CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'da konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Diyorlar ki "Bu işin fıtratında ölüm vardır" Bu işin fıtratında ölüm yoktur. Soma’da 301 kardeşimiz hayatını kaybetti. Bizim bir geleneğimiz var. Acıları paylaşırız. Acıları hiçbir şekilde siyasi malzeme konusu haline getirmedik. Bütün aileleri ziyaret ettik. Onlara elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştık. 301 kişi hayatını kaybetti. Onun hesabını mutlaka soracağız. Bize "Siz hiçbir sorunun üzerinde durmuyor musunuz?" diyorlardı. Ben CHP Genel Başkanı olarak bir yılbaşı gecesini madencilerle yerin altında geçirdim. Kazadan önce önerge verdik. Parlamento’nun dikkatini çekmeye çalıştık. Bizim verdiğimiz önergeyi reddettiler. 301 vatandaşımız hayatını kaybettikten sonra önerge kabul edildi. CHP olarak düşüncemiz şu: ILO’nun normlarını Türkiye’ye getirmek Türkiye 3. Sınıf demokrasiye layık değil. Almanya’da varsa Türkiye de birinci sınıf demokrasiye sahiptir.
Türkiye’de sesimiz, söylemlerimiz kitlelere yeteri kadar ulaştırılmaz. Çünkü medya özgür değil. Medyası özgür olmayan ülkenin halkı da özgür olmaz. Birinci hedefimiz demokrasiyi ve bireysel hak ev özgürlükleri genişletmek. Bir yıl öncesine kadar hapisteki gazeteci sayısı 105’ti. Bizim yaşadığımız koşullar sizin Almanya’da yaşadığınız koşullardan çok farklı. Telefonlarım dinleniyor. Ailem ve yakınlarımın telefonları dinleniyor. Ne yaparlarsa yapsınlar yılmayacağız, korkmayacağız.
Onlar sanıyor ki baskı kurunca CHP’liler geri adım atacak. Genlerimizde Kuvayi Milliye yatar. Kimseye boyun eğmeyiz biz.
İktidar olduğumuzda medya özgürlüğünü sağlayacağız. Hiçbir medya patronu kamu ihalesine katılmayacak. Her gazeteci yazdığı haberin arkasında olacak. Bunun yolu da örgütlenmeden geçiyor. Bütün gazeteciler sendikalı olacak.
Bizim için ‘’CHP hep eleştirir, hiç öneri getirmez’’ diyorlar. CHP Türkiye cumhuriyetini kuran kadrolar tarafından kurulmuştur. 3 büyük devrime imza atan partidir. CHP cumhuriyeti kuran partidir. CHP çok partili yaşamı getiren partidir. Hiçbir baskı olmadan… CHP sosyal demokrasiyi Türkiye’ye getiren partidir. Sosyal demokrasi siyasetin odağına insanı almak demektir. Bireysel hak ve özgürlükleri olabildiğince genişleten sosyal anlayış demektir.
Şimdi 4. Büyük devrime hazırlanıyoruz: Özgürlük ve demokrasi. Türkiye’de olmayan özgürlük ve demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz. Yoksulluktan tutun milli eğitime kadar, sosyal güvenlikten dış politikaya kadar her alanda CHP’nin projeleri vardır. Türkiye’de en kolay bir partiyi eleştirmektir. Otururuz bir kahvede CHP’ye vururuz. Bu doğru değil.
Türkiye’ye ileri demokrasiyi getirdik diyorlar. Nasıl bir ileri demokrasiyse. 14 yaşındaki çocuğu terörist diye seçim meydanlarında anlatıp yuh çektiriyorsunuz.
