Kılıçdaroğlu: Vize krizinin maliyeti 50 milyar TL

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vize kriziyle ilgili yaptığı açıklamada, "Vize kararı ağır bir karar. Binlerce öğrenci ve ABD’ye tedavi için giden hastalar var. İş dünyası var. Bütün bunların hepsi duracak. Arkadaşlar çıkardılar; son kararın bize maliyeti 50 milyar TL" dedi. Kılıçdaroğlu, "Hükümetin rahatsızlığı benim anladığım kadarıyla Reza Zarrab davasından kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin gündemle ilgili sorularını yanıtladı.

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

VİZE KRİZİ: Türk- ABD ilişkilerinin akılcı politikalarla yeniden gözden geçirilip düzeltilmesi lazım. Çünkü Türkiye sadece ABD ile değil, ABD’nin şu veya bu şekilde içinde bulunduğu uluslararası kuruluşların da üyesi. NATO’da, OECD’de, pek çok yerde var. Ortak çalışıyorlar. TSK ile ABD Silahlı Kuvvetleri arasında ciddi bir işbirliği var. Dolayısıyla bu ilişkilerin daha fazla gerilmemesi ve bir an önce akılcı politikalarla düzeltilmesi lazım.

Reklam
Reklam

AĞIR KARAR: Vize kararı ağır bir karar. Binlerce öğrenci ve ABD’ye tedavi için giden hastalar var. İş dünyası var. Bütün bunların hepsi duracak. Arkadaşlar çıkardılar; son kararın bize maliyeti 50 milyar TL. Bunu alıp başka amaçlarla yorumlamasınlar diye grup konuşmamda söylemedim. Dövizin yükselmesi var, borsanın maliyeti var. Zarar aslında Türkiye’ye. Amerikalılar uçuşlarında THY’yi tercih ediyorlar; oradan da ciddi zararımız var. ABD’den gelen turistlerin de önünü kesmiş oluyorsunuz.

ARKA KAPI: Arka kapı diplomasisi dediğimiz diplomaside sürekli açık tutulması gereken bir kapı vardır. Bu kapının çok sağlıklı ve inandırıcı çalışması lazım. Karşılıklı verilen bilgilerin güvene dayanması lazım. Gözaltına alınan kişi FETÖ’den olabilir, FETÖ ile ilişkisi olabilir. Söylersiniz, “Biz bunu alacağız” diye. Çünkü bunun kaçacak yeri yok zaten, nereye gidecek ki...

Ne gerekiyorsa yaparsınız. Süreç iyi yönetilmedi, hiç yönetilmedi ki... Birden fazla neden var. ABD ile olan ilişkilerde güvensizlik çok ön plandaydı. Çünkü yargının bağımsız olmaması ve siyasi iktidarın emrinde olması dolayısıyla siyasi otoritenin yaptığı bir suçlamanın yargıdan da geçeceğini düşünüyorlar.

Reklam
Reklam

SİYASİ REHİN ALGISI: Siyasi rehin algısı çok güçlü. Asıl hükümetin rahatsızlığı benim anladığım kadarıyla Reza Zarrab davasından kaynaklanıyor. Bugün Binali Bey de söyledi. “Siz Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nı tutuklarken bize mi sordunuz?” dedi. Bu ne demektir.? “Sen bize sormadın, biz de sana sormadan aldık içeriye” demektir. Karşılıklı ne görüşülüyor, onu bilmiyoruz.

İDLİB OPERASYONU

- İdlib’de, Rusya’nın geliştirdiği stratejiye uygun olarak Türkiye Esad’ın yanında konumlandı. Siyasi desteği verdiği El Nusra ile çatışma sürecine girecek. Kendi yaptığı pisliği kendisine temizletecekler. Sonra İdlib’i Esad’a teslim edecekler. Gerçekten olağanüstü bir strateji!

- Sizin stratejiniz yoksa başkasının stratejisinin parçası olursunuz. Geldiği nokta o. Türkiye açıkça şu anda Rusya ve İran’ın Suriye’de izlediği stratejinin bir parçası oldu; kaçamıyor da. Erdoğan bu tabloyu yarattı. Şimdi terörist grupları İdlib’e topladılar. Türkiye’ye diyorlar ki; “TSK olarak buraya gir, bunları temizle. Biz etraftan bakacağız. Temizlik sana ait. Çünkü bu pisliği sen yarattın. Şimdi sana temizleteceğiz” diyorlar ve temizletiyorlar orayı.

Reklam
Reklam

- TSK girdiği zaman tabii isteriz kimsenin burnu kanamasın, orada bir güvenli bölge oluşturulsun. Birilerinin Akdeniz’e ulaşma niyeti var, onun kesilmesi lazım. Türkiye bunu stratejik olarak da yapmak zorunda.

BERBEROĞLU KARARI

-Tahliye edilmemesi beni şaşırttı. Berberoğlu’nun kaçacak hali yok. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin milletvekillerinin tutuklanamayacağına dair kararı var. Grup toplantısında açıkladığım belge vardı. Savcı jandarmaya yazı yazıyor. ‘Şu araçlarda mühimmat vardır’ diye. Neresi devlet sırrı bunun? Devlet sırrı falan da yok. Kaldı ki o konularda yapılan çok fazla yayın da var. Mahkeme kararında çelişki var. Normalde serbest bırakması lazım. Anladığım kadarıyla, olası siyasi baskılardan çekindiği için kararı bozup alt mahkemeye ‘Kararı siz verin’ diye bir düşünce egemen olmuş.

(HABERTÜRK)

Anahtar Kelimeler: