Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Albayrak'a yüklendi: 'Türkiye'yi bu ekonomik buhrandan nasıl çıkaracağını madde madde açıkla'

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı ekonomi politikaları nedeniyle sert bir dille eleştirerek, "Türkiye'yi bu bu buhrandan nasıl kurtaracaksın, madde madde açıkla" çağrısı yaptı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı ekonomi politikaları nedeniyle sert bir dille eleştirerek, "Türkiye'yi bu bu buhrandan nasıl kurtaracaksın, madde madde açıkla" dedi.

Erdoğan'a, "Bu millet sandığa gidecek ve seni yolcu edecek" diye seslenen Kılıçdaroğlu, bir kez daha "dostlarla iktidar" vurgusu yaptı:

"İlk seçimlerde demokrasiden yana olanlar, totaliter baskıcı rejime karşı olanlar, hangi kimlik, inanç, siyasi görüşten yana olursa olsun eğer demokrasiyi savunuyorsa, totaliter rejime hep birlikte dur diyeceğiz ve demokrasiyi getireceğiz."

Reklam
Reklam

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin 37. Olağan Kurultayı'nda seçilen Parti Meclisi (PM) üyeleri ile ikinci toplantısını, koronavirüs önlemleri nedeniyle "telekonferans" sistemiyle yaptı.

Toplantının basına kapalı bölümünde, partinin yeni dönem politikalarının ve yol haritasının ele alınması bekleniyor.

Genel Merkez'de PM toplantısı öncesinde açıklama yapan Kılıçdaroğlu'nun hedefinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak vardı.

CHP Lideri, son dönemde çokça tartışılan koronavirüsle ilgili günlük vaka ve ölüm rakamlarının gerçek olmadığı iddiasını dile getirirdi.

"Vaka sayıları da ölümler de gerçeği yansıtmıyor"

Kılıçdaroğlu, koronavirüs salgınıyla ilgili iktidarın politikalarını eleştirirken, vaka ve ölüm rakamlarının gerçeği yansıtmadığını iddia etti.

"Bu rakamların gerçek olmadığını ben de, siz de, doktorlar da biliyor" diyen CHP lideri, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın da güvenirliğini kaybettiğini ifade etti:

"Hastaneler, yoğun bakımlar tıka basa dolu. Bu devletin, ülkenin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Bilim Kurulu'nun sözcüsü yok her kafadan bir ses çıkıyor. Vatandaş bu kişilerin çelişkili sözlerine tanık oldu. Bu süre içinde sürekli muhalefet yapmamaya, hükümeti doğru yönlendirmeye çalıştık. Ama ne yazık ki Sağlık Bakanı bir süre sonra bütün güveni yitirdi. Çünkü 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla...' dedi. Sayın Cumhurbaşkanı doktor değil ki. Erdoğan ne talimatı veriyor size? Bugün vaka sayıları da ölümler de gerçeği yansıtmıyor, bunu herkes biliyor."

Reklam
Reklam

"İnfiali CHP'li belediyeler önledi"

Erdoğan ve ekibinin salgın sürecini iyi yönetemediğini, "5 maskeyi dağıtamadıklarını" belirten Kılıçdaroğlu, böyle bir anlayışın ülke sorunlarını çözemeyeceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, salgın döneminde, tüm engellemelere karşın yurttaşa ayrım yapmadan hizmet götüren CHP'li belediyelerin olası infiali önlediğini söyledi:

"Herkesi kendi köleleri olarak görüyorlar. Bu mantıkla devlet yönetilmez, bu mantıkla bir ülke ancak felakete sürüklenir."

"Bunlar yatsınlar kalksınlar CHP'li belediyelere dua etsinler. Eğer bu ülkede bir infial yoksa CHP'li belediyelerin bütün engellemelere rağmen hiçbir ayrım yapmadan hizmet yapmasıdır. Yoksulun elinden tutmalarıdır. Maskeleri Türkiye'nin bütün coğrafyasına dağıtmalarıdır. Belediye güzel hizmet veriyor, vatandaş katkı vermek istiyor, para veriyor. Bunlar o paraya bile el koydular. Bunların bu dünyada yatacak yeri yoktur! Ben yapmıyorsam, sen de yapmayacaksın diyor."

Reklam
Reklam

"Çocuk mamasının üzerinde alarm var, çalınmasın diye..."

Türkiye'de işsiz sayısının 10 milyonu aştığını ve bunun Cumhuriyet tarihinin rekoru olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, on binlerce çocuğun yatağa aç girdiğini ifade etti. CHP Lideri, Türkiye'deki yoksullaşmaya ilişkin şu görüşlere yer verdi:

"Çöp konteynerleri iyi ki var. Çöp konteynerlerinden on binlerce kişi geçiniyor. Zeytinyağının üzerinde, çocuk mamasının üzerinde alarm var mağazada, çalınmasın diye. Bir vatandaş çocuk mamasını niye çalar, zeytinyağını niye çalar? Çocuğu açtır da onun için, Türkiye'yi bu tabloyla karşı karşıya getiren kim? CHP mi, 18 yıldır bu ülkeyi yöneten kim, CHP mi? Eğer bir kişi çocuğunu beslemek için mağazadan mama çalma noktasına gelmişse herkes oturup düşünmeli."

