Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan Yıldırım’a ‘yenikapı Ruhu’ Yanıtı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Diyorlar ki ‘ey Kılıçdaroğlu Yenikapı Ruhu ne oluyor.’ Ben bunların...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Diyorlar ki ‘ey Kılıçdaroğlu Yenikapı Ruhu ne oluyor.’ Ben bunların Yenikapı’da tamamını anlattım. Demek ki sen beni dinlememişsin kardeşim. Ben insan haklarını, demokrasiyi savunuyorum, ben mazlumun hakkını savunuyorum. Çünkü benim inancıma göre, zalime teslim olmayız. Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben şeytan değilim şeytan sensin” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Sadece dış politika değil, Türkiye ne ile anılıyor. Uluslar arası arenada darbeyle, terörle, tutuklu gazetecilerle, üniversiteden atılan hocalarla, kapatılan okullarda bunlarla anılıyor Türkiye. Ekonomiye bakın İstanbul’da bir Laleli vardı. Laleli esnafı vardı. Bunlar bir tarih yazıyorlardı. Bavul turizm değimiz ticaret şeklinde tarih yazmışlardı. Avrasya’dan ağırlık olarak Rusya’dan gelenlerin Laleli’de alışveriş yapıp kendi ülkelerine dönüp, ticareti farklı bir nüansta yaptıkları gelişmeye tanık olmuştuk. Şimdi Laleli esnafı yok ortada. Kapalı çarşı da bir dükkanın sadece hava parası bile bir servetti. Bugün dükkanlar kapanıyor. İstanbul’da Bağdat Caddesi hava parası serbestti, dükkan bulunmuyordu. Şimdi dükkanlar kapanıyor. Bütün bunlara baktığınız zaman Türkiye iyi yönetilmiyor. Şimdi oteller kan ağlıyor. Turizm bölgeleri saymıyorum. İstanbul gibi turizmin merkezi olan yerden bahsediyorum. Çiftçinin esnafın halini zaten sormuyoruz. Onların hali perişan, korkularından ses çıkaramıyorlar acaba bir şey söylersek bizi de hapse atarlar mı diye ciddi bir endişe yaşıyorlar. Bu Türkiye’ye yakışmıyor.

Reklam
Reklam

Ben şimdi özellikle AK Parti’ye oy veren yurttaşlarıma seslenmek istiyorum. Gittiniz oy verdiniz 14 yıldır iktidarda tek başlarına olmalarına katkı verdiniz. 14 yılda ne istedilerse yaptılar. Kanun dediler, hiç kimse önlerinde engel değildi. Ama bütün başarısızlıklarını belli gruplara yükleme konusunda ciddi beceri sergilediler hakkını yemeyelim. Dönem geldi ‘biz bunu yapmayacaktık ama bizi PKK kandırdı’ dediler. Dönem geldi ‘‘biz bunu yapmayacaktık ama bizi FETÖ kandırdı’, dönem geldi, ‘biz bunu yapmayacaktık ama bizi Esed bizi kandırdı’, dönem geldi ‘biz bunu yapmayacaktık ama Kaddafi bizi kandırdı’ dediler. ama siz şu soruyu sormadınız, ‘kardeşim biz size oy verdik her gelen sizi kandırsın diye mi?’ kandırılan bir iktidar Türkiye’yi yönetebilir mi? Herkesin kandırdığı, oyuncak haline getirdiği iktidar Türkiye’yi yönetebilir mi? Oy veren bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve ona göre karar verin” şeklinde konuştu.“Senin FETÖ’den farkın yok demektir”“Artık Türkiye bu kadar ağır yükü taşıyamıyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Şu soruyu da sormamız lazım.

