İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"Parti meclisimiz dedik ki Türkiye'yi yöneteceksek, partiler ilkelerini belirlesinler. İlkeleri uyuşanlar bir araya gelsinler ve koalisyon kursunlar. Yargı bağımsızlığından tutun yeni bir anayasa oluşturulması, cumhurbaşkanının anayasal sınırları içine çekilmesi gibi 14 ilkemizi belirledik. Ve dedik ki bu ülkeleri kim kabul ediyorsa, elbette biz oturur koalisyon görüşmelerini yaparız.
Bu çağrılarımıza bütün çağrılarımıza olduğu gibi MHP hayır dedi. Her şeye hayır diyen bir siyasal parti vatandaşın önüne nasıl çıkacak? Her şeye hayır, evet dediği hiçbir şey yok. Biz ne dedik? İLkelerimiz var, kurallarımız var. Neden? Türkiye için.
Siyasetçilerin, siyasal partilerin de görevi budur dedik. Hayır dedi. Ve adalet ve kalkınma partisine olağanüstü bir moral avantajı sağladı. Siz uyuşamıyorsunuz bana mahkumsunuz demeye başladı.
32 gün sonra seçimlerden, sayın Ahmet Davutoğlu CHP'yi ziyarete geldi. Sizinle koalisyon görüşmesi yapmak istiyoruz diye. 13 Temmuz 2015 tarihinde geldiler, genel merkezimizi ziyaret ettiler. Kendilerine şunu söyledim. 14 ilkemiz var, sizler de bunu biliyorsunuz. Kabul ediyorsanız bir sorunumuz yok. Ve şu tabloyu çok net Davutoğlu'nun önüne koydum. Eğer bir koalisyon kurulacaksa, bir yüksek profilli bir koalisyon olması lazım. Yani parlamentoda sayısal ağarlığı yeterli olması lazım. Bu var mı, var. İki, koalisyon hükümetinin 4 yıl süreyle kurulması lazım.
Yani biz daha birinci gün, 13 Temmuz günü bu görüşlerimizi Davutoğlu'nun önünde dile getirdik. Bunun sonunda bize görüşmelere başlayabiliriz denildi.
Dış politikanın 180 derece değişmesi gerekiyor dedim. Ekonomi büyük sorunumuz. O zaman dolar bu kadar yükselmemişti. Yanlışları biliyoruz, hataları biliyoruz. Bu politikayla bu ekonomi gidemez. Üç, eğitim sorunu... Hiçbir anne baba bu eğitim sisteminden memnun değil. Çocuğunu okula gönderiyor ama memnun değil. Durumu iyi olan aileler çocuklarını özel okullarına gönderiyorlar, ama devlet okulları eğitim düzeyi açısından iflas etmiş durumda.
Derin görüş ayrılıklarının ortaya çıkması için bu konularda müzakere yapılması lazım, bu konularda görüş ayrılıkları olması için bu şart.
Biz ne söylüyorsak, sonuna kadar arkasındayız.
MERAKIMIZ YOK
-Bizim zaten kırmızı plaka hevesimiz, koltuk, makam hedefimiz hiç yok, bizim hedefimiz daha iyi bir Türkiye yaratmaktı.
"AÇIK VE NET ÇAĞRI YAPIYORUM"
-Eğitime takılmışlar. Burada açık ve net bir çağrı daha yapıyorum. Hiç bir CHP yetkilisi, İmam Hatipler kapatılsın diye bir şey söylememiştir. Neden böyle bir şey diyelim. Bir kere daha söylüyorum, İmam Hatip liselerinde okuyanların güvencesi biziz.
"ŞEHİT OLMAK İSTİYORUM DİYEN BAKAN..."
-Şehit cenazeleri üzerinden prim yapar hale geldiler. Bunlardan birisi çıkıp dedi ki ben de şehit olmak istiyorum. Ülkeyi bu hale getirdier. Şehit olmak istiyorum diyen bakan da 20 koruma ile geziyor. Kurşun geçirmez arabalara biniyor.
-Onların derdi senin çocuğun değil, onların derdi kendi makamları, kendi koltukları. Bunu çok iyi bilmeni isterim sayın vatandaşım.
"YETER DE YETER...."
-Değerli vatandaşım bunlar sana, "neden oyunu bana vermedin" deyip, ülkeyi kaos ortamına sürüklüyor.
-Benim de görevim var. Hatam varsa bana söyle, sorunum varsa bana söyle. Eğer yoksa artık yeter de, elini vicdanına koy ve sandığa gidip, artık bu duruma yeter de yeter.
-Her vatandaşın şunu bilmesini isterim, daha düne kadar inanç üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıyorlardı, izin verme!
DOLAR YORUMU
-İşte buyrun dolar yükseldi. Diyorlar ki doların yükselişinde kaygılanacak bir şey yok. Tabiki de öyle dersin, senin bir sorunun yok, döviz hesabı olan sensin, vatandaşın dolar hesabı yok ki...
-Toplumsal barışı da biz yaparız. Koltuk sevdalısı değiliz biz.
-Bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum, iyi düşünün. Türkiye'de hukuk yok şu anda. Demokrasi askıya alınmış şu anda, anayasa çalışmıyor şu anda. Bir sivil darbeyle karşı karşıyayız. Beştepe'nin yolunu bulamayana diyor... Senin yolunu bulduğun gibi biz yolumuzu bulmayız.
-Senin paraları nasıl sıfırladığını biz çok iyi biliyoruz. Biz namuslu insanlarız. Bir ahlaklı insanlarız. Biz senin gibi değiliz. Ahlak yoksunu hele hele hiç değiliz. Kul hakkı yemek, hele hele bizim kitabımızda yoktur.
Devletin teamüllerini anayasasını ayaklar altına almaya kimsenin hakkı yoktur. Bir mağduriyet edebiyatı da yapmıyoruz. Biz hakkımız olanı istiyoruz. Vermiyorlarsa sevgili yurttaşım sana havale ediyorum. Sen verdireceksin.
"ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM ETKİSİZ ELEMAN"
-Eğer bir koalisyon olsaydı içerde ve dışarda saygın bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olacaktı, bunlar olmadı. Diyecek ki vatandaşlarımız, bu ülkede bir başbakan var. Sayın Davutoğlu var, doğru. Doğru bir başbakan var, doğru başbakanlık koltuğunda da oturuyor. Ama üzülerek söyleyeyim, etkisiz eleman. Boynunda davuluyla geziyor, tokmak başka yerlerde. Türkiye bu tabloyu hak etmiyor.
SORU: CHP'nin içinden de bazı isimlere teklif götürülebileceği iddiaları var. Böyle bir teklif gelirse nasıl değerlendirirsiniz?
Kılıçdaroğlu: CHP'de o kadar karaktersiz insan yoktur.