Demokratikleşmenin yolu 12 Eylül 1980 darbe yasalarını değiştirmekle başlar. CHP iktidarında 12 Eylül’de çıkan bütün darbe yasalarını alaşağı edeceğiz. Türkiye’de demokrasi sizin düşündüğünüz gibi değil. Lider sultası üzerine inşa edilmiş demokrasi var. Vekilleri halk değil bir kişi belirliyor. CHP iktidarında milletin vekilini milletin kendisi seçecek
Fezlekelerimiz bekliyor. Vekilliğimiz düşünce hapse gireceğiz. Recep Bey bundan memnunluk duyuyor. İktidarımızda hiç kimse düşüncelerinden ötürü hapse girmeyecek.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası 12 Eylül ürünü. Bir Gezi direnişi oldu. Gencecik çocuklarımız baskıya dayanamadı. Ağaca, kente, özgürlüğe sahip çıktılar. Almanya’da meydanlar özgürlük meydanları değil mi? İnsanlar düşüncelerini özgürce açıklarlar değil mi? Neden Türkiye’de yok. Bunun önündeki engelleri kaldıracağız. Size sözüm, namus sözü…
Her insan istediği yerde ibadetini özgürce yapacak. Din ve vicdan özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracağız
Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Açıyor telefonu ‘Alo fatih o cümleyi oradan çıkar’ diyor. Fatih ‘Hemen’ diyor. Almanya’da bunu bir politikacı yapabilir mi? Yaparsa o koltukta oturabilir mi? Yüzsüzlüğün bu kadarına pes.
Faili meçhul cinayetler bir demokrasinin ayıbıdır. İnsanlar köy köşelerde öldürülürse o failleri bulup çıkarmak devletin görevidir. Türkiye’de faili meçhul cinayetler aydınlanmadı. CHP olarak 8 kez Parlamento’ya faili meçhullerin aydınlatılması için önerge verdik. 8 kez AK Partili vekillerin oylarıyla reddedildi.
Demokrasilerde hukukun üstünlüğü vardır. Herkes yargıya güvenir. Devleti istihbarat devletine dönüştürmüşseniz orada hukukun üstünlüğünden bahsedemezsiniz. Yeni yasalar çıkardılar. Yine insanlar dinlenecek, devlet öyle yönetilecek. Bunun önüne biz geçeceğiz. Bu yasaların tamamını değiştireceğiz.
Güçler ayrılığı vardır. Eğer siz yargının bağımsızlığını sağlayamazsanız demokrasiyi askıya almışsınız demektir. CHP yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacak? HSYK ve Savcılar Yüksek Kurulu birbirinden ayrılacak. HSYK oturumuna Adalet Bakanı girmeyecek. Yargı mensuplarını denetleyen Teftiş Kurulu siyasi otoriteye değil Yargıçlar Kurulu’na bağlı olacak. HSYK’nın ayrı ve bağımsız bir bütçesi olacak. Gidip Maliye Bakanı’nın kapısında para dilenmeyecek.
Vergilerin nereye harcandığının hesabını hükümet vermek zorundadır. Devleti saydam kılacağız. Hükümet 365 gün kendi yurttaşlarına hesap verecektir. Hesap vermeyi namuslu bir görev kabul ettiğimizi hepinizin huzurunda yeniden ifade ediyorum.
Milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığı ile sınırlayacağız. Vatandaşına tokat atan birisi gidip bağımsız yargıda hesap verecek.
Herkesin inancı ve kimliğine saygı duyacağız. Herkes istediği şekilde düşünür, istediği yerde ibadetini yapar, kimliği de onun şerefidir. Herkes anne babasıyla onur duyar.
Genel başkan olduktan sonra kadınların ve gençlerin siyasete girmesini istedim. CHP tüzüğünü değiştirdim. Yüzde 33 kadın kotası, yüzde 10 gençlik kotası getirdim. Onlara pozitif ayrımcılık yaptık. 3 Nisan 1930 kadınların belediye seçimlerine katılma tarihidir. 5 Aralık 1934 kadınların vekil olmasına olanak sağlayan yasadır. Ve bunlar CHP iktidarında gelmiştir. CHP olarak kadın erkek eşitliğine de inanan bir siyasi gelenekten geliyoruz.
