CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay'ı ziyaret etmek için Marmara Cezaevi'ne geldi.
Kılıçdaroğlu saat 14.20 sıralarında cezaevine geldi. Ziyaret sonrası açıklamasından satır başları şöyle:
"Biz de Cumhuriyet'i ve demokrasiyi her koşulda savunacağımızı, buraya gelişimizin temel nedeninin de milletin iradesine, demokrasiye sahip çıkmak olduğunu kendilerine aktardık.
Sayın Atalay şu anda hükümlü değil, tutuklu. Bunu bütün milletimizin bilmesi lazım. YSK'da 11 yargıç Can Atalay'ın seçime katılmaya hakkı olduğunu onaylıyor, Atalay seçiliyor. TBMM'ye gelip yemin etmesi lazım. İsmi okunuyor, kendisi orada olmadığı için yemin edemiyor. İnsan Hakları Komisyonu'na seçiliyor. Allah aşkına bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır? Can Atalay hapiste, TBMM'de görev yapan milletvekilleri Can Atalay'ı komisyona seçiyor ve Can Atalay yine hapiste.
Buraya gelişimizin temel nedeni TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Kimse hüküm giymemiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz. Bunu geniş kitlelere duyurma görevi en çok kime yakışırdı? CHP'ye yakışırdı. Çünkü bu ülkeye demokrasiyi getiren parti biziz.
TBMM Başkanı'na çağrıda bulunmak isterim, AYM kararının gereğinin yerine getirilmesi için Adalet Bakanlığı'na süratle bir yazı yazın.
Öte yandan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan da TİP'ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın tutukluluğuna dair dikkat çeken açıklamalar geldi.
CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova'nın sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, Atalay ile ilgili şunları söyledi:
"TBMM tavrını belli etmiştir. İsmi Meclis ilk oturumunda okunmuştur. Artı, partilerin ortak eğilimiyle, İnsan Haklarını İzleme Komisyonu'na 'bağımsız' bir milletvekili olarak yani grubu bulunmayan partilerden bir milletvekili olarak Can Atalay seçilmiştir. Orada iktidar partilerinin de muhalefet partilerinin de ortak bir yaklaşımı söz konusudur. Herhalde bu da Meclis'in hangi kanaat içerisinde olduğunu gösteren bir şeydir.
Şu anda devam eden tutukluluk hali var. Yargıtay Başsavcılığı bir mütalaada bulunabilir. Böyle bir görüşte bulunabilir, vazifesidir. Ama ilgili dava devam ediyor. Davanın geleceği uzun sürebilir. Ama mahkeme bir ara kararla tutukluluk halinin kaldırılmasıyla ilgili bir karar verebilir. Dolayısıyla bu kararı verecek TBMM değildir. Mahkemenin iradesine Meclis olarak nasıl müdahale edebiliriz. Biz seçilmiş Türkiye'nin yasama organı olarak tavrının ortak ve net olduğunu söylüyorum. Bütün partilerin de ortak bir eğilim içerisinde olduğunu söylüyorum ama bu partiler bir yazı yazarak ortak şekilde bunu suistimal etmemesi lazım. Meclis hadi bakalım bunu serbest bırakın dediğinde mahkeme serbest mi bırakacak? Meclis bu konudaki tavrını ortaya koymuştur. Beklenen hüküm özlü bir dava olduğu için tutukluluk halini isterse mahkeme kaldırabilir."
(DHA)