Kılıçdaroğlu: Her gün bir şok yaşanıyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması konusunda, her gün bir şok yaşandığını belirterek, insanların bu süreçten rahatsız olduğunu savundu.
Temelli Organize Sanayi Bölgeleri Havzası, Organize Sanayi Bölgeleri ve Anadolu Organize Sanayi Bölgesi hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifade vereceğine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Türkiye iyi yöneltilmiyor. İnsanlar sabahleyin gazetelerin manşetlerine bakarken ürküyorlar. Bir bakıyorsunuz, birgün MİT müsteşarı çağrılıyor, öbür gün bakıyorsunuz genelkurmay başkanı tutuklandı. Hangi ülkede, nasıl bir ülkede yaşıyoruz. Komşularımıza bakıyoruz, komşularımızla gerginlik, vatandaşa bakıyoruz, vatandaşta huzur kalmadı. Dolayısıyla iyi yöneltilmeyen bir Türkiye'yiz. İyi yöneltilmiyoruz. Bizim insanımız bu yöneltilmeyi hak etmiyor. İnsanlarımız huzur içinde olsun istiyoruz. Yargılama olacaksa, huzur içinde olsun. Ama her gün bir şok yaşanıyor ve insanlar bu süreç içinde rahatsız oluyorlar. Türkiye'nin, böyle bir yönetimi hak etmediğini düşünüyorum. Sayın Başbakan konuşurken şöyle bir dinleyin bakalım, sanki savaşa gidermiş gibi konuşuyor, ülkeyi geriyor, bu gerilim topluma bir yarar getirmiyor. Gerilimden bir sonuç çıkmaz, gerilimden çatışma çıkar. Bir çatışma ortamına Türkiye niye sokulmak isteniyor. Suriye'ye bakın, Amerika, İngiltere çekildi, Avrupa Birliği çekildi, biz başbaşa kaldık. Sanki kavga edeceğiz. Yeni bir politika, yeni bir bakış açısıyla Türkiye'nin yönetilmesi lazım. Daha saygın, olaylara daha tepeden, daha soğukanlı bakan bir yönetime ihtiyaç var. Bu yönetim Türkiye'yi yoruyor, insanları yoruyor. Kavga ortamına sürükleniyoruz. Esnafımız çalışsın, çiftçimiz çalışsın, katma değer hakça bölüşülsün. Barış içinde yaşadığımız bir Türkiye'yi özlüyoruz. Öyle bir Türkiye olmalı, elbette siyaset olacak. Elbette siyasette zaman zaman çatışmalar olacak. Ama bu her sabah çatışma anlamına gelmemeli. Her gün çatışma anlamına gelmemeli. Bir şey söyleyeceğiz, Meclis kürsüsünden söyleyeceğiz. O bile yasaklanıyor, Meclis kürsüsü yasaklanıyor. Muhalefet nerde konuşacak. Böyle bir anlayış olabilir mi? Efendim konuşma süreni keseceğiz. Sanki bizim sabahtan akşama kadar Meclis'te konuşma hakkımız varmış da kesilecekmiş. Zaten konuşma hakkımız 20 dakika. 10 dakika bilemediğiniz en kısa 5 dakika. O bile kesilmek isteniyor. İnsaf denen birşey var. Bu yönetim anlayışı Türkiye'yi karanlığa kaosa sürükler. Bunlar doğru değil. Bizim bu konularda bütün yurttaşlarımızı uyarmamız gerekiyor. Anamuhalefet partisi olarak ben bu görevimi yapıyorum." diye konuştu.

"12 EYLÜL'DE YAŞANMAYANLAR YAŞANIYOR"
Başbakana bir çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Sağduyulu bir çağrı yapıyorum, samimi bir çağrı, içten ve yürekten bir çağrı yapıyorum. Bölmeyin bir ülkeyi, demokrasi hepimiz için geçerli olmak zorundadır. Demokrasinin askıya alındığı dönemlerde Türkiye acı olaylar yaşamıştır. Bakın 2-3 haftadır ısrarla söylüyorum; Türkiye post-modern bir diktatörlük eliyle yöneltilmektedir diye. Bakın bakalım 12 Eylül askeri rejiminde olmayan olaylarla karşı karşıyayız. Birisinin apoletleri vardı diğerinin apoletleri yok. Böyle bir tablo Türkiye'ye yakışmıyor. Dünyanın her tarafından artık eleştiriliyor. Gazeteciler aydınlar, akademisyenler hapiste. Yeter artık bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Hapishaneleri toplama kampına çevirdiniz. Bunlar doğru değildir. Az önce de söyledim, bırakalım bizim insanımız çalışsın üretim yapsın, öğrenciler rahatlıkla konuşsun eleştirsin. Yazarı, çizeri rahatlıkla yazsın. Gazeteye, üniversiteye baskı uyguluyorsunuz. Yargıyı kontrol altına almışsınız. Nereye kadar gidecek bu. Bıkmadınız mı, ülkeyi bu şekilde yönetmeye?"
Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasına ilişkin tekrar bir soruya Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki günlerde biraz daha ayrıntılı bir bilgiye sahip oluruz. O zaman açıklama yaparım." karşılığını verdi.