Reklam
Reklam

14 yıldır bizim haberimiz yoktu diyorlardı, FETÖ’den bizim haberimiz yoktu diyorlardı. Burada açıkladı MGK kararını. Hepsinin altında kapı gibi imzası var. Bizim bir milletvekili arkadaşımızın soru önergesi de var. Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesi, ‘ne yatınız bu genelgeden sonra, MGK kararından sonra Bakanlar Kurulu olarak bir şey yaptınız mı?’ dönemin Başbakanın danışmanı ‘o karar yok hükmündedir’ demişti ama Başbakanının danışmanıydı. Ama şimdi Bakanı söylüyor. Soru önergesine bakanı Emrullah İşler Başbakan Yardımcısı cevabında ‘MGK gündemine hükümetimiz tarafından getirilmemiştir. Ayrıca söz konusu MGK kararını hayata geçirme yönünde hükümetimiz döneminde herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır, herhangi bir adım atılmamıştır’ diyor. Yani karar aldıklar hiçbir işlem yapmadık diyor. nasıl oldu da sizi kandırdılar o zaman. Bunu Erdoğan gayet güzel dille anlatıyor, ‘Aynı menzile farklı yollardan gidiyorduk biz’ diyor. aynı menzile farklı yollardan gidiyorsanız zaten bir işlem yapamazsınız. Ne oldu aynı menzile giderken rekabet içinde biri diğerini yok etmeye çalıştı. Biri galip geldi diğeri mahkum pozisyonunda. O zaman senin FETÖ’den farkın yok demektir” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

“Benim hakkımda da ‘2 yıl 8 aylık’ dava açılmış savcı iddianame düzenlemiş 2 yıl 8 ay değil 2 bin 800 yıllık iddianame düzenlemezseniz adam değilsiniz”Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:“Diyor ki hükümet yetkilileri, ‘Türkiye’de bir darbe olduğundan kimseyi ikna edemiyoruz. Batı’ya gidiyoruz anlatıyoruz, Doğu’ya gidiyoruz anlatıyoruz. Kimseye Türkiye’de bir darbe olduğunu anlatamıyoruz.’ Anlatamazsınız kardeşim. Üniversiteden hocaları attınız, binlerce öğretmeni işinden ettiniz sorgusuz sualsiz, er erbaş ve astsubayları ordudan atıp hapislere tıktınız mı sorgusuz sualsiz yaptınız. Yüzlerce gazeteyi hapse attınız sorgusu sualsiz. Yüzlerce işadamının mal varlığına el koyup tümünü devlete aktardınız. Gaziantep’te bir firma var el koymuşlar konabilir. İki aydır binlerce işçi aylık alamıyor. Diyorlar ki, ‘mağdur edebiyatı yapmayın’ peki o işçinin hakkına kim sahip çıkacak. O işçinin hakkına da o işçinin alın terine sahip çıkmak en çok CHP’ye yakışır. TBMM’den KHK çıkarma yetkisi aldılar. Ne yaptılar anayasa hükmünde kararname çıkardılar. Binlerce mağdur var illerde ilçelerde. Hakimlere gözdağı veriyorlar. Sakın ola ki aksi yönde karar verme. Bugün internet sitelerine düşen bir haber vardı. Benim hakkımda da ‘2 yıl 8 aylık’ dava açılmış savcı iddianame düzenlemiş 2 yıl 8 ay değil 2 bin 800 yıllık iddianame düzenlemezseniz adam değilsiniz.

Reklam
Reklam

Sanıyorlar ki korkacağız. Kim açmış Bilal oğlan açmış. Ben senin ne olduğunu biliyorum Sevgili Bilal. ‘Babacığım tekrar et paraları saydık ama hepsini dağıtamadık’ diyen sen değil miydin? Hesabını soracağım. Suçu şahsi olmaktan çıkardınız kolektif suç haline getirdiniz. Ama suçluyorsunuz eşini de suçluyorsunuz, çocuklarını da suçluyorsunuz. Bütün aile aç kalacak diyorsunuz. Bütün aile aç kalır mı? Bütün aileyi yoksulluğa, açlığa mahkum etmek dünyanın neresinde vardır. Bütün o mazlumlara, bütün o çocukların tamamına sahip çıkacağım. Bütün mağdurlara sahip çıkacağım hiç endişe etmeyin. Sözüm sözdür. Hapishaneler tıka basa dolu. Hapishanelerde ciddi işkence iddiaları var. Dedim ki Sayın Binali Yıldırım’a “Bakın bu tür iddialar var. Anadolu Ajansı aracılığıyla işkence görüntülerini yayınlıyor.

