ANKARA (ANKA)-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerine ilişkin imzalanan protokolü hatırlatarak, "Mert adam yiğit adam imzaladığı protokolün imzasının arkasında durur. Durmayan adama ne denir? Kimse kusura bakmasın ama namert denir" derken, "Türkiye Cumhuriyeti topraklarını yabancı askerlerin postallarının altına seren bir insana ne denir, ben de onu söyledim, hain denir" diyerek Başbakan'a yüklendi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'nin 24. Dönem 3. Yasama Yılı'nın ilk grup toplantısında konuştu.
Berkant'ın hayata veda ettiğini hatırlatan CHP Genel Başkanı, "Önemli bir sanatçımızı yitirdik. Allah rahmet eylesin. Onun şarkısını dillerden düşürmeyen halkımız onu minnet ve şükranla yâd edecektir. Berkant'a Allah'tan rahmet diliyor, sevenlerine, dostlarına, sanat dünyasına başsağlığı diliyoruz" dedi.
-TUTUKLU VEKİLLER İÇİN SAYGI DURUŞU-
Tutuklu milletvekillerinin durumuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Milletvekillerinin hapiste olduğu bir parlamentodayız. Milli iradenin tutsak olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Yaralı bir Türkiye Cumhuriyeti, TBMM var. Aldığı kararlarla halka güven vermesi gereken halkın seçtiği her milletvekilinin de parlamentoda görev yapması gereken bir sürecin içindeyiz ama bu süreç engelleniyor. Bu sürecin engellendiği ilk grup toplantısındayız. Parlamento ilk açıldığında yine 8 milletvekili parlamentoda görev yapmıyordu. Konuşmama başlamadan önce bütün arkadaşlarımı, televizyon başında bizi izleyen bütün yurttaşlarımı milli irade için, zulme karşı direniş için hep birlikte ayağa kalkmaya bir dakika süreyle tutuklu milletvekillerini alkışlamaya davet ediyorum" dedi.
-"KİMSE KUSURA BAKMASIN AMA NAMERT DENİR"-
Halkın oyuyla seçilen seçildiği zaman önünde hiçbir engel olmayan parlamentoda görev yapması gereken milletvekillerini hapiste tutmanın akılla, mantıkla, hukukla hiçbir ilgisi olmadığına işaret eden CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
"Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Seçildi mi, seçildi. Seçilmesinde engel var mı, yok. O zaman bu arkadaşlarımız neden gelip parlamentoda görev yapmazlar. İki ayrı konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı bu konu üzerine değindi. Defalarca söyledik, bu sorunun çözülmesi lazım. Demokrasi kalitemiz açısından çözülmesi lazım. Oturduk parlamentoda Sayın Meclis Başkanı'nın gözetiminde bir protokol imzaladık. Mert adam yiğit adam imzaladığı protokolün imzasının arkasında durur. Durmayan adama ne denir? Kimse kusura bakmasın ama namert denir. Hainlik tartışması da oldu. Yine söylüyorum yabancı bir ülkenin askerlerini parlamentonun kararı olmaksızın kendi ülkesine davet eden, yasama organını devre dışını bırakan, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını yabancı askerlerin postallarının altına seren bir insana ne denir, ben de onu söyledim, hain denir, Dilim sertmiş. Bana hain dışında bir laf bulun onu söyleyeyim."
-CHP'NİN NEDEN AKP KONGRESİNE KATILMADIĞINI ANLATTI-
Pazar günü yapılan AKP kongresini hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP'nin kongreye gitmemesini şu sözlerle anlattı:
"Geçen hafta bir partinin kongresi yapıldı. Bütün televizyonlar aşağı yukarı Türkiye'nin gerçek gündemini karartma dışında hiçbir fiili karşılığı olmayan bir şov gösterisini topluma sundular. CHP olarak biz bu şova katılmadık. Katılmama gerekçelerimiz de vardı. 10'a yakın ulusal basın kuruluşuna demokrasi düşmanı medya düşmanı özgürlükler düşmanı bir anlayışla ambargo koydular. 'Gazeteler gelemez, bunu izleyemez' diye. Demokrasiyi bu ülkeye getiren demokrasi için her türlü çabayı harcayan bir parti demokrasinin üzerine gölge düşüren bir ortamda asla bulunamaz. Arkadaşlarım basın açıklaması yaptılar O şova katılmadılar. Bundan da alınmışlar. Utanmaları gereken nokta şu. Biz katılmıyoruz. Salondan anons ediyorlar CHP'de buradadır diye.