Bizden bir bakan ‘Müslüman ülkeyiz. Bizden mucit çıkmaz. Ara eleman yetiştiririz’ dedi. Emin olun bunu söyleyen Müslümanlığı da bilmiyordur. Üniversiteleri suskun olan ülke bilgi üretemez. Düşüncenin ve insanların özgür olması lazım.
CHP iktidarında YÖK gibi bir garabet olmayacak. YÖK’ü kaldıracağız. Üniversitelere önce idari özerklik getireceğiz. Sonra mali özerklik getireceğiz. Sonra öğrencilerin üniversite yönetiminde söz sahibi olmasını sağlayacağız. Üniversite öğrencisini hapse atarsın, sonra üniversitede söz ister ‘sen daha çocuksun sus’ dersin.
AB’nin tam üyesi olmak istiyoruz. Ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Üniversitelerin konuşmasını istiyoruz. Sanat insanları istiyoruz. İnsan yaşamı kaliteli olsun istiyoruz.
Kimi seçeceğiz değil nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Bunu düşünmenizi istiyorum. Bilgisi, birikimi ile Türkiye’yi temsil edecek mi? Öfke dilini değil barış dilini konuşacak mı? Temiz mi yoksa kirli bir insan mı olacak?
Biz yıllar yılı sizin sorunlarınızı ilgilendik. Ama itiraf edeyim nasıl ilgilendik? Yurtdışında çalışan işçileri para gözüyle gördük. Vekil grubu gönderdik, turistik gezi yaptılar, sizi dinlediler, sonra da dönünce unuttular. Bu sorunları nasıl aşacağız? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk adım atıldı. Oy kullanacaksınız. Siz neden vekil olamıyorsunuz? Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız kendi vekillerini seçip Meclis’e göndermeli. Bunu sözle yapmıyoruz. CHP olarak kanun teklifi verdik. Sçeim çevresi olarak baktığınızda yaklaşık 30 kişi yurtdışından vekil olarak gelebilir. Sizler Meclis’e gelip kendi sorunlarınızı kendiniz dile getirirsiniz.
Almanya ile ilişkilerde dile dikkat etmek lazım. Diplomasi dilini kullanmak lazım. Sokaktaki dili kullanamazsınız. Onlar böyle konuşursa en büyük zararı siz görürsünüz. Onların keyfi yerinde. Dış politikada efelenmek olmaz. Almanya ile gerilim Almanya’da yaşayan Türklere zarar verir. AB’ye tam üyelik sürecinde Türkiye’de demokrasi ve özgürlük gelişsin deniyorsa Almanya bizim tam üyelik sürecimizin öncüsü olmalı.
CHP olarak bildiklerimiz var. Bazı eksikliklerimiz de var. Bunda geç kaldığımızı da biliyorum. Ama neresinden başlansa kardır. Sizden de cumhurbaşkanlığı ve 2015 seçimlerinde destek istiyoruz. Biz efelenmeye gelmedik. Siz bizim gururumuzsunuz.
Özgüven eksikliği görüyorum. Bu da eğitimden geçiyor. Bir ülkede yaşıyorsak o ülkenin yaşamına katılacaksak o ülkenin dilini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Özgüveni yaratan eğitimdir, o dili bilmektir.
Çocuklarınızı en iyi okullarda okutun. Çok iyi dil bilsinler. Göreceksiniz bizim onurumuza onur ekleyeceksiniz
Erdoğan neden insanların bir araya gelmesini istemiyor. Örgütlü toplum istemediği için. Güçlü mü olacağız? Örgütlü olacağız. Birliklerimize üye olun. Örgütlenelim. Birleşe birleşe Türkiye’de diktatör bozuntularına izin vermeyeceğiz
Siyaset kariyer mesleği değildir. Siyaset halka adanmışlıktır, halk için çalışmaktır. Siyaseti güçlü kılmak ortak ses çıkarmaktan çıkar. Bir diktatör bozuntusu Türkiye’yi dünyadan soyutladı.