"Kılıçdaroğlu ekmeğin fiyatından haberdar değil"

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekmeğin fiyatını 40 kuruşa indireceğini söylemesine ilişkin, "Zaten 40 kuruş, haberi yok herhalde. Ya hesap biliyor yada rasgele konuşuyor" dedi. Topbaş, Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya gelmeyi düşünüp düşünmediğini soran gazetecilere, "Yanlış konuşan adamla ne konuşulur, muhatap bile almam onu" diye yanıt verdi.

Zeytinburnu'nda seçim koordinasyon merkezinin açılışına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, açılışın ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Başkan Topbaş, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı 21 şirketin bilançolarını açıklaması ve İDO'nun 283 TL'lik gideri olduğunu söylemesi konusuna ilişkin sorulara yanıt verdi. Topbaş, "Kılıçdaroğlu, "ben hesap adamıyım" diyor. Mesleğini ya bilmiyor, yada kurnazlık yapıyor. Milletin düşüncesini karıştırıyor. Ya diyecek ki "bunları biliyorum vatandaşın beynini karıştırma yapıyorum" yada "bilmiyorum" diyecek. Başka şeyi kabul etmek mümkün değil. İDO dünyanın en büyük filosu. 2003 yılında İDO zarar ediyordu, 2003'de bu sisteme girdi. Kanunun verdiği tanımlar var, dışta kalan giderler görülüyor. O bir madde, o bir başlık bilançolarda konması gereken başlık. Bu örtülü ödenek değil. Akaryakıt alımları, elaman ücretleri ve bunun gibi giderler. Bu tip hareketler zihinleri karıştırmaktadır. Kılıçdaroğlu, hesap bilmiyor, demogojik ifadeleri var. Şirketlerin Sayıştay'a sahip olması temennisinde bulunuyor. Parlamentodaki göreviniz sırasında meclise bu yönde bir önerge verdiniz mi? Sami misiniz?" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Topbaş, rakibi Kılıçdaroğlu'nun, "21.yüzyılda Düyun-u Umumiye İdaresi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde taht kurmuştur" sözlerine ise şöyle yanıt verdi;
"Maalesef Türk hazinesine Düyun-u Umumiye diye bir yakıştırma yapması çok hoş değil. Onların yönetiminde var olan bir şey. Hazine diyor ki bazı kalemler var, bu borçlanmaya kefil olacağım ama bu borçlanmada bir madde altında bunu görmem lazım diyor. Neden çıktı bu kanun CHP'li belediyelerin hazineyi zarara soktuklarında. Karayalçın'ın Ankara döneminde bu kanun çıkarıldı. Sefa Sirmen döneminde Kocaeli'de, Gaziantep'te, Celal Doğan zamanında hazineyi çok ciddi borçlandırdıklarından dolayı böyle bir yasa çıktı. 2002 yılında Sayın Derviş Yasası olarak çıktı. Bunu bilmiyor mu milletin beynini mi bulandırmak istiyorsun? CHP'nin ciddi borçları yüzünden hazine kendini koruma adına 2002 yılında "Derviş Yasası" olarak bir yasa çıkardı. Bir kalem altında toplanıyor, buradan takip ediliyor. Demek ki hesap uzmanlığı da yok, sadece bürokrat olarak çalışmış. Bunun hesap uzmanlığı yeterli olmadığından SSK battı, millet onun sıkıntısını çekiyor. Büyükşehir Belediyesi şirketleri yaptırım yapan, borçlanan şirketlerdir. Kar eden, zarar eden bir iki tane olabilir. Bu şirketlerin denetimi Ticaret Kanunlarına tabi" dedi.

Reklam
Reklam

Kemal Kılıçdaroğlu'nun halk ekmeği 40 kuruş yapacakları yönündeki açıklamalarına da değinen Başkan Topbaş, "Gerçekten ya bilmiyorlar yada siyaset yapıyoruz diye halkı etkilemeye çalışıyorlar. "Ekmeği 40 kuruş yapacağım" diyor. Zaten 40 kuruş haberi yok herhalde. İstanbul'da nasıl hizmet yapıldığının farkında değil. Biz pideyi 50 kuruşa sattık, Sayın Kılıçdaroğlu "40 kuruşa satacağım kuyruğu kaldıracağım" diyor. Ya hesap biliyor yada rast gele konuşuyor. Bu siyasete halkımız asla taviz vermez. Bunu hep gördük. Vatandaşımız "cevap verme, sen ona uyma başkanım" diyor. Bu tip ifadelerle manşetlerde tutulmaya çalışıyor. Kendi etrafında da böyle kılavuzları var onlarla birlikte medyadan da desteğini bu sayede alıyor. Yalan yanlış ne söylersen söyle başkası düzeltsin. Söyle geç, söyle gündemde ol, böyle siyaset olur mu? Etiğe sığar mı bilmiyorsan öğren doğru konuş" şeklinde konuştu.

Topbaş, bütçenin 2022'ye kadar ipotek altına alındığı yönündeki iddialara ise"Belediyenin ipotekli bir şeyi yok. Bu kadar net konuşuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu ya hiç hesap bilmiyor, yada milleti kandırıyor. Bir lira dahi belediyenin ipoteği yok. Vatandaşa havale ediyorum. 29 Mart gecesi nasıl Ankara'ya gidecek bilmiyorum. Ankara'da Baykal kucaklasın bakalım nasıl kucaklayacak. Bu kadar yalan yanlış iftira dolu siyaset yapanların İstanbul'da yeri yok derim. Çünkü İstanbul bir medeniyet şehri kültür kenti, Türkiye'yi taşıyan bir kent. Buradaki insanlar yönetimde bulunanların bu sisteme dahil etik kurallarının olması gerekir. Sağa sola laf atarak, kendisiyle ilgili bir takım eksikleri kapatmaya çalışanların İstanbul'da yeri yok" şeklinde yanıt verdi.

Reklam
Reklam

Başkan Topbaş, "Ali Müfit Gürtuna'dan belediyeyi borçsuz aldım diye açıklama yaptı, ama şu an on kat zararı var" şeklindeki iddialara ise "Cevap vermeye değmez. Ben borcumuzu karımızı bahsettim. Ali Müfit Gürtuna, "ben hiç borçlandırmadım" diyor. Ali Müfit Gürtuna döneminde meclis üyesiydim. Zamanın da kaç defa satış yapmak için yetki istedi. Meclis güvenmediği için satış yetkisi vermedi. Seçime giderken bile şahsıma güvenden dolayı meclisimiz borçlanma yetkisi verdi.
İstanbul'da göreve geldikten sonra İspark şirketini kurduk. Değnekçilerin elindeki yeri şirket yaptık. Bu şirketin dünyadaki yeri nedir bunu soruyorum Kılıçdaroğlu'na. Öğrensin bakalım ne katmışız İstanbul'a söyleyecek mi yuvarlayacak mı? 3 şirketin zararı var oda 17-18 milyon civarında. 23 şirketten 3 hizmet üreten şirket zararı var diğerlerinin karı var" diye cevap verdi.

Kılıçdaroğlu'nun "2 milyar doların üzerinde borcu var" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Başkan Topbaş, "Şuan resmi kayıtların başında olan benim. 1.534 milyon dolar borcumuz var. Yine uzun vadeli borçlarımız var. Anadoludaki bir belediyenin bile borcu var. Sayın Sefa Sirmen'in borcu 4 milyar dolardan bahsediliyor, ne konuşuyor Sayın Kılıçdaroğlu. CHP'li belediye ortada. İzmir'in şirketlerini takip ediyor mu? Ne haldeler söylemeyeceğim ben onları da takip etsinler. Bilgi belgesini götürsün ilgili makamlara versinler, kendileri gibi değiliz biz" dedi.

Reklam
Reklam

Kadir Topbaş, Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya gelmeyi düşünüp düşünmediğini soran gazetecilere, "Yanlış konuşan adamla ne konuşulur, muhatap bile almam onu. Ekmeğin 40 kuruş olduğunu bilmeden konuşması, demogoji yapması* Nasıl muhatap alayım ben bunu. Biz onun gibi 50 tanesini sıraya düzeriz. O istiyor ki başkanla bir çıksam medyada boy göstersem reyting alsam. Vatandaş hep görüyor, onun ne kadar yetenekli yeteneksiz olduğunu, doğru konuşup konuşmadığını taktir edecektir. Yönetici olmak istiyorsa bir dönem ya memleketi Tunceli'de yada başka bir yerde yönetici olsun sora bunlardan bahsetsin.Başka hiçbir yerde bir modelleri yok, İzmir dahil. Model koyamazlar ortaya. Burada 7 bin bina CHP döneminde aftan kurtuldu. İmara aykırı kaçak burada 40 bin metrekare kapalı inşaat yapması gerekirken 120 bin yapmış. Türkiye'nin en borçlu binası Zeytinburnu'na teslim edildi. CHP teslim etti. Onlar bir daha buraya gelse olanı da götürürler hiçbir şey kalmaz. Maltepe'deki patlayan yer iş merkezi. 40 bin metrekare inşaat hakkını 120 bin metrekare olmuş. CHP izi her yerde var. Zeytinyağı gibi üste çıkıyorlar yolsuzlukla gittiniz bu ülkeden, yönetimden. Yolsuzluklar sizi mahvetti . Meclisten bir çok karar oy birliğiyle geçiyor diye bir çok meclis üyesini aday yapmadılar. Neye muhalefet yapmıyorsunuz diye doğru olan kabul edilir" şeklinde cevap verdi.

Reklam
Reklam

Adelet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in yerel yönetimler ile ilgili açıklamalarının sorulması üzerine ise Başkan Topbaş, "Biz orada kalkıpta halkı cezalandırmak adına bir şey yapmadık. Doğalgazı götürdük, park bahçeye yaptık seçimden sonra rozetlerimizi çıkardık halka hizmete devam ettik. Bu doğru değil tabi ki ben bunu net söylemek istiyorum demokratik süreçte ülkenin devamlılığı önemli. ABD'deki seçimlere hepimiz gıpta ettik. Bir belediyede olsa 5 yıl sonra tekrar bana gelsin diye tam takır edilir bir milletin geleceği emanet edilmiş kimin malını kimden kaçırıyorsun hak ve adalet içinde etik olarak gitmesi gerekiyor. Türkiye'de merkezi yönetim ilçe il beraber olursa daha iyi bir şekilde olur diyorum" diye konuştu.