Kılıçdaroğlu: Siyasi Ahlak Kanunu Çıkaracaktık, Davutoğlu'nun Ömrü Yetmedi (3)

KILIÇDAROĞLU: KİMSE KORKUDAN KONUŞAMIYOR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir otelde düzenlenen toplantıda, iş dünyasının temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri

KILIÇDAROĞLU: KİMSE KORKUDAN KONUŞAMIYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir otelde düzenlenen toplantıda, iş dünyasının temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Toplantının soru-cevap bölümünden oluşan ilk kısmı basına kapalı olarak gerçekleşti. Toplantının basına açık kısmında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşma yaptı.
Referandumda 'evet' çıkarsa Türkiye'nin sonucu belli olmayan bir sürecin içine girmiş olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Çünkü bir kişiye o kadar çok yetki veriyoruz ki o yetkiyi nasıl kullanacağını kimse bilmiyor. Tamamen takdirine ait. Bu tablo içinde ben şahsen kendimi bir işadamı olarak düşünüyorum, 'nasıl yatırım yapacağım ve önümü nasıl göreceğim?' Bir işadamı önünü görmezse ne demektir? Can ve mal güvenliği yok demektir. Çünkü bir kararnamelik işi var. Bir kararname ile malvarlığına istediği zaman el koyabilir. Biz yatırımı yaptık diyelim yabancı sermaye Türkiye’ye gelir mi? Gelmez. Niye gelsin? Şimdi herkes kaçıyor. Gelse güvencesi var mı? Hayır yok. Onun da güvencesi yok. Hukukun olmadığı yerde kim yatırım yapacak? Taban fiyat bir kişinin takdirine bağlı" dedi.
Kılıçdaroğlu, referandumda 'hayır' sonucunun çıkması halinde ise şu öngürülerde bulundu:
"Hayır çıkarsa ne olur? Hiçbir şey olmaz. Zaten şimdi cumhurbaşkanı görevinin başında değil mi? Görevinin başında. Ne zamana kadar? 2019'a kadar. Süresi dolunca yeniden seçime gidilecek. Sayın Başbakan, bakanlar onlarda görevlerinin başında. Erken seçim olur mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi karar alırsa olur, karar almazsa olmaz. Bu kadar basit. Erken seçimin bir gerekçesi olur hükümet getirirse, hangi gerekçe ile erken seçime gidilecek onu yazar anlatır eğer erken seçime ihtiyaç duymazlarsa bir sorun yok. Hayır çıkarsa sadece bu kadar mı? Hayır çıkarsa bir bu millet diyecek ki biz demokrasiye bağlıyız. İki Türkiye Büyük Millet Meclisi milli iradeyi temsil ediyor oraya dokunmayın. Üç TBMM’nin yetkilerini elinden almayın. Dört 600 milletvekili fazla milletvekili sayısını artırmayın. Beş 18 yaşında milletvekili, ömür boyu askerlikten muaf bunu da kabul etmiyoruz diyecek. Diğer madde bir kişiye bu kadar yetki verilmez. Bu kadar yetkiyi evliyaya verirsen azdırırsın diye Anadolu'da bir deyim vardır."
Parlementer demokratik sistemin aksayan yönlerinin de olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bugünkü sistemin aksayan yönleri var. Seçim Kanununun değişmesi lazım. Yurt dışında 5-6 milyon vatandaşımız var oy kullanıyorlar ama milletvekili seçilemiyorlar kendi aralarında. Demokratik mi bu? Hayır. Niye Almanya'daki işçi gelip TBMM'de milletvekili olarak görev yapmasın? Tam temsiliyet yani milli iradeye tam yansımalı" diyerek sözlerine şöyle devam etti:
"Biz dünyadan kopuyoruz. Venedik Komisyonu bir rapor yayınladı bu anayasa değişikliği ile ilgili. Kamuoyunda fazla tartışılmadı. tartışılmıyor da zaten kimse korkudan yazamıyor. Türkiye demokratik parlementer sistemden otoriter sisteme gidiyor. Bu anayasa Avrupa Birliği ile uyumun hiç bir tarafında yok. Ne olacak. En çok iş adamları düşünsün. Dünya ile bağlantıları kopacak. Bu kadar açık. Şimdi Avrupa ile kavga ediyoruz. Niye kavga ediyoruz? Karadeniz'in fındık tüccarları gelip diyor ki 'Avrupa ile kavga edersek biz fındığı kime satacağız' Haklılar fındığı kime satacaklar. Çinliler almıyor. Afrika da almıyor. Çikolata sanayiinde kullanılıyor. Almanlar, Hollandalılar, Belçikalılar alıyor. E onlarla da kavga ettin kime satacaksın. Devlet yönetimi farklı bir şey. Devlet adamı az konuşur, diline hakim olur, diline hakim olamayan devlet adamı ülkeyi iyi yönetemez. Devletin yapısı ve şeklini istediği gibi düzenleyebilecek. Sonu belirsiz maceranın içine Türkiye sokulmuş olacak. Ne olur bir arkadaşım sordu. sonu felaket olur. Irak'ta ne olduysa, Suriye'de ne olduysa, Libya'da ne olduysa, Türkiye o sürecin içine girer. Beni endişelendiren de budur arkadaşlar. Benim gibi düşünmeyenin hakkını da ben savunuyorum. Bu gün 150'nin üzerinde gazeteci hapiste. Bunların en az 140’ı CHP lehine tek cümle dahi kurmuş değiller bütün gazetecilik yaşamları boyunca ama ben onların haklarını savunuyorum çünkü ben demokrasiyi savunuyorum ben. Memlekette anayasa değişiyor kimse korkudan konuşamıyor. Nasıl konuşsun. İş adamı nasıl konuşsun. Nasıl konuşacak. 50 tane denetim elemanını gönderecekler. Bu demokrasi mi arkadaşlar. Oysa oturmamız konuşmamız lazım. Biz uygar dünyadan kopuyoruz. Üçüncü dünya ülkelerinden birisi haline geliyoruz hukuk sistemi ve devlet yönetimi açısından."
100 bin kişinin ihraç edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Tamamı davaları kazanacak bakın söylüyorum. Üniversiteden hocaları attılar. Yav inancımız var bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyor Hazreti Ali. İlim Çin'De bile olsa gidin öğrenin diyor sevgili peygamberimiz. Bilime bu kadar önem veren emin olun başka bir din var mı ben bilmiyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, toplantı sonrasında Çarşamba Havalimanı'na giderek özel uçakla Ankara'ya gitmek üzere kentten ayrıldı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: