Kilis’in Kurtuluşu

AK Parti Kilis Milletvekili Opr.Dr. Fuat Karakuş, Kilis’in düşman işgalinden kurtuluşunun 91. yıldönümünü kutladı.

Milletvekili Karakuş, aziz milletin özgürlüğünü ve bağımsızlığını tarih içinde büyük mücadelelerle kazandığını belirterek “Yurdun dört bir köşesinde yediden yetmişe verilen mücadeleler tüm dünya milletlerine örnek olmuş, destan niteliği kazanmıştır" dedi.

Milletimizin bağımsızlığına olan tutkusunun, yurdun dört bir yanında olduğu gibi bundan 91 yıl önce 7 Aralık 1921 tarihinde Kilis’te tezahür ettiğini anlatan Karakuş, şöyle konuştu: "Mustafa Kemal Atatürk’ün Kilis’e geldiği 28 Ekim 1918’de vatanın durumu pek iç açıcı değildir. Düşman, Anadolu’ya doğru hızla ilerlemektedir. Kilis’e girişte bir grup Kilisli kahraman tarafından karşılanır. Atatürk’ün bu sırada ‘İlk ayak bastığım Türk şehrindeki bu uyanıklığa cidden hayran kaldım. Ve bir daha iman ettim ki bu millet asla ölmeyecektir. Var olun aziz Kilisliler’ sözü Kilisli kahramanlarımıza cesaret vermiş, Şahin beyler, şehit Sakıp beyler, Hasan Kamil beyler, Polat beyler, Kartal beyler ile Aslan beyler komutasındaki Kuva-yı Milliye hareketi ile kahraman Kilisliler tarih içerisindeki görevini fazlasıyla yerine getirmiş ve milletimizin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini bir kez daha tüm dünyaya kanıtlayarak 7 Aralık 1921’de Hükümet konağındaki Fransız bayrağını indirerek sonsuza kadar dalgalanacak Türk Bayrağını asmışlar ve böylece büyük destanın üzerine düşen bölümünü yazmışlardır. Ruhları şad mekanları cennet olsun.”

Kurtuluş zaferlerinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde cihanı hayrete düşüren cefakar analar ile yiğit ve kahramanların ve Mehmetçiğin iman ve azminin, metanet ve gücünün açık bir göstergesi olduğunu belirten Karakuş, şunları söyledi: “Vatan, millet, bayrak, din ve devlet için göğsünü, bir gül bahçesine girercesine siper ederek bu uğurda şehadet şerbeti içmiş kanının rengini bayrağımıza vermiş şehitlerimiz ile onların silah arkadaşları gazilerimizin destanıdır. Kurtuluş yıllarımız, bizim aynı zamanda gururla andığımız, göğsümüzü kabarttığımız ve ecdadımızı hayır dualarla yâd ettiğimiz yıllardır. Bu nedenle, bugün sahip olduğumuz Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin kıymetini bilmeliyiz. Elde ettiğimiz tüm kazanımları daha çağdaş, daha müreffeh, insan hak ve özgürlüklerinin alabildiğince yaşandığı bir Türkiye için harcamalıyız.”