CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programı canlı yayınında soruları yanıtladı.
Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, "Temizlenmesi konusunda ne gerekiyorsa yapılmalı. Bizden ne istiyorlarsa, belediye başkanlarımız her türlü katkıyı vermeye hazır." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, çevre hukukunun oluşturulması ve çevre mahkemelerinin kurulması gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin soru üzerine, "Eğer Kanal İstanbul'a herhangi bir ülke kredi verir veya gelir de ihalesini alırsa, iktidara geldiğimizde biz o projeyi durduracağız, o ülkeyle de aramıza mesafe koyacağız. O şirketlerin asla paralarını ödemeyeceğiz, Türkiye'de yatırım yapmalarının önünü tamamen keseceğiz." dedi.
Türkiye'yi yönetenlerin dünyadaki gelişmelerden haberi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bütün uluslararası finans kuruşları çevre konusunda duyarlı olmayan hiçbir yatırıma finans desteği vermeyecekler. Bu da öyle bir şey, çevre tahribatı. 'Çevreyi mahvediyorsunuz, vermeyeceğiz.' diyorlar." ifadelerini kullandı.
Erken seçimle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yönetilemediği ve savrulduğunu öne sürerek, "Türkiye'nin temizlenmesi, kirlilikten arınması, temiz bir devlet yapısının ortaya çıkması lazım. Bunun tek yolu var, seçim. Gideceğiz seçime. Vatandaşın hakemliği son derece değerlidir. Demokrasilerde asıl olan vatandaşın hakemliğidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu sonbaharda seçime evet mi diyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ne zaman olursa evet. Çünkü gecikilen her günün topluma maliyeti artıyor. Ülkesini seven herkes 'sandığı koy kardeşim' diyor." karşılığını verdi.
"Eğer sonbaharda seçim olursa biz ne göreceğiz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Millet İttifakı'nın iktidarını göreceksiniz. İktidar değişecek. Çünkü ben bu ülkede yaşayan insanların ferasetine inanıyorum." dedi.
"Millet İttifakı olarak seçime giderken halka ne diyeceksiniz?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Türkiye'yi demokratik anlamda yeniden inşa edeceğiz. Güçlü parlamenter sisteme geçeceğiz. Tek adam rejiminden Türkiye'yi kurtaracağız. Siyaset kirlilikten arınacak. Temiz bir siyasetle yolumuza devam edeceğiz. Şunu mutlaka gerçekleştireceğiz, temiz, ahlaklı siyaset, devlette liyakat, adalet. Devletin dini adalettir. Bunu herkesin çok iyi bilmesi lazım."
"Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Biz cumhurbaşkanı adayımızı Millet İttifakı olarak bir araya gelip oturup konuşacağız. Kim aday olmalı? Meral Hanım'ın yaptığı bazı açıklamalar var, 'Bir seferde tek aday girilmeli, HDP ayrıca kendi cumhurbaşkanı adayını göstermeli.' şeklinde. Millet İttifakı'nın diğer aktörleriyle de bir araya geleceğiz. Temel Bey ile de Demokrat Parti'nin Genel Başkanıyla da konuşacağız." değerlendirmesini yaptı.
"Babacan ittifakta yok mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Şu anda resmi olarak ittifakta dört parti var. Ama Gelecek Partisi ve DEVA Partisi de güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyorlar. Onlar da biz de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Meral Hanım kendi grubunda iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi amaçladıklarını anlattı. Sayın Davutoğlu geldiğinde onlar da bir çalışma yapmışlardı, verdiler. İYİ Parti'nin çalışması sonuçlandı, DEVA Partisi bir çalışma yapıyor. Biz de bir çalışma yaptık. Merkez Yönetim Kuruluna sunduk, önümüzdeki Parti Meclisi toplantısında oraya da sunacağız."
"Sayın Akşener'in, 'Millet İttifakı olarak bizim bir adayımız olsun, HDP de ayrı bir adayla ilk tur için çıksın' açıklamasını nasıl yorumlarsınız?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Değerli bir görüş zaten. Biz diğer paydaşlarımızla bir araya gelip oturup konuşmalıyız, profili nasıl olmalı, nasıl yapılmalı, hedeflerimiz, amaçlarımız nedir diye." cevabını verdi.
"Cumhurbaşkanı adayımızla birlikte ittifakı oluşturan bütün partilerin devlet yönetiminde görev alması lazım" diyen Kılıçdaroğlu, bu partilerin aldıkları oy oranının tamamen farklı olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yeni bir süreçten geçtiğini, parlamenter sistemi, yargı bağımsızlığını, devlette liyakati, devletin hesap vermesi sistemini getireceklerini ifade etti.
İttifakı oluşturan partiler içinde bilgili, deneyimli, bürokrasiden gelen çok sayıda siyasetçi bulunduğunu, bu anlayışla yola çıkacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bugünden ben adayım, o aday, öbürü aday şeklinde bir düşünceyi doğru bulmuyorum." dedi.
"Kılıçdaroğlu olarak sizin aday olup olmamak konusunda kararınız var mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır." cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, "Ortak aday olmalı diye bir kararınız var mı?" sorusunu "Olabilir." şeklinde yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Biz şuna kilitlendik, güçlendirilmiş parlamenter sistemin ana ilkelerini belirleyip ittifakın bütün bileşenleri bu ana ilkeler konusunda anlaştıktan sonra bir metnin altına hep beraber imza atmak. Yani biz nasıl bir Türkiye'yi düşünüyoruz, önce onu koymamız lazım ortaya." diye konuştu.
Adaya ilişkin ön şartının olup olmadığı sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Ön şartım şu, seçeceğimiz adayın birikimli, bilgili olması, devletin ne olduğunu bilmesi, ahlaklı olması, ailesi ile beraber topluma örnek olması, toplumu ayrıştırmaması, toplumu bölmemesi, devlette liyakati savunması, bütün siyasi partilere eşit mesafede olması lazım." ifadelerini kullandı.
Kişisel tercihlerden uzak, ülkenin çıkarlarına odaklanan bir anlayışla hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bana şunu soruyorlar, 'Siz iktidar olduğunuzda yine başörtüsünü yasaklayacak mısınız?' Ben de onlara şunu söylüyorum, 'Temel Bey'e güvenmiyor musunuz, Temel Bey de orada olacak.' Ekonomi konusunda bilmem ne oluyor. 'Ali Babacan'a güvenmiyor musunuz, ekonomi konusunda belli bir sınavdan geçmiş olan bir arkadaşım.' Demokrasi olacak mı, kısıtlar gelecek mi? 'İYİ, Gelecek, Demokrat Parti orada. Dolayısıyla hep birlikte Türkiye'ye belli bir güveni vermek zorundayız."
HDP'nin kapatılma davasına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Asla doğru bulmuyorum. 'Şu partiyi kapatın' diye talimat verilemez. O talimatı verdiğiniz andan itibaren orada demokrasi yoktur. Bir partinin nasıl kapatılacağı, hangi gerekçelerle kapatılacağı yasada var. Savcı harekete geçmiyor ama siz savcıyı zorluyorsun 'Mutlaka bir şey yap.' diye. Olmaz, yanlıştır, demokrasiye aykırıdır." diye konuştu.