TBMM’de insan hakları komisyonu var. Burada da ceza evi alt komisyonu var. Gitsinler ceza evlerini gezsinler. Gerçekten işkence kötü muamele var mı yok mu baksınlar yoksa rapor yazsınlar. Siz de raporu alın Başbakan olarak deyin ki ‘bakınız kapı gibi rapor var. Bu raporun altında her partiden milletvekilinin imzası var. Hapishanelerde işkence ve kötü muamele yoktur’” deyin. Ama bunu yapamıyorlar. Niçin? Çünkü hapishanelerde işkence de var kötü muamelede var. Hepimiz bunu biliyoruz. Ben bunu söylemeyeceğim de kim söyleyecek.”“Diyorlar ki ‘ey Kılıçdaroğlu Yenikapı Ruhu ne oluyor’ Ben bunların Yenikapı’da tamamını anlattım”12 Eylül askeri darbesi sonrasında örnek veren Kılıçdaroğlu, o darbede darbecilerin en çok korktuğunun işkence iddiaları olduğunu anlatarak, “Bütün hapishaneleri açarlardı. Dışarıdan gelenler gider hapishaneleri geçerdi işkence var mı yok mu diye. Hapishaneleri açmaktan korkuyorlar. Çünkü orada kötü muamele var. İnsan haklarına aykırı uygulamalar var. 3 yatakta 7-8 kişinin yattığı koğuşlar var. Hem kadın hem erkek hapishanelerinde. Diyorlar ki ‘ey Kılıçdaroğlu Yenikapı Ruhu ne oluyor’ Ben bunların Yenikapı’da tamamını anlattım. Demek ki sen beni dinlememişsin kardeşim. Ben insan haklarını, demokrasiyi savunuyorum, ben mazlumun hakkını savunuyorum. Çünkü benim inancıma göre, zalime teslim olmayız. Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben şeytan değilim şeytan sensin” dedi.“‘Mağdur edebiyatı yapmayın’ diyorlar bize bizim yaptığımız edebiyat falan değildir, 16 günlük bebeği annesinden koparırsanız bu edebiyat değildir ey Binali Yıldırım”21 Temmuz 2016 Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik’in BM’ye dilekçe verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Diyor ki ‘ülkemizde bir darbe girişimi oldu. 90 gün süreyle OHAL yetkisi aldık. Bizimde imzaladığımız bir sözleşme var. Sözleşmenin adı Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslar arası Sözleşme.

Reklam
Reklam

Biz bu sözleşmenin 13 maddesini askıya alıyoruz. 13 maddeyi uygulamayacağız OHAL süresince diyor. 13 maddenin ikisini okuyacağım, birisi ‘tutulanlara insani biçimde davranmak.’ Diyor ki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ben bu maddeyi askıya alıyorum. Yani onlara insan gibi davranmayacağım diyor. 14.madde adil yargılama maddesi, ‘Herkes şu veya bu şekilde suçlanabilir ama benim adalete ihtiyacım var. Adil yargılamaya ihtiyacım var. Adaletle ben yargılanmalıyım. Suçsuzsam adalet benim suçsuzluğumu tescil etmeli.’ Onu da askıya aldım diyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti diyor ki OHAL kapsamında hapse alınanlara kesinlikle insan gibi davranmayacağım işkence yapacağım, sonra da bize dönüp diyorlar ki ‘Yenikapı ruhu var sakın sesinizi çıkarmayın.’ Biz bunu dillendirmeyeceğiz de kim dillendirecek.

