ANKARA (ANKA)- 77 milyon yurttaşın fişlendiğini iddia eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianameyi okudu. Kılıçdaroğlu, "77 milyon herkes fişlendi diyor. Herkese ait bilgiler var diyor. Ama gizli bilgiler bunlar. Benim özel hayatımla ilgili bilgileri neden AKP Hükümeti fişliyor, alıp belgeliyor, depoluyor, hangi gerekçeyle?" dedi.
Geçen hafta "77 Milyon insanımız AKP iktidarı döneminde fişleniyor" diyen CHP lideri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianameyi okudu.
-"DAVUTOĞLU BUNU YAPIYORSA O BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNU DERHAL BIRAKSIN"-
Kılıçdaroğlu konuşmasında özetle şöyle dedi:
"Geçen hafta Salı günü gazeteci arkadaşlarıma bir şeyler söylemiştim. Davutoğlu'nu ilk gördüğünüz yerde sorun, bu ülkenin 77 milyon yurttaşı fişlendi mi, fişlenmedi mi? Ama hiçbir gazeteci sormadı. Niye sormuyorsunuz arkadaşlar? Şu söylendi bana, hangi sorunun hangi gazeteci tarafından sorulacağı önce programlanıyor. Eğer bunu yapıyorsa, Davutoğlu bunu yapıyorsa o Başbakanlık koltuğunu derhal bıraksın.
Artık bu ülkede Davutoğlu'na adam gibi soru sorma cesaretine sahip gazeteciler istiyoruz. Bize her türlü soruyu sorarlar. Ama Davutoğlu'na gelince Erdoğan'a gelince soru sormayalım, acaba açığa düşer mi diye. Açık ve net sordum, 77 milyon insan senin iktidarın döneminde fişlendi mi, fişlenmedi mi? Cevap yok.
-İDDİANAMEYİ AÇIKLADI-
Elimde bir iddianame var. İddianame şu. Türkiye Cumhuriyeti Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından bir savcının düzenlediği iddianame.
İddianamenin mağduru Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi.
Savcı ne diyor, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının 'ülke genelinde -yani bütün Türkiye Cumhuriyetinde- herkese ait istihbarat bilgilerini, sanal ortamda, detaylı veri analizi (DEVA-I ve II) programı ile topladığı, program içerisinde ülkedeki herkese ait istihbari kişisel bilgilerin bulunduğu' yani bunu birisi bana anlatsa yok canım böyle saçma şey olur mu deriz.
-"BİZ FİŞLENDİĞİMİZİ ZATEN BİLİYORDUK DA 77 MİLYON NİYE FİŞLENİYOR BUNU MERAK EDİYORUZ"-
Biz fişlendiğimizi zaten biliyorduk da 77 milyon niye fişleniyor bunu merak ediyoruz. Hadi biz siyasetçiyiz fişleniriz, taksi şoförünü niye fişliyorsun sen? İşadamı, sanayiciyi niye fişliyorsun sen?77 milyon insanı fişliyorlar, neye dayanarak fişliyorlar. Bir kanun maddesine dayanarak, onu da okuyorum, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunun Ek 7. Maddesi. Madde şöyle; Polis, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asayişi sağlamak üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur, bu amaçla bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanına ulaştırır.'
Neymiş devletin ülkesi ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı bunları yapıyorlarmış.
-"YANİ ÖZEL HAYATI FİŞLİYORLAR"-
Gene iddianameden okuyorum; 'detaylı veri analizi programında kişilere ait özel her türlü bilginin yer aldığı ve devlete ait (gizli) sır niteliğinde herhangi bir bilgi bulunmadığı'.... Yani devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü falan onlar hikaye diyor. Kişisel, özel, devlete ait sır niteliğinde bir bilgi yok diyor bu fişlemelerde yani özel hayatı fişliyorlar. Bu fişlemelerden Erdoğan'ın haberi var mıydı, elbette vardı. Bu fişlemeler dolayısıyla dönemin başbakanlarına servis yapılıyor muydu, elbette yapılıyormuş. Her türlü bilgi veriliyor.
-"GESTAPO MANTIĞIYLA YÖNETİLİYOR"-
Beni dinleyen 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Ülke iyi yönetilmiyor, Gestapo mantığıyla yönetiliyor. Muhaberat devleti gibi yönetiliyor. Her vatandaşın özel yaşamı mercek altına alınıyor ve o vatandaş fişleniyor. Sen bunun hesabını 7 Haziran'da sormak zorundasın.
Suç neymiş, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek. Bazı polisler gitmişler, Erdoğan ile ilgili de bilgi toplamışlar. Ve ailesiyle ilgili. Ne zaman oluyor, 17-25 Aralık'tan sonra. Ondan önce çok iyiydi. Al takke ver külah. Her şey gayet iyi gidiyordu.
Devlet Arşivi Genel Müdürlüğündeki verileri de çok iyi kullandıklarını biliyoruz. Oradan bazı dosyaların AKP Genel Merkezine de gittiğini çok iyi biliyoruz. Ama size sözüm söz, CHP iktidarında benim başbakanlığımda bu tür pespayelikler asla ve asla olmayacaktır.
Devletin ülkesi ve bölünmez bütünlüğüyle ilgili istihbarat toplarsanız, ona bir şey diyemeyiz, her ülke yapar, biz de yaparız. Ama siz kalkar vatandaşların özel hayatıyla ilgili bilgileri toplarsanız, anayasayı ihlal etmiş olursunuz. Şimdi ben o savcıya sormak istiyorum. Sevgili savcım, senin yeni mi aklın başına geldi, Erdoğan olunca mı davayı açıyorsun, peki 77 milyon insanın hakkını kim koruyacak? Senin unvanında Cumhuriyet yazılı. Neden müdahale etmiyorsun? Çık milletin önüne, iddianamede az yazmışsın, daha çok şey yazman gerekirdi. Özel hayatın gizliliği de anayasada emredici hüküm var. Neden onun üzerinde durmuyorsun. 77 milyon herkes fişlendi diyor. Herkese ait bilgiler var diyor. Ama gizli bilgiler bunlar. Benim özel hayatımla ilgili bilgileri neden AKP Hükümeti bunu yapıyor, fişliyor, alıp belgeliyor, depoluyor, hangi gerekçeyle? Bunlar bir de kendilerine demokrat diyorlardı. Bizi bütün dünyaya rezil ettiniz.
-"BENİM ÖZEL HAYATIMI MERAK EDİYORSAN, GEL, BEN SANA ANLATAYIM"-
Davutoğlu'na söylüyorum, şimdi konuş bakalım. Şimdi çık şu sorunun cevabını ver, 77 milyon yurttaşın özel bilgilerini sen ne yapacaksın? Benim özel hayatımı merak ediyorsan, gel, ben sana anlatayım. Hiçbir sakıncası yok. Ama sen vatandaşın özel hayatından ne istiyorsun? O bilgiler DEVA I ve DEVA II programı hangi gerekçeyle tutuluyor, hukukta böyle bir şey yoktur. Arkadan dolanmak yoktur. İşte devleti şirket gibi yönetirseniz geldiğiniz nokta budur. Her şeyi satarsınız, vatandaşın özel hayatını bile, sonun da ne olur, eden bulur, Allah büyüktür derler ya, Erdoğan olmasaydı biz bunları nereden öğrenecektik?"
-SEÇMEN KAYITLARI UYARISINDA BULUNDU-
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri konuşmasında özetle şöyle dedi:
"Seçmen kütükleri yayınlandı. Bir yurttaş olarak seçmen kütüklerine bakalım, adımız yoksa, derhal kaydımızı yapalım. Lütfen seçmen kayıtlarımıza bakalım.
-İSTANBUL ÜNİVERSİTESİNDEKİ REKTÖRLÜK SEÇİMLERİ-
İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerini yaptı. Doktor Raşit Tükel yapılan seçimlerde en yüksek oyu alan akademisyen. Hep sandık diyorlar ya, şimdi bakalım iradeye ne kadar saygı gösterecekler, Raşit Tükel'i İstanbul Üniversitesine rektör olarak atayacaklar mı, atamayacaklar mı göreceğiz.
-İŞSİZLİK RAKAMLARINA İŞARET ETTİ-
TÜİK yeni işsizlik oranlarını açıkladı. Son açıklanan rakam yüzde 10.9'a çıktı. 1994'te ekonomik kriz yaşanmıştı. O kiriz döneminde işsizlik oranı yüzde 8.1... 2001'de ekonomik kriz yaşanmıştı, işsizlik oranı yüzde 8.3...