Yalan söyleme ruhlarına kadar işlemiş, kabul etmiyoruz bunu. Demokrasinin aksatıldığı bir yerde biz yokuz, gölge düştüğü bir yerde biz yokuz.
Biz bu darbeci yaklaşıma tepkisiz kalmadık. Dün Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a bu konuyla ilgili soru soruluyor. Sayın Cumhurbaşkanı da söylüyor. Gazetecinin haber alma özgürlüğü vardır. Anayasada diyor basın hürdür, sansür edilemez.
Sayın Başbakan'ın söylediğini okuyunca doğrusunu isterseniz söyleyecek başka laf kalmadı. Şöyle diyor Recep Tayyip Erdoğan, "bize her türlü saygısızlığı sürekli olarak gösterenleri ben de kendi özel böyle bir günümüze davet etmek zorunda değilim'. Sonuna kadar haklıdır. Çünkü demokrasi onun için bir şey değildir. Onun için demokrasi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'nin iktidar partisinin genel kurulunu kendi babasının çiftliği gibi görüyor. Ne diyor, kendi özel bir günümüze davet etmezdik diyor. Ne dedik bu bir şovdur. Recep Tayyip Erdoğan'ın şovuydu. İktidar partisinin genel kurulu değildi. AKP çiftliğinin Recep Tayyip Erdoğan'ın çiftliğinin bir şovuydu. Bir siyasal partinin kurultayını bir partinin genel başkanı kendi özel alanı olarak göremez. Hele iktidar partisi bunu asla göremez. Benim özel alanımdır, ben özel alanıma istediğimi çağırmam dediğiniz andan itibaren demokrasiyi askıya almışsınız demektir."
-"O KONGREDE TÜRKİYE'NİN ONURU VE ŞEREFİ AYAKLAR ALTINA ALINMIŞTIR"-
"AKP, Tayyip Erdoğan'ın babasının çiftliği olabilir, öyle de algılayabilir" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bizim derdimiz o değil. Bizim derdimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Cumhuriyetini babasının çiftliği gibi görmüş olmasıdır. O kongrede Türkiye'nin onuru ve şerefi ayaklar altına alınmıştır. Bu utancı bu zilleti milletimin takdirine sunmak isterim" dedi.
-"BU ÜLKENİN BAŞBAKAN'I, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCU PARTİSİNE BARZANİ'NİN ÖNÜNDE HAKARET EDEBİLME TERBİYESİZLİĞİNİ GÖSTERMİŞTİR"-
CHP'nin Türkiye'nin kurucu partisi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Mustafa Kemal Atatürk bütün mazlum milletlerin ortak kahramanıdır. Dünyanın ve Ortadoğu'nun zulüm gören bütün milletlerinin rol kahramanıdır. Pazar günü bu ülkenin iktidar partisinin şov organizasyonunda Mustafa Kemal Atatürk'ün iki eserinden birisi olan CHP'ye Ortadoğu ülkelerinin bazı temsilcilerinin önünde açıkça hakaret edilmiştir. Bu ülkenin Başbakan'ı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu partisine Barzani'nin önünde hakaret edebilme terbiyesizliğini göstermiştir" dedi. Bu sırada salondan da yuh sesleri yükseldi.