Biz demokrasiyi savunmayacağız da kim savunacak. ‘Mağdur edebiyatı yapmayın’ diyorlar bize bizim yaptığımız edebiyat falan değildir, 16 günlük bebeği annesinden koparırsanız bu edebiyat değildir ey Binali Yıldırım. Sende çoluk çocuk sahibisin dön eşine sor bakalım o anne için o çocuk nedir. Yargılanmadan yargı karar vermeden sen bir adamı nasıl suçlu ilan edebilirsin. Yarın o beraat ederse ne olacak. Darbeye karşıyız. Hiçbir tereddüdümüz yok. Meclisi bombalayanı yakalayın. Askerleri, vatandaşı öldürenler yakalayın, emniyette 47 tane polisimiz hayatını kaybetti yakalayın. Hiçbir tereddüdümüz yok. Adaletin önüne çıkarın hesabını sorun. Dönüyorsun vatandaş hesap soruyorsun. 1 milyonu aşkın Türkiye genelinde mağdur var. OHAL öncesi üniversite hocalar bildiri yayınlamışlar fırsatçılık yapıp onları da terör örgütü kapsamında üniversiteden atıyorsun. Niye atıyorsun? Mahkum oldular mı? Evet bazıları yargılanıyor. Yarın bunlar beraat etse ne olacak? Biz mağdurların hakkını korumak zorundayız. Zulme meyletmeyeceğiz. Bu bizim hem inancımız hem siyasal görüşümüz itibariyle böyledir. Zulme karşı durmak, insanlığın ortak görevidir. 101 vatandaşımız canlı bombayla hayatını kaybetti. PKK terör örgütü her gün can alıyor. Bir anne çocuğunu askere nasıl gönderiyor. Gönderdikten sonra geceleri o anne uyumuyor. 8 aylık hamile kadını alıyorsunuz içeriye şeker hastası kişiyi alıyorsunuz ilacını verin bari. İlacını vermiyorsunuz hapishanede ölüyor. Bunun hakkını kim savunacak.

Reklam
Reklam

Biz savunmayacağız da kim savunacak” açıklamasında bulundu.“Türkiye’deki 1 milyon mağdura sahip çıkacağız, bütün masumlara sahip çıkacağız, hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın”Kılıçdaroğlu, darbe fırsatçılığı yaparak karşı darbe yapıldığını ifade ederek, " ‘Türkiye’de darbe olduğunu anlatamıyoruz’ diyorlar. Sen bu tutumla devam edersen Türkiye’de senin darbe yaptığını zaten bütün dünya anlayacak. Biz ne yapıyoruz? Biz sadece demokrasinin gereği olarak sizi uyarıyoruz. Diyorz ki, yanlış yapıyorsunuz. PKK’da yanlış yaptınız dedik, Gülen olayında yanlış yapıyorsunuz dedik, şimdi haklılığımız ortaya çıkıyor ama milyonlarca mağdur var, binlerce insan hayatını kaybetti. Yazık, günah değil mi? Yine aynı şeyi söylüyoruz, darbecilerle elbette mücadele et, darbeye elbette karşıyız ama bankaya para yatırdı diye birisini devlet memuriyetinden atacaksın, o bankaya izin veren siyasetçiyi koruyacaksın. Darbe fırsatçılığı yapıp, eğitim sistemini dinamitleyeceksin, proje okullarını alt üst edeceksin, öğretmenlerin her birini bir tarafa süreceksin böyle şey olur mu? Bu çocuklar okumak zorunda, okuyacak, en iyi okullarda okuyacak, en iyi okulları nasıl batırırım? Onun arayışı içindeler. Böyle bir şey olamaz, veliler ayakta, çocuklarımız ayakta, öğretmenlerine sahip çıkıyorlar.

Reklam
Reklam

Çocukların kendi öğretmenlerine sahip çıktıkları kadar bari sen de kendi öğretmenine sahip çık. Bu cumhuriyetin öğretmeni, bizim öğretmenimiz bu, çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenler. Yılmayacağız, mücadele edeceğiz, demokrasi için savaşacağız, Türkiye’deki 1 milyon mağdura sahip çıkacağız, bütün masumlara sahip çıkacağız, hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Ülkemizi seviyoruz, bayrağımızı seviyoruz, insanımızı seviyoruz, bu ülkede bir tek mağdurun bile olmadığı güzel bir Türkiye’yi inşa etmek için çalışıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Anahtar Kelimeler: