Kılıçdaroğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrasında "halkın siyasetçilerin bir araya gelerek demokrasi mitinginde birliktelik sergilemesini tüm halkın alkışlamasını" nasıl değerlendirdiği yönündeki soruya, "Teröre karşı ortak tavrımız bu olmalı." dedi.
İnanç, etnik, yaşam tarzı eksenli farklılıkların teröre karşı ortak tavır takınmaya engel olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Meydanlarda CHP'si, MHP'si, AKP'si bütün partilerin bir araya gelmesi halkı çok mutlu etti ve halkın tümü bunu alkışlıyor. Biz de bundan çok memnunuz. Çünkü siyaset kavga değil, kardeşlik sanatıdır. Elbette görüşlerimiz farklıdır. Ama bir arada pekala yaşayabiliriz. tartışabiliriz de. Tıpkı evlerimizde yaşadığımız gibi. Tartışmalar olabilir ama bir arada yaşamayı bilmeliyiz. Bir arada olmalıyız, Farklılıklarımız olmalı, bu zenginlik ve temel dinamiktir. Neden halk çok memnun? Çünkü toplum çok gerilmişti, müthiş bir kutuplaşma vardı. Şimdi bu kutuplaşmayı attık üzerimizden." diye konuştu.
'Devlet bize 'şu cemaattendir, şu gerekçelerle' derse gereğini yaparız'
Kılıçdaroğlu, FETÖ üyelerinin siyasi partilere de sızdığına dair söylemlerin bulunduğu, CHP'de de diğer partiler gibi böyle bir sızmanın olup olmadığı sorusuna da şöyle cevap verdi:
"Bizim bir istihbarat örgütümüz yok. Kim hangi cemaattendir bilme şansımız yok. Eğer devlet, hükümet bize 'şu cemaattendir, şu gerekçelerle' derse gereğini yaparız. Ama şimdilik böyle birşey yok..Bütün cemaatlere suçlu demek de doğru değil. Mücadeleyi hukukun üstünlüğü şeklinde yaparsanız problem yok zaten. Darbe girişimi içinde bulunmuşsa, cemaat olsun olmasın zaten gereğini yapmanız lazım, cezalandırılması lazım. Ama kurunun yanında yaşın da yanmaması lazım. Bir suçluyu yakalayalım derken masum bir insanı mağdur ederseniz faturası ağır olur."
Miting sonrası selamlama
Kılıçdaroğlu, Yenikapı'daki mitingin sonunda selamlama faslında olmamasının nedenine ilişkin soruyla ilgili de miting öncesi kendi özel kalemi ile cumhurbaşkanlığının özel kalemi arasında haberleşme olduğunu, programın aktarıldığını, hatta kendisinin "kravat takılıyor mu, takılmıyor mu?" diye sorduğunu ifade etti.
Kendilerine verilen programa uyduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Konuşmalar bittikten sonra biz ayrıldık. Biz de konuşmayı 21.40 uçağına yetişebilir miyiz diye ayarlamışız. Biz ayrıldık. Bahçeli ile Allahaısmarladık dedik. Bize önceden, daha sonra konuşmalar bittikten sonra lider sahneye alınacak diye hatırlatılsaydı, söylenseydi biz giderdik, niye gitmeyelim. Oraya çıkıp bir konuşma yaptığımıza göre bir sebebi yok ki. Olay tamamen bundan kaynaklanıyor." diye konuştu.