-"BARZANİ'DEN GURUR DUYMANIZIN NEDENİ NEDİR"-
AKP Kongresine Barzani'nin de katıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "İdrak ve irfandan yoksun bir biçimde ve çılgınca "Türkiye seninle gurur duyuyor' tezahüratlarıyla Barzani alkışlanıyor. CHP ise yuhalanıyor. Şimdi Tayyip Erdoğan'a ve tezahüratı yapan kimse onlara milletin önünde soruyorum, Barzani'den gurur duymanızın nedeni nedir, çıkıp bu millete anlatın bakalım. Ne yaptı Barzani sizin için. Her gün şehit verdiğimiz şu son günlerde terör örgütünü himaye ettiği için mi gurur duyuyorsunuz Barzani'yle. Başbakan'ın milli haysiyetten yoksun bu tavrını şiddetle kınıyorum" diyerek tepkisini dile getirdi.
-"TAKILMIŞ BİR PLAK GİBİ", "BU CEHALETE BU ÇAPSIZLIĞA, BU VİZYONSUZLUĞA, BU UFUKSUZLUĞA BAKAR MISINIZ?"-
"Sorunların bizzat kaynağı olmuş başarısızlık abidesi bir Başbakan güya kongrede vizyon konuşması yapıyor" ifadesini kullanan CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti:
"Neymiş güya hedefi 2023'müş. Sen önce 1923'ün ne olduğunu anla da ondan sonra 2023'e dön. 1923'ü bilmen için kapasite gerekir. Demokrasi kültürü gerekir. Sanatla uğraşmak gerekir. Bilimi bilmek gerekir. İnsan olmak gerekir. Ülke sevgisi gerekir. Takılmış bir plak gibi sıkılmadan utanmadan Barzani'nin önünde Hamas'ın önünde CHP'ye hakaret ediyor. Takılmış bir plak gibi 1940'lardan söz ediyor. 1940 kafasıyla 2023'ten söz ediyor. 1940 kafasıyla 2023'ü senin anlaman mümkün mü? Bunu şunun için söylüyorum. 2023'ün ne olduğunun bilmesi için kafasının değişmesi lazım. Kalkmış kongrede buzdolabından çamaşır makinesinden bunların satışından bahsediyor. Arkadaşlar buzdolabı 19. yüzyılda icat edilmiş bir alet. Çamaşır makinesi 1906'da bulunmuş.
Sayın Başbakan 2012 yılında buzdolabından çamaşır makinesinden söz ederek 2023 vizyonunu belirliyor. Senin vizyonun buysa zaten vay bu memleketin haline. Bu cehalete, bu çapsızlığa, bu vizyonsuzluğa, bu ufuksuzluğa bakar mısınız?
Sayın Başbakan acaba kendi iktidar döneminde iki üniversitenin fizik bölümünün kapatıldığını biliyor mu? Eğer bir üniversitenin 21. yüzyılın Türkiyesinde fizik bölümü kapatılıyorsa Sayın Başbakan'ın şapkasının önüne koyup düşünmesi lazım.
1940'lardan bu yana bir türlü gelmiyor Başbakan, takılmış oraya, plak gibi. Türkiye'ye kaybettiren kafa işte bu kafadır. 1940'lara takılıp kalan kafa Türkiye'ye bir şey vermez. Ufuk, vizyon vermez. Umut vermez. 1940'lı yıllarda takılıp kalmıştır ve o çukurda kaybolup gidecektir. Bu kafa Türkiye'nin hayrına olan bir kafa değildir."
-BAŞBAKAN'A "KEFEN" YANITI-
"Sömürüye bakın" diyen CHP Genel Başkanı, Başbakan'ın, "kefenimi giydim yola çıktım" dediğini belirterek şöyle devam etti:
"Allah herkese şerefiyle yaşama ve şerefiyle ölümü nasip etsin. Kimse buna bir şey demez. İslam dini iki dünyayla da barışık olanların dinidir. Kefen dediğimiz şey Müslümanlıkta temiz, sade, düz, beyaz bir kumaştır. Cebi falan da yoktur. Ama Tayyip Erdoğan kefeninin cebi var. Cebbellezi lafı da buradan geliyor.
Madem kefenden söz ediyorsun madem. Kefeninle geziyorsun, öbür dünya diye kafanda bir kavram var. Ahrete inanıyorsun kıyamete hesap verme gününe inanıyorsun peki bu kul hakkı yemek işinden niye vazgeçmiyorsun. Çalma çırpma kul hakkına el uzatma huyundan niye vazgeçmiyorsun, niye terk etmiyorsun bu huyunu sen. Sen milleti kefen parasına muhtaç hale getirdin. Şimdi de kefen edebiyatı yapıyorsun."
-DADALOĞLU'NDAN DÖRTLÜK OKUDU-
Dadaloğlu'ndan bir dörtlük okuyan CHP Genel Başkanı, " Recep Tayyip Erdoğan'ı anlatan bir Dadaloğlu deyişi. Şöyle diyor, Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş.
Herhalde Recep Tayyip Erdoğan kendisine buradan bir ders çıkarır. "
-"MÜSLÜMANLARIN KEFENİNİN CEBİ OLMAZ"
"Müslümanların kefeninin cebi olmaz" diyen CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti:
"Peki kimler yaptırdı, firavunlar, nemrutlar onların kefenlerinde cepleri vardı. Tarihte firavunlar da oldu nemrutlar da oldu. Bazıları nemrutu örnek alsa da firavun gibi davransa da biz Hz. İbrahim'i örnek alacağız ve onun gibi davranacağız. Firavunlaşan bazıları toplumun üzerine baskı kurmak istiyor. Güç hastalığına yakalanıyor. Bu ilahlık iddiasıdır, bu ilahlık iddiasına bu şirke teslim olanlara sesleniyorum. Bu zalimlere boyun eğenlere bu firavunluk düzenini sonuna kadar devam edecek diye düşünenlere sesleniyorum. Bu putlar yıkılır bu zalimler defolur giderler. Zulme rıza gösterenler utançlarıyla baş başa kalırlar.
Bunu herkes çok iyi düşünsün. Bu şovlar kimseyi aldatmasın. Bütün kalbimle şunu söylüyorum bu rezil ve utanç verici şov içten içe çürümüş ve çökmekte olan Roma imparatorluğunun saray gösterisinden başka bir şey değildir.
Aslında bütün diktatörler korkaktır, müthiş yalancıdırlar, güce taparlar fakat Allah'tan korkmazlar. Korkularının esiridir bunlar. Yiğitlikten, mertlikten nasibini almamış kolpacılardır."
-"ORTADOĞU'NUN GURUR DUYDUĞU TÜRKİYE'DEN BARZANİ'YE GURUR DUYAN TÜRKİYE"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kuruluşundan bu yana hedefinin çağdaş uygarlığı yakalamak ve onu aşmak olduğunu belirterek, uygarlığa kapısını kapatmış, yönünü kaybetmiş bir Türkiye'nin 2023'e de 1923'e de "ihanet" olduğunu söyledi. AKP kongresinde millete "taşeronluk misyonunun fotoğraflarının" izletildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Bu fikir Türkleri Anadolu'dan çıkarmak isteyen emperyalistlerin amacının fiilen gerçekleşmesidir. Ortadoğu'nun gurur duyduğu Türkiye Cumhuriyeti'nden Barzani'ye gurur duyan Türkiye Cumhuriyeti'ne dönüşmüş bir ilkelliğe izin mi vereceğimizi sanıyorsunuz? Bu ülkenin çocuklarının sanatla, bilimle, uygarlıkla ilişkisini kesen köle toplumu projenizi başınıza geçirmek bizim boynumuzun borcudur" diye konuştu.
-"HESABINI SORMAZSAK NAMERDİM"
"Şov"un en ironik bölümünün ise "helallik" kısmı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu kadar kul hakkı yiyen, haram yiyen bir zatın milletten helallik istemesi herhalde bir ironi olsa gerek" derken şöyle devam etti:
"Recep Tayyip Erdoğan şunu bilsin ki; kursaklarına elini attığın bütün yetimlerin iki eli senin yakanda olacaktır.
Alın terini, emeklerini ÖSYM ile gasp ettiğin bütün öğrencilerin, bütün gençlerin iki eli senin yakanda olacaktır.
İsrail askerleri tarafından şehit edilen 9 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının iki eli senin yakanda olacaktır.
