SAKARYA (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasete halkın sesi olmak ve halka doğruları söylemek için girdiğini belirterek, ''Yedi göbeğimizi araştırdılar 'bunda bir şey bulabilir miyiz' diye. Çok şükür bir şeyimiz yok. Alnımız temiz, onun için rahat hesap soruyoruz. Ama ben isterim ki bu ülkede yurttaşın da hesap sorarken başına bir şey gelmesin. Demokrasi özgürce eleştiri getirilen ortamdır ve siyasetçinin de eleştiriyi hoşgörüyle kabul ettiği sistemdir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Sakarya gezisi kapsamında ilk olarak Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti. Burada üyelere seslenen Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın Türkiye ekonomisinde önemli bir kent olduğunu söyledi. Sakarya'nın ayrıca bir deprem bölgesi olduğunu da anımsatan Kılıçdaroğlu, bilimdeki gelişmelerle bu sorunun da çözülebileceğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın sorunlarını bildiğini belirterek, bu sorunların İstanbul, Kocaeli, Bolu ve Sakarya ekseninde çözülmesi gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, ''Sorunlara daha geniş perspektiften bakarsanız, yarattığınız katma değeri yerinde akılcı kullanırsanız sorunları çözersiniz'' dedi.
Halka yayılmayan zenginleşmenin ülkenin sorunlarına çözüm olmayacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) rakamları açıklandı. Biz söylemiyoruz TÜİK söylüyor, yani devletin resmi organı söylüyor. 2008'den 2009'a Türkiye'de yoksul sayısı 818 bin kişi arttı. Bir ülkede 'kişi başına gelir arttı, ihracat patladı' denecek, 'sanayi şöyle oldu, böyle oldu' denecek, o zaman şu sorunun yanıtını hep beraber bulmak zorundayız. Madem ki durumumuz bu kadar iyi, niye yoksul sayısı bu kadar arttı? Yoksul sayımız 12 milyon 715 bine çıktı. Yunanistan nüfusundan daha fazla, Bulgaristan nüfusunun iki katı. Siz politikayı insan odaklı yapmazsanız bu sorunlarla her zaman karşılaşırsınız. Yoksulluğun arttığı yerde barış olmaz. Yoksulluğun arttığı yerde hapishanedeki insan sayısı artar.''
-''EKSİK OLAN TEMİZ SİYASET''-
Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük otobüs üretim merkezi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ama buna karşılık bazı belediyelerin Hollanda'dan tanesine 1 milyon 200 bin avro ödeyerek otobüs aldıklarını söyledi. Buna da örnek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesini gösteren Kılıçdaroğlu, bu alımlarla Türkiye'nin Hollanda'nın işsizlik sorununa çözüm ürettiğini ileri sürdü. Bu durumun kendi milliyetçilik anlayışlarıyla bağdaşmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Önce benim sanayicim kazanacak. Benim ülkemde üretiliyorsa ben bu malı alacağım. Benim amacım o olmalı. Ben başka ülkelerin ürününü alırsam benim sanayicim iflas eder. Bir sanayicinin iflas etmesi de milli servetin yok olması demektir. Daha önce İstanbul ve Ege Sanayi Odalarında söylediğim şeyi burada tekrarlamak istiyorum; oralarda 'CHP, sanayiciyi nasıl tanımlıyor' diye sordular. Ben de 'Sanayici ekonominin kamu görevlisidir' dedim. Sanayici kendisi için çalışmaz, toplum için çalışır. Geldiğimiz noktada sanayiciye bunun için destek vermek zorundayız. Amacımız bu olmalı ama Türkiye bunlarla uğraşmıyor, bunları konuşmuyor. Üzülerek söylüyorum Türkiye o kadar eften püften şeylerle uğraşıyor ki bütün enerjisini buralara harcıyor. Vatandaşım sandığa giderken de niye sandığa gittiğini çok sağlıklı tahlil edemiyor. Çünkü politikacılar halkın kafasını iyice karıştırıyor. Doğruları halk görmesin diye her türlü numarayı çekiyor. Yanlış buradan başlıyor. Biz, üreten, çalışan Türkiye, istihdam yaratan sanayi istiyoruz. Onların başarılı olması için de her türlü çabayı göstermeye kararlıyız. Bu konuda hiç kimsenin endişesi olmasın.''
-''YEDİ GÖBEĞİMİZİ ARAŞTIRDILAR''-
Türkiyede yaşayan herkesin ödediği vergilerin nasıl kullanıldığını sorgulaması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, demokrasinin bu şekilde gelişeceğini kaydetti.
Siyasete hesap sormak için girdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Siyasete halkın sesi olmak için girdim. Girerken de halka doğruları söyleyeceğimi vaat ettim. Yedi göbeğimizi araştırdılar 'bunda bir şey bulabilir miyiz' diye. Çok şükür bir şeyimiz yok. Alnımız temiz, onun için rahat hesap soruyoruz. Ama ben isterim ki bu ülkede yurttaşın da hesap sorarken başına bir şey gelmesin. Demokrasi özgürce eleştiri getirilen ortamdır ve siyasetçinin de eleştiriyi hoşgörüyle kabul ettiği sistemdir'' diye konuştu.