Ekonomik buhranın giderek derinleştiğini, salgın öncesi 5-10 bin lira kazanan kişinin, şimdi ücretsiz izne ayrılarak 1168 liraya mahkum edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın çıkıp "Güçlü Türkiye"den söz ettiğini ifade etti:

"Bu millet sana demokratik yoldan gösterecek, bu millet sandığa gidecek ve seni yolcu edecek, bu milletin yakasından seni düşürecek. Türkiye sarayın ve beslemelerinin çiftliği gibi yönetiliyor. Güç kontrolsüz olduğu zaman güç olmaktan çıkar. Öbür türlü zulme dönüşür, bugün de Erdoğan'ın yaptığı 83 milyona zulümdür."

Reklam
Reklam

Türkiye'nin önümüzde 12 ayda 171 milyar dolar borç ödeyeceğini bunu da borçlanarak yapacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye tarihinin 139 milyar dolarla tarihin en büyük bütçe açığını verdiğini iade etti.

"Erdoğan ve damadına soruyorum... Nasıl kurtaracaksınız?

Yurttaşların Türkiye'yi 18 yılda kimin bu hale getirdiğini sorması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Albayrak'a, "83 milyonun huzurunda Erdoğan'a ve damadına şu soruyu soruyorum; Türkiye'yi bu ekonomik buhrandan nasıl çıkaracağını Türk milletinin önünde madde madde açıkla" diye seslendi.

"Varlık Fonu, paralel hazine; denetlenemiyor"

Kamu sigorta şirketlerinin Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) devredilmesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, bu kurumu "paralel hazine" diye nitelendirdi ve nedenini de Sayıştay ve TBMM tarafından denetlenememesine bağladı.

Milyarlarca lirayı bünyesinde barındıran TVF hakkında kimseye bilgi verilmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Tam bir çiftlik. Erdoğan, ailesinin ve yakınlarının damadının ve beslemelerinin çiftliği, istedikleri gibi kullanıyorlar. İstedikleri gibi yiyorlar, istedikleri gibi harcıyorlar" dedi.

Reklam
Reklam

"Erdoğan'ın ODA TV alerjisi var"

Kılıçdaroğlu, bir MİT mensubunun kimliğini açıkladıkları gerekçesiyle tutuklu bulunan Oda TV çalışanları Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın yarın Çağlayan Adliyesi'nde yargıç karşısına çıkacağını açıkladı.

Söz konusu MİT mensubunun kimliğini daha önce Erdoğan'ın, definin yapılacağı yerin muhtarının, hatta kimi internet sitelerinin de açıkladığını, ancak suç sayılmadığın kaydeden Kılıçdaroğlu, "Ve bunları Oda TV de yayınladı. Erdoğan'ın Oda TV'ye alerjisi var. Erdoğan açıklıyor, milletvekili açıklıyor, muhtar açıklıyor, suç değil, bazı internet sitelerinde yayınlanıyor suç değil, ama Oda TV'de yayınlanınca suç. Barış Pehlivan, Murat Ağırel boşu boşuna içeride yatıyor" dedi.

Oda TV'nin 187 gündür kapalı olduğunu, bu yasağın hiçbir yasal dayanağının olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu yasa dışı işlemin Erdoğan'ın talimatıyla yapıldığını belirtti. Tutuklu olan Oda TV yazarı Müyesser Yıldız'ın iddianamesinin hâlâ hazırlanmamasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, TELE 1 televizyonuna RTÜK tarafından verilen ekran karartma cezasına da tepki gösterdi.

Reklam
Reklam

"Şeref madalyası olarak taşıyacaklar"

Kılıçdaroğlu, iş insanı, aktivist Osman Kavala ve eski HDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen tahliye edilmemesinin nedenini Erdoğan'ın "kararları uygulamayın" talimatı olduğunu söyledi:

"Niçin? Selahattin Demirtaş 'Seni başkan yaptırmayacağız' dedi. Madem sen beni başkan yaptırmayacaksın, o zaman içeride kalacaksın diyor. Sanıyor ki Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da, ben ettim sen etme, diyecekler. Asla demezler asla. Haksız yere içeride tutulanlar içeride kaldıkları süreyi göğüslerinde hep bir şeref madalyası olarak taşıyacaklardır."

"Devlette çürüme var"

Sayıştay'ın iki suçlu memuru Resmi Gazete'ye ilan vererek aradığını, Kızılay'a yapılan kurban bağışı etlerinin bir AKP milletvekilinin otelinden çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, tüm bunların "devlette çürümeye yol açtığını" ifade etti.

Reklam
Reklam

Konuşmasının sonunda, kurultayda "İkinci yüzyıla çağrı" beyannamesini açıkladığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bunun aynı zamanda bir "iktidar manifestosu" olacağının da işaretini verdi:

"21. yüzyılda Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. İlk seçimlerde demokrasiden yana olanlar, totaliter baskıcı rejime karşı olanlar hangi kimlik, inanç, siyasi görüşten yana olursa olsun eğer demokrasiyi savunuyorsa totaliter rejime hep birlikte dur diyeceğiz ve demokrasiyi getireceğiz. İlkelerimiz yazılı olacak ve bu ilkelerimizi kamuoyuyla paylaşacağız, ilkeler üzerinden hareket edeceğiz, hiç ayrım yapmadan ötekileştirmeden herkesi kucaklayarak Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Kurultayımızda madde madde açıklamıştık, önümüzdeki günlerde anlatmaya devam edeceğiz. Bütün bunları dostlarımızla birlikte, işçimizle, çiftçimizle, emeklimizle, işsizimiz, kadın-erkeğimizle, hep birlikte yapacağız. Bunları yapacağız, yapacağıma söz veriyorum."