Kılıçdaroğlu, "400'dü, şimdi düşürmüş. Daha da düşecek.Bu millet bıktı artık. Bu millet işsiz, bu millet yoksul, bu millet perişan, emekli geçinemiyor, esnaf siftah yapamıyor. Biz bunların üzerinde duruyoruz, onun derdi başka. Yeter artık" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, OSTİM organize sanayi bölgesini ziyareti sırasında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemi için daha önce dile getirdiği 400 milletvekili sayısıyla ilgili, "400 olmadı da diyelim ki 335 oldu" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, bir partiye doğrudan veya dolaylı destek vermenin, Cumhurbaşkanına yakışmayacağını ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Defalarca söyledim, yine söylüyorum; namus ve şeref kavramı bizim için çok ama çok önemlidir. Bir kişi namusu ve şerefi üzerine yemin etmişse, sözünde durmak zorundadır. Hem namusunuz ve şerefiniz üzerine söz vereceksiniz, hem bir siyasal iktidara destek vereceksiniz. Sizden isteğim, rica ediyorum bütün basın mensuplarından; lütfen Sayın Cumhurbaşkanı ile ilk karşılaştığınızda şu soruyu sorun, deyin ki 'CHP'nin Genel Başkanı size şu soruyu yöneltiyor, siz namus ve şeref kavramından ne anlıyorsunuz?' Bu kadar basit. Ben de merak ediyorum, namus ve şeref kavramından ne anlıyor acaba" diye konuştu.
-"BU MİLLET BIKTI ARTIK"-
Kılıçdaroğlu, "Sizce neden hedef küçültmüş olabilir?" sorusunu üzerine de,"Daha da düşecek, 400'dü şimdi düşürmüş, daha da düşecek. Bu millet bıktı artık. Bu millet işsiz, bu millet yoksul, bu millet perişan, emekli geçinemiyor, esnaf siftah yapamıyor. Biz bunların üzerinde duruyoruz, onun derdi başka. Yeter artık. Bu milletin yakasından düşsün. Bu milletin, huzura, barışa ihtiyacı var, bu milletin işe, aşa ihtiyacı var. Anneler, çocuklarını sevgiyle, rahat okula gönderemiyor, çocuğun cebine harçlık koyamıyor. Türkiye'nin derdi başka, onun derdi başka. Onun derdi, sarayında oturmak. Oturuyorsun zaten sarayında, yeter artık düş milletin yakasından" yanıtını verdi.
"Nükleer santral ihalesinin Cengiz İnşaat'a verilmesi" konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Havuz medyasına herhalde biraz daha katkı yapmıştır. Öyle anlaşılıyor" dedi.
-"KOCASAKAL'I TAKDİR EDECEĞİNİZE ELEŞTİRİYORSUNUZ"-
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Aldığı yüzde 52 oyla ne kadar milleti temsil ediyorsa, ben de yüzde 67 oyla o kadar İstanbul Barosu avukatlarını temsil ediyorum" sözlerine ilişkin de Kılıçdaroğlu, "Sayın Ümit Kocasakal neyi söyleyeceğini çok iyi bilen birisidir. Kendisine her konuda destek veririz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Kocasakal'a neden destek verdiklerine ilişkin,"Adaleti savunduğu, yargıyı, doğruluğu, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini savunduğu için. Kim bunları savunuyorsa biz onlara destek veririz. Barolar Birliği'nin Başkanı da benzer açıklamalar yaptı. İstanbul Baro Başkanı, yaşanan bir olay dolayısıyla elinden gelen bütün çabayı göstermiştir. Ne yapsın? Siz bunu takdir edeceğinize bunu eleştiriyorsunuz. Bu da doğru değil. Asıl burada eleştirilmesi gereken, bunu da çok samimi olarak ifade ediyorum;operasyonu düzenleyenlerin beceriksizliği, faillerin üç aşağı beş yukarı, polisin, MİT'in takibinde olduğu halde ellerini kollarını sallayarak İstanbul Adliyesi'ne girmeleri, terör örgütü mensuplarının yakalanıp asıl failleri belki bulma konusunda çaba harcanması gerekirken, savcı dahil üçünün öldürülmesi..." dedi.
-"HIRSIZA HIRSIZ, TERÖRİSTE DE TERÖRİST DERİZ"-
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerini terör örgütü mensuplarına terörist diyememekle suçladığını da anımsatan Kılıçdaroğlu, "CHP Genel Başkanı olarak hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. Biz eline silah alıp masum insanları öldüren kim olursa olsun, kimliği, düşüncesi ne olursa olsun, terörist diye damgalarız. Ama biz aynı zamanda devleti soyanları hırsız olarak damgalarız. Hırsıza hırsız, teröriste de terörist deriz. Herkesin bunu bilmesini isterim" diye konuştu.
Ziyareti sırasında OSTİM yöneticilerinin merkezin çalışmalarıyla ilgili sunumunu dinleyen Kılıçdaroğlu'na, Genel Başkan Yardımcıları Selin Sayek Böke ve Faik Öztrak eşlik etti.
(ANKA)