-"BU DÖNEMDE İŞSİZLİK ORANI BÜTÜN KRİZ DÖNEMLERİNİ AŞTI"-
Bu dönemde işsizlik oranı bütün kriz dönemlerini aştı yüzde 10.9 oldu.
Türkiye genelinde yaklaşık 5 milyon 629 bin işsizimiz var.
Gençler işsiz, onların çocukları işsiz değil.
Gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 20.2... Her 5 gençten birisi işsiz. Kadınlarda bu oran çok daha yüksek.
Parlamentoya yeni bir kanun tasarısı sevk etmişler, yabancılara iş vereceğiz diye, kendi ülkesindekine iş bulmuş, şimdi yabancılara iş vereceğiz diye.
Buradan bütün işsiz gençlere sesleniyorum. Bu iktidar senin iktidarın değildir. O nedenle görüşünü değiştir, senin için iktidar CHP iktidarıdır.
-"ARTIK ŞİMDİ CİLALARI PARÇA PARÇA DÖKÜLÜYOR"-
Bu hükümet umut vaat eden bir hükümet değil. Artık şimdi cilaları parça parça dökülüyor.
Bunlar yalan söyleme konusunda müthiş ustalar, kimse ellerine su dökemez, yalan söyleme konusunda.
Sizin vizyonunuz bu kadar. Sen de vizyon yok, nokta kadar bile vizyon yok sende.
-CUMHURBAŞKANI'NA YANIT VERDİ-
Şimdi sıra geldi devleti şirket gibi yöneteceğiz diyorlar. Çünkü hukuk nedir bilmiyorlar, hukukun üstünlüğü nedir bilmiyorlar, devlet nedir bilmiyorlar. 'Ben devleti şirket gibi yöneteceğim' diyor. 'İstediğim gibi yönetirim' diyor. Şu soruyu soruyorum. Türkiye Cumhuriyeti sizin babanızın çiftliği mi, siz şirket gibi yöneteceksiniz? Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları senin müşterin mi sen oturup burayı çiftlik gibi yöneteceksin?
Türkiye Cumhuriyetini şirket gibi yönettikleri için fabrikaları, tarlaları, arazileri, hepsini yandaşlarına haraç mezat peşkeş çektiler. Aslında bir itirafta bulundu. Biz bugüne kadar devleti şirket gibi yönetiyoruz. İstediğimize istediğimiz malı satıyorduk, istediğimizi cezalandırıyorduk, istediğimizi gözaltına alıyorduk, istediğimiz adamı sınava girmeden devlet memuru yapıyorduk, şirket gibi yönetiyorlardı, itiraf ettiler. İtiraf edince sanki yeni bir şey söylemiş gibi hayır efendim zaten böyle yönetiyorlardı. Bunlar devleti yani Türkiye Cumhuriyetini şirket gibi yönettikleri için bu kadar işsiz var zaten.
-"DEVLETİN KASALARINI ÇOCUKLARIN YATAK ODALARINA TAŞIDILAR"-
Bunlar Türkiye Cumhuriyetini şirket gibi yönettikleri için devletin kasalarını çocukların yatak odalarına taşıdılar, bilmiyor muyuz biz bunları.
Türkiye Cumhuriyetini şirket gibi yönettikleri için vatandaşları müşteri, devlet memurlarını da kendi personeli olarak görmeye başladılar.
Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devletini kendi şirketleri olarak algıladılar ve öyle yönettiler. Şirket gibi yönettikleri için vatandaşları borç batağına soktular.
Yine şirket gibi yönettikleri için son 3 ayda vatandaşın sırtına Merkez Bankasıyla oynayarak 90 milyar liralık yük yüklediler.
Dolar yükseldi, kim karlı, İsviçre'deki bankalarda parası olanlar karlı.
90 milyar lira, 2 GAP eder, 3 ayda bu milletin sırtına yüklediler.
Türkiye Cumhuriyetini şirket anlayışı ile yönettikleri için vatandaşlar bankalara 181 milyar lira son 7 yılda faiz ödediler. Diyorlar faiz lobisi. Lobinin başkanı sensin zaten, şirketin başkanı değil misin sen? Son 7 yılda 181 milyar lira bankalara faiz ödedi bu milletin insanları. Devleti şirket gibi yönettiler."