silecek olan biziz. Biz siyasetçiler olarak, bu görevimizi yapamıyorsak demokrasiye inanmadığımız için, 12 Eylül darbe hukukunun bize sağladığı olanakları başkasına sağlamayalım diye iktidar olup darbe hukukunun arkasında duruyoruz, demektir" dedi.

Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında, 12 Eylül darbesine ve Kenan Evren'in ölümüne ilişkin şunları söyledi:

"Bu toplum bu kadar ağır bedeller ödememeliydi. Demokrasimizde aksamalar olabilir, yanlışlıkla olabilir. Bunları daha farklı bir üslupla düzeltebilirdik ama topluma çok ağır bedeller ödetildi. Sadece ödetilmekle kalmadı, 12 Eylül kendi hukukunu oluşturdu. O darbe hukuku bugün bütün ağırlığıyla devam ediyor ve üzülerek söylüyorum; darbelere karşı olduğunu söyleyen iktidar, darbe hukukunu değiştirmek bir tarafa, tahkim etti. O hukukun arkasına saklandı. YÖK kaldırılmıyor, tersine güçlendiriliyor. Yüzde 10 seçim barajı, 12 Eylül ürünü. Bütün bunlar ortadayken kimin demokrasiden yana olduğu, darbe hukukuna karşı olduğu çok daha net bir şekilde ortada. Evren'in vefatı, 12 Eylül'ün izlerini silemez. 12 Eylül darbe hukukunun izlerini silecek olan biziz. Biz siyasetçiler olarak, bu görevimizi yapamıyorsak demokrasiye inanmadığımız için, 12 Eylül darbe hukukunun bize sağladığı olanakları başkasına sağlamayalım diye iktidar olup darbe hukukunun arkasında duruyoruz, demektir. Bu açıdan ben iktidar partisinin iyi bir sınav vermediğine inanıyorum. Tam tersine, darbe hukukunun arkasında olan bir parti olarak görüyorum."

Reklam
Reklam

"PİYASADA RAKİP YOK, BAŞBAKANLIK KOLTUĞU BOŞ"

Başbakan Davutoğlu'nu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı rakip olarak görmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Şu anda rakip yok piyasada. Normalde olması gereken Davutoğlu. İktidarda olduğunu söylüyor, Başbakan olduğunu söylüyor; ama Başbakanlık koltuğu boş. Seçim meydanlarında vatandaş da görüyor. Ne Davutoğlu diyorum, ne Erdoğan diyorum. Ben halka neleri yapabileceğimi anlatıyorum ve bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloyu onların önüne koyuyorum" dedi.

"AL ARACI KENDİN KULLAN, ONA BİRAZ HAFİF GELİR AMA KULLANSIN"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Diyanet İşleri Başkanlığı makamına bu arabanın daha lüksü gerekir" sözlerine yanıt vererek, "Bu sözlerle kendi oturduğu kaçak sarayı meşrulaştırmak istiyor. 'Ben kaçak sarayda oturuyorum, çok lüks yaşıyorum, bana bir ortak lazım' diyor. Ben duysaydım, aracı iade ettirmezdim, diyor. Al aracı kendin kullan. Ona biraz hafif gelir ama alsın, kullansın" dedi.

Kılıçdaroğlu, "İslamcı" olduğunu söyleyenlerin "israf batağında" bulunduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"İsraf haramdır ama boğazımıza kadar israf içindeyiz. Arınç'ın yaptığı tespit çok önemli, 'Bu kadar israf olmasa vergi almaya bile gerek yok' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Oysa ilk iktidara geldiklerinde 'Lojmanları, lüks araçları satacağız' dediler. Sonra hepsi kral gibi bir yerlerde yaşıyor. Sarayı ODTÜ'ye vereceğiz. ODTÜ orayı bir bilim, sanat, kültür merkezi haline getirir. Cumhurbaşkanı'na başka bir yer vereceğiz. (Çıkmam derse) Herkes yasalara uymak zorundadır. Ülke derebeylikle yönetilmez. Parlamentodan yasa çıkar, o da oraya gider."

"CUMHURBAŞKANI BENİM MUHATABIM DEĞİL AMA BENİ MUHATAP ALIYOR"

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Diyanet İşleri Başkanlığı makamına bu arabanın daha lüksü gerekir" sözlerini şöyle değerlendirdi:

"Bu sözlerle kendi oturduğu kaçak sarayı meşrulaştırmak istiyor. 'Ben kaçak sarayda oturuyorum, çok lüks yaşıyorum, bana bir ortak lazım' diyor. Ama Diyanet İşleri Başkanı'nın ibret-i alem olsun diye iade etmesi, herhalde benim için söylemiyor bunu, vatandaş için de söylemiyor. Kim ondan ibretlik dersi alacak? Lüks içinde yaşayanlar. Kim onlar? Halkın seçip gönderdiği ama halkın sorunlarına sırtını dönüp lüks içinde yaşayanlar. Ben duysaydım, aracı iade ettirmezdim, diyor. Al aracı kendin kullan. Ona biraz hafif gelir ama alsın, kullansın. Ne olacak yani?

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı benim muhatabım değil ama o beni muhatap alıyor. Sen Cumhurbaşkanısın, tarafsız olacaksın. Tarafsız olacağına dair namusun ve şerefin üzerine yemin ettin. Namus ve şeref kavramlarının içi bu kadar boşaltılabilir mi? Ben sorumsuzum, diyor. Tarafsızlık kuralına uymak bir sorumluluk gerektirir. Eğer bir Cumhurbaşkanı bu sorumluluğu kendi vicdanında hissetmiyorsa ne diyeceğiz biz ona? İstediği kadar konuşsun, hiç umrumda bile değil.

HDP, Meclis'e girse de girmese de başkanlık sistemi olmaz."