Uludere'de bombalattığın 34 masum yurttaşın iki eli senin yakanda olacaktır.
Akdeniz'de şehit düşen savaş uçağımızdaki 2 pilotun iki eli senin yakanda olacaktır.
Sırf parti çıkarı ve kişisel iktidar hesapların uğruna seçim döneminde eylemsizlik kararı aldırmak suretiyle Oslo'da görüşmelerini yapacaksın, görüşmelerden sonra Türkiye terör batağına batacak, her gün şehitlerimiz gelecek o şehitlerin de iki eli senin yakanda olacaktır.
Bunların hesabını soracağız, bunların hesabını sormazsak ben namerdim."
-"BUNUN ADI MİLLETİ SATMAKTIR"
CHP olarak, kendilerinin barışa odaklanan ve barışı isteyen bir siyasal parti olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bizim yönümüz belli, yolumuz belli, ne yaptığımız belli, söylemlerimiz belli. Ama birileri anlamıyor, hala bizi suçluyor; "terör var, sorumlu CHP'. Böyle bir ilkellik olabilir mi, böyle bir anlayış olabilir mi?" dedi.
AKP'nin 2002'de iktidarı devraldığında bir tek şehidin bile olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi onlarca geliyor. Oslo'da görüşmeyi ben mi yaptım, sen mi yaptın? "Seçime kadar eylemsizlik kararı alın, seçimden sonra bildiğinizi okuyun' diyen sen değil misin? Bunun adı milleti satmaktır" diye konuştu.
-"ELİNE YAZILI METİN VERDİK ONU BİLE ANLAMAMIŞ"
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz CHP olarak ne söylediğimizi biliyoruz, kararımız açıktır. Yolumuz, yöntemimiz açıktır. Sayın Başbakan'a yol haritasını da yazılı verdik ki onu da çarpıtmasın. Onu bile okumamış, onu bile anlamamış. Elindeki metni anlamayan birisi ebette ki 1923'ü anlayamaz, elindeki metni okuyamayan birisi elbette ki Türkiye'nin gerçeklerini kavrayamaz. İktidardaki bu bölücülere, fitnecilere, ayrımcılara, totaliter düzen sevdalılarına asla izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin geleceğini birilerinin ipoteğine teslim etmeyeceğiz. Egemen güçlerin taşeronlarına, demokrasi düşmanlarına, içte ve dışta barışımızı tehdit edenlere, Cumhuriyet düşmanlarına, bilim düşmanlarına, ahlak düşmanı haramzadelere fırsat vermeyeceğiz. Susmayacağız, zülüm düzenini yıkıncaya kadar direneceğiz."
-"SURİYE KONUSUNDA YANLIŞ YAPTIN, HERKES BİLİYOR, BİR SEN BİLMİYORSUN"
Kılıçdaroğlu, dış politikada da kendilerinin suçlu olduğunun ifade edildiğini belirterek, "Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükleyen sen değil misin? "Aklını başına al' diyen biziz. Suriye konusunda yanlış yaptın, herkes biliyor. Amerika da, Almanya da biliyor, Suriye de biliyor, İran da biliyor, İsrail de biliyor, dost da biliyor, düşman da biliyor. Bir tek bilmeyen sensin. Suriye batağındasın, o batakta debelendikçe batmaya da devam edeceksin. Ama kaybeden Türkiye olur. Ayakta duracak olan, Türkiye'yi ayağa kaldıracak olan, Türkiye'yi refah toplumu yapacak olacak CHP'dir" diye konuştu.
-GRUPTA ÜZÜM İKRAMI-
Öte yandan, CHP'nin yeni yasama yılındaki ilk grup toplantısında dikkat çekici görüntüler de vardı. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba tarafından milletvekili ve basın mensuplarının bulunduğu sıralara tabakta üzüm ikram edildi konuldu. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise salona elinde fenerle geldi.
CHP Lideri kürsüye geldiğinde ise salonun arka tarafından "Durma ilerle gençlik seninle gurur duyuyor' sloganları yükseldi. Yine Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında, "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.