Kılıçdaroğlu, partisinin Adıyaman mitinginde halka hitap etti. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Nereye giderseniz gidin, 'Adıyaman'ın tütünü en güzel tütündür' derler. Sınırlama getirdiler, ekmenizi yasakladılar. Sözüm söz yasağı kaldıracağız. Adıyaman'ın üzümünü de bir dünya markası haline getireceğiz. Onlar dışarıdan ithal ediyorlar. Bu bereketli topraklarda çiftçinin ürettiği ürünün karşılığını vereceğiz. Biz ekeceğiz, üreteceğiz, kazanacağız, hakça bölüşeceğiz.
"OYLARINIZI BÖLMEYİN, 'ADRES CHP'DİR' DEYİN"
Ben emekten, alın terinden, üretmekten yanayım. Onlar başka işlerde, köşeyi dönmekten yanalar. O nedenle çiftçi kardeşlerime sesleniyorum, eğer siz alın terinin karşılığını almak istiyorsanız, ürününüz bereketli olsun diyorsanız gideceğiniz tek adres, tek yer var, oylarınızı bölmeyin 'adres CHP'dir' deyin.
Emekliye iki maaş ikramiye vereceğim dedim, Ankara'da oturan beyler koro halinde itiraz ediyor. 'Parayı nereden bulacaksın' diyorlar. Adıyamanlı kardeşim şunu sormayacak mı, herkese, saraya, yandaşa para var, ihaleciye para var, emekliye gelince para yok... 11 milyon emekli kardeşimden bir tek fire istemiyorum. Siz iktidar tarafından ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyorsunuz, 'emekliye refahtan pay verilmez' deniyor. 'Emeklinin sırtına da binsek oyu çantada keklik' diyorlar. Kendinizi böyle tanımlamayın, siz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşısınız.
Şunu unutmayın, sizin hayatınızı huzur içinde geçirmeniz için bütün siyasi partilerin ortak görüş bildirmeleri gerekir ama sizin hakkınızı CHP dışında savunan bir başka parti yok. Onun için 11 milyon emekli kardeşim oyunu istiyorum.
"İYİ DİNLE TAŞERON İŞÇİ KARDEŞİM, KILIÇDAROĞLU HİÇ KİMSENİN EKMEĞİYLE UĞRAŞMAZ"
Miting meydanına taşeron işçi arkadaşlarım haber göndermişler, 'biz gelemiyoruz çünkü işimize son vereceklerini söylüyorlar.' 800 bin taşeron işçicisi var, senin hakkını ben savunuyorum. Sana kadro vereceğim. İnsan haklarına aykırı bir düne içinde çalışıyorsun, iş güvencen yok. Sakın 'CHP iktidar olur, kendi yandaşlarını alır, taşeron işçilerini kapının önüne koya' diye düşünme. Benim her şeyimi eleştirebilirsin ama ben sana şu güvenceyi veriyorum, iyi dinle taşeron işçi kardeşim, Kılıçdaroğlu hiç kimsenin ekmeğiyle uğraşmaz, kimsenin ekmeğine göz koymaz. Hangi partiye oy verirsen ver ben senin hakkını teslim edeceğim. Ben hiçbir yurttaşımı ötekileştirmem. Hiç kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını siyaset konusu yapmadım, yaptırmayacağım.
"BENİM ATIN KAPLAMA KLOZET MERAKIM YOK"
Ben zengin, aristokrat bir aileden gelmiyorum. Ben halktan birisiyim, halk gibi yaşarım. Benim saray merakım da yok. Benim atın kaplama klozet merakım da yok. Benim çocuklarım hak etmedikleri halde köşeyi dönsünler diye bir düşüncem de yok. Ben alın terine değer veririm.
"TÜRKİYE'YE BARIŞI, HUZURU GETİRECEK OLAN PARTİ CHP'DİR"
Ezan okunması nedeniyle konuşmasına bir süre ara veren Kılıçdaroğlu, bu sırada hediye edilen kasketi taktı. CHP Lideri şöyle devam etti:
"Kılıçdaroğlu halk için çalışırken ayrım yapmaz, 77 milyon yurttaşa aynı gözle bakar. Çünkü benim yüreğimde insan sevgisi var, b en insanıma saygı duyuyorum.
Türkiye'ye barışı, huzuru getirecek olan parti CHP'dir. Türkiye'nin büyümesini, birinci sınıf demokrasiyi, üretenin alın terinin kazanmasını, esnafın geçimini rahat sağlamasını, refahın topluma dengeli dağılmasını, işsizliğin bitmesini, yoksulluğun tarihe gömülmesini istiyorsanız tek adres var, CHP.
"SİZDEN DAHA FAZLA MİLLETVEKİLİ İSTİYORUM"
Seçim bildirgemizi kamuoyuna sunduk, Ankara'daki beylerin ezberleri bozuldu. 'Asgari ücreti bin 500 lira yapacağım' dedim, koro halinde itiraz ediyorlar. Türkiye'nin her sorununu çözeriz. Türkiye'de eksik olan; namuslu, dürüst, halkı kucaklayan, her kuruş verginin hesabını vermekten kaçmayan siyaset. O nedenle 7 Haziran yeni bir başlangıç, hepimizin sorumluğu var. Türkiye'yi seviyorsanız, huzuru, barışı istiyorsanız sizden daha fazla milletvekili, daha fazla oy istiyorum çünkü tek başına CHP iktidarı Türkiye'nin sorunları çözebilir.
"ESNAF KARDEŞİM, SEN DE ARTIK 'YETER' DE, HAK İSTE"
Esnaf, çiftçi, emekli, taşeron kardeşin oturup düşüneceksin. Bağıracağız, çağıracağız, kavga edeceğiz... Türkiye'nin kavga etmeye zamanı yoktur. Türkiye'nin büyümeye, barışa, kavgasız siyasete ihtiyacı var. Onlar konuşuyorlar hiçbirisine cevap vermiyorum. O onu dedi, bu bunu dedi... Bu milletin derdi var, yatağa aç giren çocuklar var, mevsimlik işçiler kazalarda hayatını kaybediyor, hiç birisinin sosyal güvenliği yok. Esnafın haline bakın, iki ay prim borcunu ödemezse sağlık hizmeti verilmiyor. Bu mu sosyal devlet? Esnaf kardeşim, sen de artık uyan. Sen de 'yeter' de, sen de 'CHP' de, sen de 'halk' de, sen de hak iste."
(ANKA)